2.23 | Desiderate

2.6K 154 63
                                    


Elisa'nın Ağzından

Elimdeki küçük çanta ile havaalanının çıkışına doğru ilerlerken otoparkın hemen girişindeki arabasını gördüm. Açık olan camdan kolunu dışarı uzatmış, sıkıntılı yüz ifadesi ile sigarasını içiyordu. Bir yandan etrafı inceliyor olmasına rağmen beni hala fark etmemişti. Onu gördüğüm anda bir gerçekle karşı karşıya geldim; Onu özlemiştim. Onu gerçekten özlemiştim.

Arabasına doğru ilerlerken o gece telefonda söylediği her şey tekrar tekrar beynimin içinde yankılanmaya başladı. O kuzey aksanı ile yanında olmama ihtiyacı olduğunu söylemişti. Evet, bunu tamamen Harry söylemişti. Bilemiyorum belki de biri Harry'i kaçırmış, kafasına devasa bir silah dayamış ve bunu söylemesi için onu zorlamıştı. Kim bilir? Çünkü geriye kalan her ihtimalde bunu onun ağzından duymak mucizenin bir adım daha ötesindeydi.

Maria, varlığından henüz yeni haberdar olduğum halam, anlattığım her şeyi öyle ilgiyle dinlemiş ve bana destek olmuştu ki şu an yaşayacağımız bu karşılaşmadan korkmuyordum. Maria bana aşkın kolay bulunmadığını ve bulduğumuz zaman ne kadar boktan olursa olsun ona sıkıca sarılmak zorunda olduğumu söylemişti.

Aşkın tanımının herkese göre aynı olmadığını zaten biliyordum. Ama fark ettiğim bir şey vardı ki herkese göre değişen tek şey yalnızca onun tanımı değil, bizzat kendisiydi. Aşk -tam olarak her ne ise- herkes için bambaşka bir hale bürünüyor, herkes için bambaşka şekillerle yaşanıyordu. Aşkın sınırları, insana yaptırdığı şeyler herkese göre farklıydı. Herkesi farklı bir şekilde değiştiriyordu. Ama dünyanın her yerinde aynı olduğuna emin olduğum tek şey şuydu ki; aşk eninde sonunda herkesi değiştiriyordu. Herkesi bir şekilde değiştiriyor ve olduğundan farklı bir forma sokuyordu.

Bu nedenle belli ki bizimki Romeo ve Juliet'in yaşadığından oldukça farklıydı. Paris ve Helen'den de öyle. Sanırım Heatcliff ve Catherine'e benziyorduk -en başından beri bu aptal durumu onlarınkine benzetiyordum- ama ondan da farklı olduğu ortadaydı. Harry'i olduğu gibi kabul etmem ve bizim hikayemiz her ne şekilde kendini gösteriyorsa ona göre yaşamayı öğrenmem gerekiyordu.

Ya da belki de olmasından korktuğum şekilde bu bir aşk hikayesi bile değildi.

Ona doğru ilerlerken beni farketti ve elindeki sigarayı arabanın camından atarak bana bakmaya başladı. Yüz ifadesindeki rahatsızlığı gören bir kişi onun burada olmak istemediğini rahatlıkla söyleyebilirdi ama sonuç olarak beni almak istediği söyleyen kendisiydi ve bu konuda hayli ısrarcı davranmıştı.

Nihayet arabanın yanına ulaşarak kapıyı açtığım zaman tek bir kelime bile etmeden beni dikkatle incelemeye başladı. Kaçamak bakışlarının anlık olarak karnıma doğru ilerlediğini ve sonrasında tekrar gözlerimle buluştuğunu fark etsem bile büyük bir tepkisizlikle ön koltuğuna oturdum

"Selam"

"Hey" diye cevapladı. Tedirgin olduğunu hissedebiliyordum "Beklediğimden erken döndün. Daha uzun kalacağını düşünmüştüm"

"Sınavlar" dedim kısaca. O ise başını olumlu anlamda salladıktan sonra arabayı çalıştırmayı tercih etti

Evet, planlarım daha uzun kalmaya yönelik olsa bile onun bu davetine karşı koyamamıştım. Aslında Wiltshire'a gitmekteki tek amacım hamile olduğumu aileme itiraf etmekti ama Maria bunun çok büyük bir hata olacağı konusunda yeterince ikna edici bir konuşma yaparak beni vazgeçirmiş ve bunu söylemek için henüz çok erken olduğunu, onlara kabul etmeme fırsatı vermeyecek kadar uzun bir sürenin geçmesini beklemem gerektiğini söylemişti. Uzun zamandır beni gerçekten anladığını düşündüğüm tek kişi o olduğu için bu önerisini dinledim ve annem ile babama bu konudan bahsetmedim bile. İtiraf ediyorum ki yalnızca ertelemiş bile olsam bu kararı vermek beni fazlasıyla rahatlatmıştı. Sanırım öncelikle Harry'i ikna etmek ve onun yanımda olacağını bilmek benim için daha iyi olacaktı. Elbette böyle bir şeyi başarabilirsem...

WonderwallHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin