2.2 | The Question

2.3K 127 33
                                    


Harry'nin Ağzından

Bunun Elisa'nın önünde yapılmaması gerekiyordu. Ama yine de başka bir şansım yoktu. O it bunu çoktan haketmişti.

Elisa kendini Austin'in bedeninin üstüne atmış ve yüzünü tokatlayarak kendine getirtmeye çalışıyordu. Sürekli çığlık atıyordu. Ağlıyor bağırıyor ve Austinin adını haykırıyordu.

Onu kucaklayarak Austin'in bedeninden ayırmıştım. Tüm gücüyle beni yumrukladı. Tepiniyor ve kurtulmaya çalışıyordu.

"Bırak beni" diye bağırdıktan sonra haykırmaya devam etmişti "AUSTIN!"

Tepinmeye devam ediyordu. Onu tutmak çok zorlaşmıştı.

"Bunu neden yaptın!" Çığlıklar içinde söylemişti. Bir yandan da göğsüme yumruklar atıyordu. Eli ağırdı. Bu narin görünüşünün altından böyle bir güç çıkmasını beklemezdim.

Orada yapabileceğim tek şey Elisa'yı o ortamdan uzaklaştırmaktı. Nasıl olsa o itin cesedinin önünde neden yaptığımı açıklasam bile dinlemeyecek ve dinlese de anlamayacaktı. Cesedin icabına çocuklar bakabilirdi.

Tam olarak bu nedenle onu kucaklamış ve tüm direnmelerine rağmen zorla arabaya bindirerek evime getirmiştim. O ise yolda bile bana vurmaya ve benden ne kadar nefret ettiğini haykırmaya devam etmişti. Onu kaçıran o it değil de benmişim gibi davranmış ve yolda bile asla rahat durmamıştı.

Hatta neredeyse kaza yapacaktık. İstediği şey ise o ormanda Austin iti ile kalmaktı. Sanki ona yardımcı olabilecekmiş gibi.

Onun için bu kadar ağlaması sinirimi bozuyordu. Evet gözünün önünde birini öldürmüştüm ama yine de Austin'den zaten nefret ediyordu ve... gerçekten kafayı yemiştim.

Eve gelir gelmez kan lekesi olmuş üstünü çıkartmaya çalıştım. Ancak kollarını kaçırarak bana direndi. Bir yandan da gözlerinden yaşlar akıyordu.

Evet mutsuzdu ve ona karşı anlayışlı olmalıydım. Böyle şeylere alışık değildi. Sakin ol Harry!

Kollarını nazikçe tutup yukarıya kaldırmaya çalıştım ama ben kolunu tutunca o kendisini çekti. Kaçmaması için elini sıktıkça o daha da kaçmaya çalıştı ve ben daha sıkı tutmaya çalıştım. Bu sefer de sessiz olan ağlaması birden sesliye dönmüştü. Lanet olsun, canını yakıyordum.

Derhal kollarını serbest bıraktım. Ama ona yardım etmeye çalışmama rağmen bana direnmesi sinir bozucuydu. 

Ben onun iyiliği için çabalıyordum o ise küçük bir çocuk gibi beni uğraştırıyor ve ağlıyordu.

"Elisa kes sesini ve çıkart şunları" diye bağırdım. Sabrımı taşırıyordu. Sabrımı gerçekten taşırıyordu

Onu ilk defa bu kadar sinirli görmüştüm.

"Beni yalnız bırak" dedi.

Kıyafetinin üstündeki kan lekelerinin farkında olmadığına emindim. Kollarını tekrar tuttuktan sonra tişörtünü zorla çıkarttım ve tişörtü banyonun öbür köşesine fırlattım.

Uçuk mavi bluzun üzerindeki lekeler net bir şekilde görünüyordu.

Bunu farkettiği zaman ağzından ince bir çığlık kaçtı ve elleriyle ağzını kapattı. Asla durmayan ağlamasına devam ediyordu.

"Duşa gir" dedim ve kapıya doğru yöneldim.

O ise yere fırlatılmış tişörte bakarak küvete girmeye çalışıyor ve bir yandan ağlamaya devam ediyordu. Dengesini sağlamakta zorlandığını farkettiğim zaman küvete oturmasına yardım etmek için kolunu tuttum.

WonderwallHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin