2.20 | Kiwi

2.3K 145 78
                                    


Harry'nin Ağzından

Sensörlü kapı açılıp da içeri geçmem için bana yer sağladığı zaman danışma tabelasının bulunduğu yerde, daha önceki çalışma yerinde, elindeki kalemi döndürerek karşısındaki yaşlı adam ile konuşan kızı gördüm. O ise beni fark etmemişti, henüz.

Masasına doğru ilerlerken bir yandan sinirli, bir yandan da inkar edemeyeceğim şekilde tedirgindim. Bunların hepsi gerçekten boktan birer yalan olmalıydı.

Önüne geldiğim zaman kız gözünü anlık olarak yaşlı adamdan ayırıp bana baktı, yüzünde ani bir gülümseme oluşmuştu "Demek geldin"

Yaşlı adama hızlı bir şekilde baktıktan sonra gözlerim tekrar kız ile buluştu, eğer etrafımızda insanlar olmasaydı ona eğer yalan söylüyorsa bunun sonucunun çok kötü olacağı ile ilgili tehditler savururdum. Oysaki şu an yalnızca "Evet" demekle yetinmiştim "Bahsettiğin her neyse onları görmek istiyorum"

"Bir saniye" dedikten sonra önündeki kağıda bir şeyler yazarak, bir gülümseme ile yaşlı adama uzattı. Adam ise kağıdı alıp inceledikten sonra ona kibarca teşekkür etti ve yanımızdan ayrıldı, ki bu iyi bir şeydi.

"Onların fotoğrafını çektim" Hastane üniformasının önündeki büyük cebe elini atıp telefonunu çıkardı ve açtığı fotoğrafı bana doğru uzattı.

"Bunlardan bir şey anlamamı beklemiyorsun değil mi?" Hadi ama, bir sürü anlamsız ve yan yana dizilmiş harften oluşan bir kağıt fotoğrafıydı. Bunun bir şeylerin sonucu olduğunu anlayabiliyordum ama orada yazanlar hakkında bir fikrim yoktu.

"Bunlar Elisa'nın kan testlerinin sonuçları"

"Bunu nereden biliyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak, sonuç olarak Elisa'yı sevmemek için yeteri kadar nedeni -ben- vardı.

"Onun görüştüğü doktorun asistanından aldım, çünkü arkadaşım"

"Sana Elisa'dan uzak durmanı söylediğim halde neden onu araştırıyorsun?" İstemsizce kendimi, yumruklarımı sıkarken bulmuştum. Evet şu an sorun kesinlikle bu değildi ama sinirlerimi bir yerlere yönlendirmeye ihtiyacım vardı.

"Gidip doktoru ile kendin konuş" dedi, elbette bunu yapmayacaktım. Ona ne diyebilirdim ki?

Tanrım, bu doğru olmasın. Ellerimi hızla ve sinirle yüzüme doğru yerleştirdim ve derin bir nefes aldım. Şu an sinir hücrelerim öyle aktif bir şekilde çalışıyordu ki, sanırım normal zamanda olduğundan 10 kat daha fazla oksijene ihtiyacım vardı.

Hızla saçlarımın arasına parmaklarımı daldırarak onları çekiştirmeye başladım. Ne bok yiyecektim ki şimdi?

Derin, çok derin bir nefes aldım. Sakin ol Harry. Bulunduğum yerde ileri geri yürürken içimdeki yoğun bağırma ve küfretme dürtüsüyle başa çıkmak fazlasıyla zor geliyordu.

Açıkcası ne düşünmem gerektiğine dair bir fikrim bile yoktu. Böyle bir şey nasıl olabilir? Aklıma gelen her türlü ihtimal beni daha da sinirlendiriyordu.

Kız yalan söylüyor olabilirdi, beni bu hale getirdiği için kesinlikle sinirlenirdim.
Kız doğru söylüyor olabilirdi, bu ise kesinlikle diğerinden çok daha kötü bir ihtimaldi.

Kız doğru söylüyorsa bu sefer çözmem gereken daha büyük bir sorun çıkıyordu. Eğer o bir başkasındansa muhtemelen onu gebertecektim. Eğer o bendense... Tanrı aşkına hangisinin daha kötü olduğuna karar bile veremiyorum.

"Harry" Kızın çekingen bir sesle adımı söylediğini duydum, şu an o boktan sesine gerçekten ihtiyacım yoktu

"Kes sesini" dedim tekrar derin bir nefes alarak. İçime çektiğim oksijen yeterli değil gibiydi. Gerçekten ne bok yiyecektim şimdi?

WonderwallHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin