SAVAŞMA SEVİŞ

34- SEVGİ

Zil çalınca odamdan çıkıp kapıya doğru ilerledim. Kapının önüne gelip kapıyı açtığımda kapıya kolunu dayamış yakışıklı çocuğu görünce gukumsedim. Kafasını kaldırıp bana baktı, o da sırıtmıştı.

"Hoşgeldin." dediğimde alt dudağını yalayıp bana üstten bir bakış atıp içeri girdi. Ben bir adım geriye giderken o içeri girmişti. Gözlerini benden ayırmadan kapıyı kapattı.

"Seni özledim..." dediğinde utangaç bir şekilde gülümsedim. "Annen yok değil mi?" diye sordu gözlerimin içine bakarken. Kafamı olumsuzca salladım.

Alt dudağını ısırıp beni birden kendine çekti ve belimden tutup kendini bana bastırdı. Biraz kafamı kaldırıp yüzümüzü birbirine yaklaştırdım. Nefesi dudağıma değiyordu.

"Bitti mi işin?" diye sordum.

"Bitti güzelim." dediğinde uzanıp dudağından öptüm. Ali anlık gelen bir cinnetle kafeden ayrılmıştı ve şimdi de bir barda çalışıyordu. Bana çalıştığı barın adını vermemişti, sürekli yer değiştirdiği için. Çoğunluk gece çalışıyor ama bazen sabahları da orayla ilgilenip ek ücret alıyordu.

Elini eşofmanımın içine sokup beni sertleşmiş olan aletine daha da çok bastırdı. Dudağımı yumuşak bir şekilde öpse de, kalçamı sert bir şekilde sıkıyordu.

Dudaklarını benden ayırmadan belimden tutarak beni geri geri içeri doğru yürüttü. Halen salona girdiğimizde tamamen ezbere olarak koltuğa beni sertçe yatırırken öpüşlerine devam ediyordu.

"Benim masum sevgilim." dedi dudağını dudağımdan ayırırken. Ben nefesim birbirine girmiş, kalbim dudaklarımın sahibi ile buluşması ile hızla atarken ağzım aralık bir şekilde onun yüzüne bakıyordum. Uzanıp boynumdan öptü.

Ardından kokumu içine çekip bir anda tahrik olmuş bir şekilde geri çekildi ve üzerinde ki tişörtü bir çırpıda çıkardı. Kaslarına bakıp derin bir nefes aldım. Gözleri ile vücudumda gezerken eşofmanın üzerinden aşırı belli olan aletime bakıp sırıttı.

"Ali'nin kaldırma kuvveti.." dedi sırıtırken. Nefes nefese ağzımdan 'puf' gibisinden bir gülme sesi çıktı.

Tişörtümü üzerimden çekip çıkarırken ona yardım ettim. Dudaklarını göğsüme yerleştirip diliyle dokunup yavaş yavaş öperken nefesim hızlanmıştı. Her şeyi bu kadar iyi yapmak zorunda mıydı? Eşofmanıma gelene kadar diliyle dokunup öptü. Ardından kalkıp olan aletimin belli ettiği kısıma gelince gözlerimin içine baktı. Dilini eşofmanın üzerinden sürünce dehşetle ona baktım.

Gözlerimin içine bakarak eşofmanın üzerinden aletimi ağzına alınca bedenim bir yay gibi gerildi.

"Ali..." dedim derinden gelen bir inleme ile. Gözlerimi kapatıp, ağzımı aralamıştım.

Aletimde hissettiğim baskı daha da yoğunlaşınca eşofmanın üzerinden dilini bastırıp daha da ağzına aldığını anlamıştım. Daha önce bunu hiç yapmamıştı. Ve şimdi Ali'nin bunu yapıyor olması beni daha da deli ediyordu. Elimi kafasına atıp hafif kısa saçlarını okşarken o bez parçasının üzerinden aletimi ağzına alıp geri bırakıyordu. Gözlerimi açıp gerilen bedenimle bir kez daha büyük bir inleme gönderdim.

Ali bu inlemeden sonra kafasını kaldırıp bana baktığında gri eşofmanımın önünün ıslak olduğunu görünce derin bir iç çektim. Ali'nin gözlerinde şimdi eski Ali'yi görmüştüm. Ama bu beni korkutmamıştı.

Kalçasını kaldırıp pantolonunun kemerini çözüp bir çırpıda çıkardı ve pantolonunu bacaklarından sıyırdı. Baksırını da çıkarıp tamamen çıplak kalmıştı. Benim eşofmanıma uzanıp, baksırım ile bir çırpıda çıkardı. İkimizin de aleti çok sertleşmişti.