12- KIRGINLIK

65K 3.2K 3.5K
                                    

Okul sularına girdiğimde, gözüm direkt onu aradı. Onu görünce mutlu olmama kalmadan yanında ki kıvırcık saçlı, güzel bir kızın onun dudağına yapışması ile olduğum yerde durdum. Gözlerimin dolu dolu olduğunu hissediyordum.

Arkada okula girmeye çalışanlar hafif beni itince kendime geldim ve karşıda ki banka doğru yürüdüm. Elimin titrediğini son anda hissettim. Ellerimi yumruk yapıp banka oturduğumda dudakları kızdan ayrılmıştı. Bakışları bana döndü. Gözlerim dolu dolu ona bakarken birkaç saniye baksa da daha sonra kafasını çevirdi. Telefonumu çıkardım ve ağlamamaya özen göstererek ona mesaj attım.

Eren: Yeni sevgilin mi?

Ali mesaj sesiyle elini cebine attı ve bakışları bendeyken telefonu çıkarıp mesaja baktı. İfadesiz bir şekilde kısa bir şey yazdı, telefonum titreyince ekrana baktım.

Ali: Öyle.

Dudağımı büküp kafamı salladım. İlk defa üzüntü dışında farklı bir duygu vardı, sinir. Önceden sinirlenemiyordum ama uzun süredir seks ilişkisi daha farklı bir şeye dönüşmüştü. Belki de umut etmiştim.

Gözlerimde ki yaşı sildim. Kıza yeniden baktım,onun karşı sınıfında ki Melisa olduğunu farkettim. Diğer kızlara göre oldukça havalıydı. Ve zengindi.

Zil çalınca ayağa kalktım, onlar da ayağa kalkmıştı. Kafamı öne eğip yürümeye başladım. Ben önde yürürken, onlar benim önüme geçecekleri sırada Melisa beni önünden çıkmam için itti.

"Off bir çık." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Koca götünü kaldır da öteki taraftan yürü." dediğimde ikisi de durmuştu. Ali bana dokunduğu yere bakarken kız gözlerimin içine hayretle baktı. Benden bu atağı beklemediği aşikârdı. Elini bana uzatıp ittiğinde kolundan sertçe tuttum.

"Ne yapıyorsun ibne!" diye bir bağırış,ve itilmemle bana sinirli gözlerle bakan Ali'ye bakışlarımı çevirdim. Bütün okul bize dönerken, Ali yakamdan tutup yüzüme bir tokat indirdi. Tokatın etkisi ile geriye doğru sendelerken sinirden çok öte bir şekilde Ali'ye bakıyordum. Gözlerimde ki kırgınlık dolup taşınca ağladığımı anlamıştım. Ali birkaç saniye afallasa da ardından yeniden korkunç yüz ifadesi ile bana baktı.

Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde arkasını döndü. Bütün okul bize bakarken, adımlarımı okulun kapısına doğru yönlendirdim. Gözlerimden yaşlar akarken dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı.

Sokakta acıyan çenemi tutarken, ağzımdan kaçan hıçkırıklara engel olamıyordum. Adımlarım beni otomatik olarak evime doğru götürüyordu.

Ali elbette ki bana daha öncelerde vurmuştu, ama sevgilisine sataştığım için vurmamıştı. Ya da başka birisi için. Dün benimle öpüşürken bugün bir kız için bana tokat atması gururumu kırmıştı.

Gururumu çoktan kapı dışarı ettiğimi düşünüyordum. Gururumun kalmadığını ve ne olursa olsun onu kabul edeceğimi düşünüyordum.

Ama şuan içimi yakıp kavuran kırgınlık, durumun hiç de öyle olmadığını gösteriyordu. Nefesim hızlanırken evin önüne geldim ve bir hışımla içeri girdim.

Kapıyı açıp içeri girdiğim an yeniden hıçkırmaya başlamıştım. Telefonum yüzüncü kez çalarken bakmamakta inatçıydım. Odama geçip çantamı yere fırlattım. Yatağa oturup cenin pozisyonunda kendimi sıkıp ağlamaya devam ettim. Ya da ciğerimi sökmeye.

Zil çalınca, onun geldiğini anlamıştım. Açmayacaktım, alacaklı gibi çalan kapı daha sert bir şekilde çalırken daha fazla ağladım. Kulaklarımı kapattım, onun tehditlerini duymak istemiyordum. Bir süre sonra ses kesildi. Birkaç dakika sonra camıma bir taş atılınca koca pencereyi yarıdan kırmıştı.

Ben korku ile bakarken Ali camdan tırmandı, yarısı kırılmış olan cama bir tekme attı. Eliyle bir kez daha vurup içeri atladı. Delirmiş gibi görünüyordu.

"Lan beni delirtmek mi istiyorsun sen!" diye kükredi. Titreyen ellerini bana doğru tutuyordu.

"Hangi cesaretle benim yanımdan kaçıp telefonlara cevap vermezsin!" diye bağırdı bu sefer. Eli ayağı titriyordu.

"SEN KENDİNİ NE SANIYORSUN LAN!" diye bağırdı. Çileden çıkmış gibiydi.

"Git buradan." dedim fısıltı ile. Kaşlarını çatıp gözlerini kısarak bana baktı.

"Ne?" diye sordu sertçe, anlamıştı ama benim böyle bir şey diyeceğime ihtimal vermiyordu.

"Git dedim Ali. Artık istemiyorum seni." dediğimde daha çok sinirlendi. Üzerime doğru bir adım attı.

"Lan bana aitsin bana! Sen kimsin de beni istemiyorsun!" dedi ellerini bana tutup sallayarak.

"GİT!" dedim yattığım yerden doğrulup. Kaşları çatık bir şekilde bana baktı. "Seni artık görmek istemiyorum!" diye haykırdım bilinçsiz bir şekilde.

"Bana öyle bağırıp konuşma ses tellerini sikerim senin." dedi işaret parmağını bana doğru uzatıp tehditvari konuşurken.

"Anca sikersin zaten. Sadist bir insandan fazlası değilsin." bana bu cesaretin nerden geldiğini bilmiyordum.

Hırsla bana yürüyüp yakamdan tuttu, suratıma bir yumruk geçirirken sinir krizi geçirdiğini anlamıştım.

"Ne diyorsun lan sen!" diye haykırdı, bir daha vururken.

Sinirden delirmiş gibi görünüyordu, aldırmadım. Bir süre etrafa bağırarak tekme savurdu. Saçlarını çekiştirirken nefesi hızlanmıştı. Bir daha üzerime atılacakken kendini durdurdu. Yalpalayarak cama gitti ve geldiği gibi aşağı indi camdan.

O gittikten sonra halen kırılmış olan cama bakarken komşuların zile basması ile kapıya çıkıp onları önemli bir şeyin olmadığına ikna edip içeri döndüm. Odayı annem daha fazla soru sormasın diye düzelttim. Artık ağlamıyordum bile. Daha sonra gücümün tükendiğini anlayınca kendimi yatağa bıraktım. Derin derin soluklar alırken şimdi ne olacağını düşündüm.

SAVAŞMA SEVİŞ Where stories live. Discover now