23- KAN

59.2K 3K 2.5K
                                    

Okuldan içeri girerken dün ki hiç aklımdan çıkmayan görüntüler ile kasıldım. Annem konuştuktan ve benim anlayamadığım şeyleri anlattıktan sonra Ali sadece yumruğunu sıkıp oturmuştu. Ardından sessiz bir şekilde kalkmıştı.

Bahçeye girdiğimde Ali'nin bankta olmadığını gördüm. Demek ki daha gelmemişti. Çantamın kollarını sıkıp kafamı eğerek kendi oturduğum banka doğru ilerledim. Hafif bir rüzgar saçlarımı okşarken biraz daha rahatladım. Banka oturup çantamı kenara koydum. Daha on dakika vardı sınıflara girmemize. 

Birkaç dakika daha bankta oturunca Ali, Mete ve Talha'nın okuldan içeri girdiğini gördüm. Ali'nin bir eli sargıdaydı. Gözlerim oraya kilitlenmişti. O yumruk yaptığı eli bileğine kadar sargıdaydı. Bedenim kasılmıştı.

Ali beni görünce bakışlarını çevirmedi ve üzerime doğru yürümeye başladı. Yüzünde her zaman ki sert ifadeden vardı. Korkuyla gözlerine baktım, neden üzerime üzerime geliyordu? Ve eline ne yapmıştı?

Ali yanıma gelip banka oturdu. Arkadaşları da hemen yanımızda ki banklara geçti. Millet bize bakıyordu, hatta Ali banka ilk yürüdüğü zamandan itibaren bakıyorlardı yine beni döveceğini düşünmüşlerdi. Ki bende öyle düşünmüştüm. Ali yanıma oturunca nefesim kesildi.

"Ali? Ne oldu?" dediğimde kolunu bankın arkasına atıp daha yayvan bir şekilde oturdu.

"Ne olacak Eren? Oturuyorum." dedi sertçe. Daha fazla soru sormadım çünkü sinirli duruyordu. Arkadaşları yanımızda normalce sohbet etmeye başlamıştı. Ali bir sigara çıkardı. O sigarasını içerken ben kasılmış bir şekilde bize bakan insanların gözlerini üzerimde hissederken kasıla kasıla oturdum.Neden şimdi yanıma gelip oturmuştu bilmiyordum.

Zil çalınca onlarla beraber kalktım. Ben kendi sınıfıma giderken onlar da sınıfına çıktılar. Onlar gidince derin bir nefes aldım. Şimdi sınıftakiler bana bakıyordu garip garip. Sürekli beni döven çocuk yanıma oturmuştu hemde sakince. Garipti.

Derslerde bile halen bakışlar üzerimdeydi. Teneffüslerde tuvalet yerine bahçeye çıkıp beraber oturmuştuk. Susup sadece oturuyordu.

Ali:
Tuvalete gitme, bahçede bekle.

Ali'nin mesajı ile kaşlarımı çattım. Zil çalınca direkt çantamı alıp aşağı indim. Ali kapının önünde tek başına bekliyordu. Yanına gidince yaşlandığı yerden beni izliyordu. Birkaç göz daha bize dönerken terdirgin bir şekilde ona baktım.

"Ali herkes bize bakıyor." dediğimde gözlerini benden ayırmamıştı. Düz bir ifade ile bana bakıyordu. Bakışlarından rahatsız olup kafamı aşağı çevirdim.

"Annenden izin al, bugün bende kalacaksın." dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Ama o sorgulayan bakışlarıma karışılık vermeden yaşlandığı yerden ayrılıp yürümeye başladı. Korkuyla birkaç saniye bekleyip ardından peşinden gittim. Telefonumu çıkardım ve annemi aradım.

"Alo" ikinci aramada açmıştı.

"Alo anne, napıyorsun?" diye sordum Ali'nin biraz arkasından yürürken. Ali benle ilgilenmeden bir sigara yakmış sargılı olmayan elinde tutup arada bir duman çekiyordu içine.

"Oğlum ne diyeceksen çabuk söyle, işim çok." dedi annem bir şey ile uğraşırken.

"Anne bugün Ali'lerde kalabilir miyim?" diye sordum. Umarım olumlu cevap verirdi. Uzun bir sessizlik oldu. Şuan annemin gözünün önünden ikimizin terbiyesizce yaptığı şeylerin görüntüsünün geçtiğine emindim.

"Kal tabi, dikkatli ol ama." dedi rahatsız olmuş bir ifade ile,  derin bir nefes aldım.

"Tamam anne, görüşürüz." dedim ve kapatıp telefonu cebime koyarken önden önden yürüyen Ali'yi takip ettim. Neden bir minibüs ya da taksiye binmiyorduk anlamamıştım. Ama rüzgarlı güzel hava beni biraz daha rahatlatıyordu.

SAVAŞMA SEVİŞ Where stories live. Discover now