Episode~10

735 65 48
                                    

   Natasha, aceleyle silahına davranıp hemen ayağa fırladı. Bir şey kapıyı kıracak kadar güçlü çalıyordu. Dolabın önünde yan durup kapıya silah dayadı. Kapı kırılırsa gelen kişiye hemen saldıracaktı. Ama kapının arkasındaki kişi kapıya vurmayı kesti. Natasha yaklaşık on beş dakika bekledi. Yavaşça kapıya gidip, kapıyı dinledi. Kimsenin nefesini duymadığından emin olduğunda yavaşça açtı kapıyı. Kapıyı açtığında orada kimse yoktu. Natasha çok şaşırdı ama yorgunluktan bunları hayal ettiğini bile düşündü. Kapıyı örtecekken ayaklarının dibinde bir kutu gördü. Temkinli bir şekilde eğilip kutuyu aldı ve kapısını örttü sıkıca. Kutuyu yatağa koydu ve dikkatlice açtı. Sonuçta içindeki bomba olabilirdi. Gözlerini kapatıp kutunun kapağını kaldırdı. İçinde şarap kırmızı bir gece elbisesi vardı. Elbiseyi kaldırıp baktı. Şaşkınlığı daha çok artmıştı. Kutunun dibinde bir not vardı.
"Beni özledin mi Ajan Romanoff?"
Natasha, öfkeyle sevinç karışımı bir şey hissetti. Ve o duygulardan o an telefon sesi onu sıyırdı. Ekranda Tony'nin adı yazıyordu. Açmaya hevesliymiş gibi görünmemek için biraz bekledi ama bir süre sonra açtı. Tony'nin neşeli sesi karşıladı onu. Bu ses kalbini ısıtmıştı. Bir an bunları düşündüğü için kendisine şaşırdı. Ama hemen toparlandı.

+Bu da neydi Tony?
-Beğenmedin mi?
+Kuryeyi dövebilirdim ya da en kötü ihtimalle öldürebilirdim, biliyorsun değil mi?
-U-u çok gerginiz. Her neyse. Benimle çatı katında buluşur musun?
+Neden?
-Normal insanlr bunu yapıyor Natasha. Birbirlerini özleyince buluşuyorlar.
+Ben seni özleme-
-İnkar etme. Beni özlediğini itiraf ettiğin bir ses kaydın var elimdee
+Siktir...
-Ne ayıp!
+Bana çıkma teklifi mi ediyorsun?
-Biraz öyle sayılabilir Romanoff. Bana bu onuru bahşeder misin?
+Pekâlâ geleceğim. On dakika içinde çatı katında olacağım.

Natasha telefonu oflayarak kapattı. Elbiseye tekrar baktı. Güzel ve pahalı bir kumaştan yapılmıştı. Tony kadınları böyle mi etkiliyordu? Ya da kaç kadını böyle etkilemişti? Natasha bu detayları neden bu kadar düşündüğünü artık kendi de bilmiyordu. Tony ile arasında tuhaf bir çekim olduğunu biliyordu. Ama bunu itiraf etmek veya bunu adlandırmak çok zordu. Aynanın önüne oturdu. Elini yüzünde gezdirdi. Ne zamandan beri kendini kadın gibi hissetmiyordu. Kızıl saçlarına baktı çok özensizdi. Ajan olmanın dışında kadın olmayı unutmuş gibiydi. Ama belki bugün kadın olmayı başarabilirdi. Kendine sade ama güzel bir makyaj yaptı. Saçlarına şekil verdikten sonra elbiseyi giydi. Elbise de şaşılacak derecede bir dekolte vardı ama Natasha buna aldırmazdı. Aynaya baktı ve bir suikastçiden güzel bir kadına dönüşümünü izledi. Telefonunu ve çantasını alıp, çatı katına doğru gitti.
Tony, heyecandan bekleyemiyordu. Açıkçası Natasha'nın onunla randevuya çıkmasını kabul edeceğini düşünmemişti. Natasha onu özlediğini söylediği an bu otele doğru yola çıkmıştı. Her şeyi kendi hazırlamıştı ve beğenmesini umuyordu. Masadaki kaşığı kaldırıp saçlarına baktı. İyice liseli aşıklara döndüğünü düşünerek kendisine güldü. Ama onu daha önce böyle derinden etkileyen biri olmamıştı. Ve bugün aşkını itiraf edecekti. Sonucu olumsuz olsa bile bunu yapacaktı. Tony'yi düşüncelerinden açılan kapı sesi sıyırdı. Kapıya dönüp baktığında nefesi kesildi. Karşısında bir kadından daha çok bir Tanrıça vardı buna emindi. Bembeyaz ışıldayan teni, ateş kızılı dalgalı saçları, mavinin ve yeşilin en güzel tonlarını barındıran gözleri ve bir kere öpmek için tüm servetini dökeceği kusursuz dudakları...
Kısık sesle boğazını temizleyip, hemen masadan kalktı. Tanrıçasına doğru yürürken kalbi sanki dışarda atıyordu. Bu sesi Natasha'nın duymamasını umuyordu. Kesinlikle her şeyiyle mükemmeldi. Bu elbisenin içinde güzelliği daha çok ortaya çıkmıştı. Önünde reverans yapıp, elini tutup öptü. Natasha yarım ağızla hafifçe gülümsedi.
Natasha, Tony'nin her seferinde nasıl bu kadar yakışıklı olabildiğine şaşırdı. Masaya doğru giderken Tony hâlâ elini bırakmıyordu. Natasha bırakmamasını istiyordu. Tony elini bıraktı ve Natasha'nın oturması için sandalyeyi çekti. Sonra hemen karşısına yerleşti. Loş ışığın altında gözleri maviye dönmüştü ve Tony'nin nefesi bir daha kesildi. Anlaşılan bu gece Tony için uyumak çok zor olacaktı. Bu düşünceleri bırakıp, karşısındaki mükemmelliğe odaklandı.
   Bir kaç saat geçmişti ve her şey çok güzel geçiyordu. Natasha ilk kez bu kadar fazla gülüyordu hatta kahkaha atıyordu. Tony onu çok güldürüyordu. İş sırasında yaşadığı ve karşılaştığı tuhaf insanları anlatıyordu. Bu sırada beşinci içki şişesini bitirdiklerini farkettiler. Tony, Nat'a açılma fikrini tamamen unutmuştu. Bu kadın aklını başından alıyordu. Ama şuan ikiside sarhoştu ve bunu anlatmak için uygun zaman değildi. Bunu daha sonra yapmayı düşünerek, Natasha'ya odaklandı. Gülerken çok daha güzeldi. Natasha gülmeyi bırakıp bir anda duraksadı. Tony'nin yüzüne baktı bir iki saniye. Aniden istem dışı elini kaldırıp Tony'nin yanağına koydu. Tony'nin bu hareket karşısında geri çekilmesini bekledi ve tam elini geri çekecekken Tony, elini Natasha'nın elinin üstüne koyup geri bastırdı yüzüne. Yüzünü eline yasladı. Natasha yavaşça parmaklarını oynatarak yüzünü okşadı. Tony bu hareketine öyle güzel güldü ki Natasha adeta eridi. Tony yavaşça kadının elini tutup dudaklarına getirdi. Avcunu nazikçe öptü. Natasha o an kalkıp bu adamı öpmeyi ne kadar çok istediğini düşündü. Ama o anda bir telefon onların bu güzel anını böldü. Telefona baktı ekranda Fury'nin adı yazıyordu. Natasha özür dileyen bakışlarla Tony'e baktı. Tony başıyla onayladı. Natasha kalkıp Fury'e cevap verdi. Beş dakika sonra Tony'nin yanına geri döndü ve eğlenceli sohbetlerine devam ettiler. Geceyi sonlandırdıktan sonra Tony, Natasha'yı odasına götürüyordu. Götürürken elleri birbirlerine kenetliydi. İkisinin de kalbi ağzında atıyordu. Kapının önüne geldiklerinde, Tony onu hiö bırakmak istemediğini anladı. Natasha kapısını açıp içeri girdi Tony'le vedalaştı. Tony tam arkasını dönecekken Natasha elini tuttu.
  +Gitme.
  -Ne?
  +Bu gece benimle kal.

IronWidowWhere stories live. Discover now