|35|• Sevilmemelerin Meşru Müdafaası

Start from the beginning
                                    

***

"Hazel uyan artık kızım." annemin sesiyle uykuya doyamayan gözlerimi zorlukla araladım. "Kahvaltı hazır,hepimiz seni bekliyoruz." dedi annem sımsıkı örttüğüm pencerelerin perdesini açarken. Huysuzca mırıldandım. Yataktan çıkasım yoktu. Gün boyu yatağımda yuvarlanmak istiyordum. Dirseklerim üzerinde yükselerek anneme baktım. Biraz naz yapmanın hiçbir zararı dokunmazdı kimseye. "Anne" dedim mızmızlanarak. "Biraz daha uyusam olur mu? Çok yorgunum." Annem gözlerindeki berraklıkla bana baktı. Onun şefkatiyle ne zaman karşılaşsam içimi bir ağlama isteği kaplıyor, sol tarafımda tasviri imkansız bir sızı baş gösteriyordu. Sevilmemiş bir kız çocuğunun tek dayanağı annesi oluyordu. Benimde tek dayanağım annemdi. Yaşadığım onca zorluğa rağmen şu an yaşıyor olmamın tek sebebi oydu. 

"Ama Murat kahvaltıdan sonra geri dönecek. Onu uğurlamayacak mısın kızım?" Doğru ya, Murat dün onca yolu tepip benim için gelmişti. Ona da minnettardım. Dün o kadar yorulmuştum ki Murat'ın geldiğini bile unutmuştum neredeyse. "Tamam anne, sen in aşağı gelirim ben birazdan." dedim kapıya doğru ilerleyen anneme. Başını sallayarak odadan çıktı ve kapıyı kapatarak gitti. Zorlukla yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Hızlıca elimi yüzümü yıkayıp bir tişört ve pantolonu seri bir şekilde giydim. Koşar adım aşağı indiğimde herkes masada oturmuş benim gelmemi bekliyordu.

"Günaydın." dedim kocaman gülümseyerek ve biraz da mahcupça. "Günaydın uykucu." dedi Murat yüzündeki munzur gülüşle. Ona dil çıkarıp Leyla'nın yanındaki boş sandalyeye oturdum. Annem ayakta durmuş çayları dolduruyordu. "E" dedi Murat, "Nereyi gezdireceksin bakalım bugün bana?" Anlamazca ona baktım. "Bugün gideceğini sanıyordum?" dedim şaşkınlıkla. "Evet gidecektim ama" durdu Murat bir süre konuşmadan önce. Bakışları varla yok arası elindeki telefonla oynayan Leyla'nın üzerinde dolandı. Yüzümü esir alan sinsi gülüşe engel olamazken kaşlarımı yukarı kaldırdım. "Ama?" dedim kuzenime dalmış giden Murat'ı kendine getirmeye çalışarak. Allah'tan annem ve teyzem televizyondaki gündüz kuşağı programına dalmış, hararetli bir şekilde tartışıyordu. "Ama" dedi devam ederek "bugün de kalmaya karar verdim. Bursa'yı çok merak ediyorum çünkü." dedi gözlerime baktığında. "Hmm" dedim bıyık altından gülümseyerek.  Acaba merak ettiğin Leyla mı yoksa Bursa mı Murat diye geçirim içimden. En azından birileri mutluydu. Benim aksime yaşam devam ediyordu bazıları için. Ben de yaşamaya çalışıyordum kendi içimde. Benimkine ne kadar yaşamak denirse.

"Peki öyleyse" dedim gülümseyerek. "Sana her yeri gezdireceğim ama yoruldum diye mızmızlanmak yok." Murat büyük bir kahkaha atarak önündeki çaydan küçük bir yudum aldı. Başımı çevirip telefonuyla oynayan kuzenime baktım. Bugün biraz çöpçatanlık yapmanın zararı olmaz diye düşünüyordum. "Leyla?" diye seslendim dikkatini çekmek adına. Leyla seslenmemle başını kaldırıp bana baktı. "Sen de bizimle gelsene." Leyla değişen ifadesiyle bana baktı. Mızmızlanacağını anlayarak konuşmasına izin vermedim. "Hem bana sözün de vardı, tutmadın." Yalandan mızmızlandığımda konuşmak için araladığı dudaklarını kapattı. "Peki abla." dedi. "hem bana da değişiklik olur." Mutlulukla ellerimi çırptım. Murat'a baktığımda gülümsememek için kendini zor tutuyordu adeta. Kocaman bir kahkaha atmak istesem de kendimi tutarak kahvaltımı yapmaya devam ettim. Zaten bugün gülecek çok zamanım olacaktı. 

***

"Hadi ama Hazel, akşam oldu." Murat yapmacık bir kızgınlıkla söylendiğinde küpemi hızlıca takıp aşağı indim. Aslında oyalanmamın sebebi Leyla ve onun biraz da olsa yalnız kalmasını sağlamaktı. Çünkü ikisi de birbirinden utangaçtı. Leyla her ne kadar belli etmese de o benim kuzenimdi ve onun da utançtan yerin dibine girecek bir kişiliği olduğunu biliyordum. Benim aksime o duygularını kolay kolay belli etmiyordu. Onun gibi olmayı dilerdim. Belki bu sayede insanlar tarafından zayıf görülmez ve  onların bana kolay kolay yaklaşmasını engelleyebilirdim. Zayıf olmaktan nefret ediyordum. "Geldim geldim." dedim spor ayakkabılarımı ayaklarıma geçirirken. Murat arabaya yaslanmış kollarını birbirine dolamıştı. Leyla ise yüzünü sokakta oynayan çocuklara dönmüş onları izliyordu. Planımın işe yaramadığını hayal kırıklığı ile fark ederken gözlerimi devirdim. Murat ne oldu dercesine kaşlarını kaldırdığında başımla aralarında iki kişilik boş alan olan kuzenimi işaret ettim. Ne yapayım dercesine ellerini iki yana açtığında gülmemek için kendimi resmen sıkmıştım. İçimden ettiğim söylenmeleri dışa vurmamak için çabalarken nihayet arabaya binip yola çıkmıştık. Leyla'yı midem bulanıyor yalanıyla ön tarafa bindirdikten sonra diye parantez açmak isterim burada.

Özel 'Asi'stan Where stories live. Discover now