The President's Son

882 67 31
                                    

sterek🥺+stony✨+buckynatasha💅🏼

-

Bucky Barnes'ı Bucky Barnes yapan ilk şey Steve Rogers'in arkadaşı olmaktı.

Cidden. Tüm sinir sorunları ve başını her dertten kurtaracak hızla yalan söylemeyi çok küçük yaşta Steve sayesinde öğrenmişti. Sarışın, aptal çocuğu korumak onun için herşeyden önemli olmuştu.

O yüzden sabahın yedisinde telefonu deli gibi çalmaya başladığında kimin aradığını biliyordu. Natasha homurdanıp yatakta dönmeye başladığında Bucky tek gözünü açıp küfür ede ede yatağının yanında ki küçük komidine uzanıp telefonunu aldı ve cevaplayıp kulağına dayadı.

"Eğer önemli bir şey değilse beynini si-"

"Cumhurbaşkanının oğlu ile yattım."

Bucky güçlü bir kahkaha attı.

Ve sonra Steve'in ne güldüğünü ne de sarhoş olmadığını fark etti. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.

"Öldüreceğim seni Stevie, kendi ellerimle boğacağım seni bir gün." diye mırıldandı yataktan kalkarken.

-

"Tamam şimdi olayı baştan anlatır mısınız?"

"Uh...." Tony etrafa bakıp dudağını ısırdı. "Stiles'ın yüzünden!"

Stiles yataktan hızla kalkıp 'suçsuzum' tarzında ellerini havaya kaldırdı. "Yalan." dedi dudağının içini ısırıp. "Yeminle yalan."

Derek gözlerini devirip Stiles'dan bakışlarını çekti ve Bucky ile Natasha'ya baktı. Üçüde arkadaşlarımız mal şeklinde birbirine bakıyordu.

"Adamla nasıl yanlışlıkla ruh eşi oldun?!"

"Ya ne bileyim ben!" diye bağırdı çaresizce Tony.

Steve ise hayattan bıkmış bir şekilde kendini yatağa attı. Kesin ölecekti, yok yok; kesin öldürülecekti. Sayın Cumhurbaşkanı Stilinski onu Brooklyn köprüsünden aşağı sallandıracaktı. Sonra Lydia ve Natasha birleşip derisini yüzecekti. Ondan sonrada Bucky ve Dere-

"Babam kesin beni kesecek." diye mırıldandı Tony Steve'in yanına yatarken.

"Bence beni kesme yüzdeliği daha fazla." diye cevapladı Steve bakışlarını esmer adama çevirirken.

Oh tanrım, Tony gerçektende çok güzeldi. Tamam, çekiciydi ama kıskanılacak derecede güzeldide. Esmer teni, krem reklamından çıkmış gibi yumuşaktı. Gözleri bal rengindeydi ve saçları o kadar yumuşaktı ki Steve yüzünü onlara gömüp kalkmak istemiyordu. Dudakları, elleri, güldüğünde yanaklarında oluşan uzun derin gamzeler bile tam anlamıyla şaheseriydi.

Etrafında herkes bağrışıyordu ama Steve'in aklında şuan sadece Tony'nin mükemmelliği vardı. Tony'de aynı şeyi düşünüyor olacak ki sırıtıp ona doğru yaklaştı ve dudaklarını birleştirdi. Steve gülümseyip elini Tony'nin yanağına koydu ve sonra sinirli bir bağırma duyuldu.

"Sizi öldürürüm!" diye bağırdı Lydia ve uh, gerçekten öldürecekmiş gibi bakıyordu onlara. "Burda götünüzü kurtarmaya çalışıyoruz!"

"Cilveleşmeyi kesin." dedi sert bir şekilde Derek. Steve ve Tony anında ellerini birbirlerinden çektiler. Derek Hale hatasız Beyaz Sarayın en ama en korkutucu ajanlarından biriydi. Bırakın adamın duvar gibi sert görünüşü olmasını, sesi buz gibiydi. Bir bakışı ile CIA müdürünün yutkunmasını sağladığını bile görmüştüler.

 *STONY ONE SHOTS*Where stories live. Discover now