Cancer

1.2K 74 47
                                    

we back on our depressed shit / pre-serum Steve
-
Lvr Boy - awfultune
-

Steve'in ilk kanser olduğu kesinleştiğinde Tony mühendislik okulunu yarıda bırakıp doktor fakültesine başlamıştı. Her ne kadar Steve karşı çıksa bile esmer adam onu dinlememişti. Profesör Bruce ve Pym ile gece gündüz kanserini yenecek bir ilaç bulmaya çalışıyorlardı.

Steve yaşayacaktı, Tony onu ne pahasına olursa olsun yaşatacaktı.
Çünkü Steve Rogers onun hayatında ki en mükemmel şeydi ve öylece çekip gidemezdi.

Bu gece, Steve'in ısrarları üzerine laboratuvar'dan erken çıkmış ve beraber yaşadıkları evde yemek yedikten sonra birbirlerine sarmaş dolaş bir şekilde kanepede yatıyorlardı. Ne televizyon ne müzik açıktı.

Steve için dünyanın en güzel melodisi Tony'nin kalp atışlarıydı zaten.

Steve kafasını Tony'nin göğsünden kısa bir süre çekip dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. Gittikçe ağrıları artıyordu ve öpüşme hariç bir şey yaptıklarında en son Steve'in saçları dökülmeye başlamıştı.
Tony bir gün bile homurdanmamıştı bu konu hakkında. Kocaman gülümseyip Steve'in saçlarını okşar ve ellerine yüzlerce saç teli gelmiyormuşçasına neşeyle dudaklarını öperdi.

Steve Tony'e o kadar çok aşıktı ki bazen nefes alamadığını hissediyordu.

Kanser olduğunu ilk öğrendiğinde tek düşündüğü şey Tony olmuştu. Öleceği ihtimalini pek umursamamıştı, Tony'nin yalnız kalacağı gerçeğini daha çok umursamıştı. Tabii, mükemmel arkadaşları vardı ve Tony'i asla yalnız bırakmazlardı ama Steve gitmiş olacaktı ve biliyordu ki Tony kahrolacaktı.

Aklına gelen şeyleri kovmak için yeniden Tony'nin dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. Ayrıldıklarında saniyelerce sessiz bir şekilde birbirlerinin gözlerine baktılar.

Tony, okyanus mavilerinde boğulduğunu hissetti.

Steve başını Tony'nin göğsüne koydu ve gözlerini kapattı. Tony ise çenesini kafasına koymuş ve kollarını sıkıca -canını acıtmayacak şekilde- cılız bedene sarmıştı.

"Eğer hayatımı yeniden başlama ve seçme şansım olsaydı yine bu hayatımı seçerdim," diye söze başladı hala gözleri kaplıyken. "Çünkü bu, senin içinde olduğun bir hayat." Tony'nin hızlanan kalbini fark edince istemsizce gülümsedi. "Bu halde olacağımı bilsem yeniden, her seferinde bu hayatı seçerdim çünkü sen çektiğim ve çekeceğim tüm acılara değersin." Tony'nin boynuna bir buse kondurdu, konuşmaya devam ettikçe ciğerlerinde bir şeylerin acıttığını hissediyordu ama inatla devam etti.

"Seninle tüm dünyayı gezmek isterdim."

"Hala gezebiliriz sevgilim. Koskoca bir hayat var önümüzde."

İkisi de yalan olduğunu biliyordu ama ikisininde bu gerçeği dile getirmeye cesareti yoktu.

"Seninle tüm dünyayı el ele gezmek isterdim." diye tekrarladı. Cümlesini bitirdiği an sesli bir şekilde öksürdü. "Böylece tüm dünya ne kadar güzel olduğumuzu görürdü. Senin esmer tenin ve benim beyaz tenimin karışımı belki hoşlarına gider ve bize acırlardı." Başını kaldırdı ve nefes alması gittikçe zorlanıyordu. "Sen hayatımda gördüğüm en güzel kişisin." diye fısıldadı Tony'nin yüzünü avuçlarken.

Esmer adam titrek bir nefes aldı ve dolan gözlerini ikiside görmezden geldi.

"İyi ki hayatıma girdin güzel çocuk. İyi ki hayatıma girdin ve beraber geçirdiğimiz bu kısacık zamanda bana sonsuzluğu yaşattın."

Her kelime daha zorlu çıkıyordu ağzından ama Steve içinde ki şeyleri söylemeye kararlıydı. Tony Steve'in sırtından yavaşça ellerini yukarıya doğru çıkarttı ve ensesine ulaştığında Steve'in dudaklarına yapıştı.
Ayrıldıklarında ikiside sarhoş gibiydi.

"Seni çok seviyorum güzel çocuk."

Tony tebessüm etti ve yanağını okşadı. "Bende seni seviyorum, sevgilim."

Steve cevap olarak gülümsedi ve kafasını yeniden Tony'nin göğsüne koydu.

Ne şanslı bir piçim diye düşündü yorgunluğu iliklerine kadar hissetmeye başladığında. Ölürken sevdiğim adamın kalp atışlarını dinleyeceğim, ne şanslı bir piçsin Steve Rogers diye düşündü.

"Steve?"

Tony üzerinde uzanan bedeni hafifçe sarstı.

Steve gözlerini açmamıştı.

"Hayır, hayır lütfen..." diye mırıldandı çaresizce Steve'i üzerinden kaldırıp nefesini kontrol ederken.

Steve nefes almıyordu.

"Hayır!" Sinirle Steve'e kalp masajı yapmaya başladı. Elleri titriyor, kalp atışları hızlanmıştı ve gözünden yaşlar akıyordu ama hiç birini umursamıyordu.

"Steve kalk!" diye bağırdı tüm gücüyle. "Hadi sevgilim. Hadi hayatım. Lütfen, yalvarırım." Titreyen ellerini Steve'in yüzüne getirdi ve yavaşça yanaklarına vurmasına rağmen bir tepki alamamıştı.

"Steve...?" diye mırıldandı titreyen alt dudağını dişleri arasına alırken. "Lütfen uyan." diye inledi acıyla.

Steve gözünü açmadı.

Boş evde, bir ölü beden genç bir adamın kucağında bulunurken içler acısı bir çığlık yankılandı.

-

Aylar sonra kansere karşı koyan ilaç bulunduğunda Tony ilaçlara S.Rogers adını verdi.

"Yaptım." diye mırıldandı mezar taşına doğru küçük ilaç tüpünü sallarken. "Sen hariç herkesi kurtarabildim." diye ekledi yüzünde üzgün bir tebessüm yer alırken.

 *STONY ONE SHOTS*Where stories live. Discover now