Minik Bir İntikam

2.2K 253 321
                                    

  Noel'e çok az kalmıştı. Kar yağmış, yerler beyaz bir örtüyle kaplanmıştı çoktan. Ama hava dondurucu derecede soğuk değildi. Tam yürüyüş havasıydı. Harry yüzünde bir ıslaklık ile uyandı. Magnus kuyruğunu ıslatıp Harry'nin yüzüne sürüyordu.

  "Hep siz mi beni uykumdan edeceksiniz Genç Efendi. Sıra bende."

  "Off... Mags. Zaten bütün gece uyayamadım. Biraz daha bekleyemez miydin? Hem daha saat kaç ki?"

  "Siz beni uyandırırken saatin bir önemi yoktu Efendim. Hem ben mi dedim size o taşı araştırırken bütün gecenizi harcayın diye. Hadi kalkın, ben acıktım."

  "Tamam Mags. Kalktım, kalktım." Yataktan kalktı ardından elini oynatıp yatağını topladı.

  Boynunda Mags ile Büyük Salon'un yolunu tuttu biraz erken gidiyordu ama önemsemedi. Tam Büyük Salon'a adımını atacaktı ki altıncı sınıf bir Hufflepuff öğrencisi Harry'nin yanına geldi. Boynundaki yılanı görünce biraz ürktü, okulda hâlâ o yılana alışamayan insanlar vardı.

  "Profesör Dumbledore seni görmek istiyor Harry. Bir de sana arıların vız vız diye ses çıkardığını söylememi istedi."

  "Bana Harry deme hakkını sana kim verdi!" Asasını yavaş hareketler ile oynatıp çocuğu tavana zıplattı sonra hızlıca yere düşürdü. Bunu birkaç kez tekrarladı sonra arkasını dönüp gitti.

***

  "Vız vız" demesi ile taş heykel yukarı doğru dönerek açıldı ve bir merdiven göründü. Harry merdiveni çıkıp Dumbledore'un ofisine girdi.

  "Hoş geldin Harry. Şöyle geç istersen." Rahat görünümlü kırmızı koltuğu gösterdi, oturması için.

  Harry yüzünü ekşitip asasını salladı. Koltuk artık Slytherin yeşiliydi. Şimdi yüzüne ifadesiz maskesini yerleştirerek oturdu.

  "Biçim değiştirmede çok yeteneklisin, bir birinci sınıfa göre. Hem de yaptığın büyünün etkisi sen burayı terk ettiğinde geçecek. Gerçekten güzel."

  "Profesör, sizce de çok yanlış düşünmüyor musunuz?"

  "Anlamadım Harry." dedi Profesör. Bir yandan da Harry'nin zihnine girmeye çalışıyordu ama Harry onu bir şekilde bloke ediyordu. "Biraz daha açık konuşur musun?"

  "Elbette Profesör. Anlamamanız normal herhalde. Yaşınız gereği. Diyorum ki birinci sınıf olduğum için yaptığım büyünün güzel olduğunu söylediniz. Büyü gücü yaşa bakmaz. Kurucular döneminde gördüğümüz gibi yeteneğe göre ayrıştırabilecekken yaşa göre ayrıştırıldık ve bu hiç verimli değil. Zaten yapabildiğim şeyleri tekrar yaparak nereye varacağım belli değil. Bana büyü gücümü geliştirebileceğimi söylemiştiniz ama bir fark yok şimdiye kadar. Ekstra bir büyü öğrenmedim."

  "Gerçekten güzel bir düşünce şekli Harry." Bu sefer yılanın gözlerine baktı ama yılanın da zihnine giremiyordu. "Ama benim yapabilecek bir şeyim yok bu konuda. Kabullenmekten başka çaremiz yok." Kısa bir sessizlik oldu.

  Ardından Harry sessizliği bölen taraf oldu. "Profesör bu uzun yaşamınızı neye borçlusunuz. Hatırladığım kadarıyla yüz yaşını geçtiniz. Normal bir büyücü yüz yaşını geçemez diye biliyorum. Bunun nadir örnekleri var ama onlarda kara büyü sayesindeydi."

  "Çok fazla araştırma yapıyorsun Harry. Bu sorularının cevaplarını da araştırma yaparak bulabileceğini düşünüyorum."

  "Elbette bulabilirim Profesör. Peki siz beni neden çağırmıştınız?"

A Different StartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin