Seçmen Şapka

3.5K 310 666
                                    

  Tren yavaşladı, yavaşladı, sonunda durdu. Herkes kapılara hücum etti. Tepelerinde bir lambanın ışığı belirdi ansızın sonra da tanıdık bir ses duyuldu. "Birinci sınıflar! Birinci sınıflar buraya!". Sesin ardından Hagrid'in kocaman kıllı suratı belirdi.

  "Hadi peşimden gelin. Birinci sınıflar peşimden gelsin!"

  Dik, daracık bir patika boyunca Hagrid'i izlediler. Bir süre yürüdüler. Sonra Hagrid omzunun üstünden "Bir saniye sonra Hogwarts'ı göreceksiniz" diye seslendi "hemen şurayı dönünce."

  Hagrid kıyıda görünen kayıklar filosunı göstererek öğrencilere seslendi. "Beşer kişiden fazla binilmeyecek."

  Draco ve Harry hemen bir kayığa bindiler. Onların kayığına küt, kısa siyah saçları olan bir kız; oldukça esmer olan kahverengi gözlü bir erkek ve kıvırcık siyah saçları beline kadar uzanan siyah gözlü bir kız oturdu.

  "Herkes tamam mı?" diye bağırdı Hagrid. "Peki öyleyse - İLERİ"

  Hagrid şato hakkında bilgi veriyordu ama kimse onu umursamadı. Herkes kendi kayığındakiler ile tanışmakla meşguldü.

  Draco sohbet başlatmak için konuştu. "Ben Draco Lucius Malfoy. Malfoy hanesinin tek varisiyim. Sizler kimsiniz?" 

  Küt, siyah saçları ve siyah gözleri olan kız konuşmaya başladı. "Ben Pansy Parkinson. Parkinson ailesinin en küçük varisiyim."

  Sonra yanındaki kıvırcık saçlı kıza çevirdi yüzünü. Kız da konuşması gerektiğini anlayıp konuştu. "Ben Jane Mary Lestrange. Lestrange hanesinin tek varisiyim."

  Sonra hep birlikte esmer olan çocuğa döndüler. "Ben Blaise Zabini. Zabini ailesinin tek varisiyim."

  Sona Harry kalmıştı. Tam da Harry'nin istediği gibi. "Ben Harry James Potter. Potter hanesinin tek varisi ve son üyesi."

  Bunun üzerine Jane korkunç bir yüz ifadesiyle Harry'e döndü. Çok sinirli gözüküyordu. İşaret parmağını tehditkâr bir şekilde Harry'nin göğsüne bastırdı.

  "Senin yüzünden ailem Azkaban'a gidebilirdi." Eliyle diğerlerini işaret ederek devam etti. "Onların aileleri de gidebilirdi. Okula girdiğimiz andan itibaren bir daha yüzüme görünmezsen iyi edersin. Yoksa sonun kötü olur."

  Harry histerik bir kahkaha attı. Diğer kayıktakiler bir an onların kayığına baktı ama Harry'nin onlara attığı öldürücü bakış ile kendi sohbetlerine döndüler.

  "Birincisi ailen için üzgünüm diyemem zaten paçayı kurtarmışlar. İkincisi gayet güzel hedefleri olan  Karanlık Lord'u yenmeyi ben istemedim. Üçüncüsü bir daha beni tehdit etmeye kalkışma. Hatta benden korksan iyi edersin. Sen benim hayatımı değil ben senin hayatını zindana çeviririm."

  Son sözlerini söylerken gözleri birkaç ton koyulaşmıştı. Magnus efendisi sakinleşsin diye kafasını Harry'nin yanağına bastırdı. Harry'de Magnus'un kafasını okşayıp tekrar Jane'e döndü.

  Jane de sakinleşmişti. "Tamam. Dediklerinde haklılık payı var ama neden senden korkayım ki? Ben bir safkanım. Senin bilmediğin onlarca büyü biliyorum." dedi kendini beğenmiş bir şekilde gülümseyerek.

  Harry cevap vermedi. Sadece avuç içi yere bakacak şekilde ellerini havaya kaldırdı ve yavaşça aşağıya indirdi.

  Jane en başta ne olduğunu anlamadı sonra suların çekildiğini görünce hem hayran kalmış hem de korkmuş bir şekilde Harry'e döndü. Blaise, Pansy ve Draco da Harry'e döndü.  Yaptığı büyüyü geriye aldı ve Jane'i izlemeye başladı onun korkmuş suratını izleyip keyifleniyordu.

A Different StartWhere stories live. Discover now