Benimle beraber SeokJine de kapıyı açıp MiSoo'yu elinden tutarak yanımıza doğru çekti. Küçük kız kırmızı burnunu birkaç kez daha çekip gözlerini kırpıştırarak bize bakmaya başladı.

"Güzelim ne oldu sana? Bir yerine bir şey mi oldu? Neden ağlıyorsun?" SeokJine yandan bir bakış atıp sırtına minik bir çimdik attım. Onun güzeli bendim.

"Güzelim demesene küçücük çocuğa. Chucky ne oldu anlatsana evladım. Yüzün gözün dağılmış."

"Kucak istiyorum!"

Küçük kız kollarını havaya kaldırarak söylendiğinde SeokJin tam onu kucağına almaya yeltenmişti ki kendimi öne atıp Chucky'yi kucakladım. O da hızlıca kollarını boynuma dolayıp ağlamasına hız kesmeden devam etmişti. Garip hissetmiştim. Normalde bu küçük şeytanla rakip içindeydik ama şu an kollarımın arasında öyle savunmasız duruyordu ki, ağlarken içim gitmişti. SeokJinle göz göze gelince içeriye girmeye karar verdim. Büyük evin salonuna geçip koltuğa oturdum. SeokJin de hemen yanımdaydı. MiSoo'yu biraz kendimden uzaklaştırıp yüz yüze gelmemizi sağladım. Görüntüsüne gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmam gerekmişti. Kabul etmeliydim ki o şu an dünyanın en sevimli yaratığıydı.

"Benim minik bebeğime ne olmuş?"

"Paddington gitti Jinnie."

Kaşlarımı çatıp SeokJine döndüm. "O kim SeokJin? Babası mı yoksa? İnanamıyorum! Baban seni bırakıp gitti MiSoo?!"

SeokJin dirseğiyle dehşet içindeki beni dürtüp "Saçmalama Taehyung, babasının adı o olamaz." dediğinde açıklama beklercesine MiSoo'ya döndük. Benim kucağımdan SeokJinin kucağına kaymıştı. Ağladığı ve üzgün olduğu için tepki göstermemeye karar verdim. Yumruk yaptığı elleriyle gözlerini kaşıdı.

"Paddington babişim değil, aşk. Paddington gece beni kötü rüyalarımdan ve yatağımın altındaki canavarlardan koruyan muhteşem ayıcığımdı!" Ağlaması şiddetlenirken SeokJinle dehşet için de bakışmaya başlamıştık. Tahminimce o konunun saçmalığına şaşırmıştı. Fakat ben MiSoo'nun yaşadıklarına empati kurabildiğim için bu tepkiyi vermiştim.

"Bebeğim bunun için ağlanır mı hiç? Ben sana ayıcık alırım. Hatta daha büyüğünü daha güzelini alırım."

MiSoo kaşlarını çattı. "Saçmalama Jinnie. Senin aldıklarında Bay Paddington'ın kalbi olmayacak! Kimse Bay Paddington kadar güçlü olamaz. Ben başkasını istemiyorum, Bay Paddington'ı istiyorum!"

Suratımı asıp "MiSoo haklı SeokJin! Başkası onun yerini tutamaz! Duygusuz musun sen? Nasıl böyle bir şey teklif edebilirsin?" diye sordum. Ciddi olup olmadığımı kontrol ediyordu fakat hiç olmadığım kadar ciddiydim. Benim Pottiş'im kaybolsaydı ben de MiSoo gibi üzülürdüm.

"Şimdi beni geceleri kim koruyacak? Yalnız başıma kalamam ki..."

MiSoo kollarını SeokJine dolayıp ağlamaya devam etti. Dolan gözlerimi saklamak için ben de başımı SeokJinin göğsüne yasladım. Bir yandan da MiSoo'yu teselli edecek bir şeyler düşünüyordum.

———————

"Bundan emin misin?"

Poşetin içindekine son kez bakıp kafamı salladım. "Eminim. Onun daha çok ihtiyacı var. Hem, benim kadar iyi bakacağına inanıyorum. Orada da mutlu olacaktır."

SeokJin saçlarıma uzun bir öpücük kondurup geri çekildi. Annesi gelene kadar MiSoo'yla beraber kalmıştık. Sonrasında ise markete uğrayıp birkaç eksiğimizi aldıktan sonra benim evime gelip Pottiş'i paket yapmıştım. Onu MiSoo'ya vermeyi düşünüyordum. Belki onu biraz mutlu edebilirdim.

"Taksiye mi binsek? Bu kılıkta yürümek biraz..."

Kaşlarımı çatıp aynaya baktım. "Ne varmış halimizde?"

Yanıma gelip parmağıyla üzerimizdeki çizgili tişörtün üzerine giydiğimiz kot tulumu gösterdi. Daha sonra kafamızdaki sarı şapkalara bakıp gülmeye başladı. "Komik görünüyoruz."

"MiSoo'yu güldürmemiz gerekiyor. O yüzden böyle giyindik. Eminim beğenecektir. Hem böyle daha iyisin. Herkes bakmaz, ben de sinir krizi geçirmekten kurtulurum. Bence ikimiz de karlı çıkacağız bu işten." Baş parmağımı kaldırıp göz kırptım. MiSoo'yu eğlendirmek için böyle giyinmiştik ama bence gayet güzeldik. Güzel bir ikili olmuştuk, her zaman ki gibi.

"Pastayı aldın değil mi?"

Kafasını sallayınca anahtarı da alıp evden çıktım. Neyse ki evlerimiz yürüme mesafesi uzaklığındaydı. İnsanların tuhaf bakışları eşliğinde birimizin elinde çilekli pasta birimizin elinde hediye paketiyle 10 dakika sonra eve varmıştık. Zile basıp açılmasını bekledik. Kapıyı annesi açmıştı. Şaşkınlıkla ağzı açılırken SeokJini de peşimden çekip eve girdim. Bir saat açıklama yapamazdım, kusura bakmasın kimse.

Salona girdiğimizde MiSoo'nun yastığına sarılmış bir şekilde yerde yattığını görmüştüm. Hediyeyi ve pastayı koltuğun üzerine bırakıp MiSoo'nun yanına oturdum.

"Chucky! Biz geldik!"

Yavaşça arkasına döndü. İkimizi görünce dudakları yukarıya doğru kıvrılmıştı. Tek eliyle ağzını kapatıp kıkırdadı.

"Jinnie, aşk siz neden böyle giyindiniz?"

"Beğendin mi bebeğim?"

Hızlıca kafasını salladı.

"Çok komiksiniz Jinnie! Bay Paddington burada olsa o da çok gülerdi." Ve tekrar yüzü düşmüştü. SeokJine kaş göz işareti yapıp hediyeyi vermesini söyledim. Paketi SeokJinden alıp MiSoo'ya uzattım.

"Al bakalım bunu Chucky."

Paketi alıp "Bu ne Aşk?" diye sordu. Bir yandan da paketi açıyordu. Pottişi hediye paketinden çıkarıp bana gösterdi.

"Bu Pottiş. Benim en yakın arkadaşım. Geceleri onunla yatıyorum ve hiç kötü rüya görmüyorum. Beni çok güzel koruyor. Sen Paddington kayboldu diye çok üzüldün biliyorum. Sen üzülünce ben de çok üzüldüm. Bu yüzden Pottişi sana veriyorum. Ona benim kadar iyi bak olur mu? O da seni hep koruyacakmış bana söz verdi."

MiSoo bir anda kucağıma atlayıp boynuma sıkıca sarıldı. Şaşırmıştım ama mutlu da olmuştum. Ben de kollarımı minik bedenine sardım. Bir süre sarılmıştık, sonra morali düzelince de oyun oynamaya başlamıştık. SeokJinle beraber onun için dans bile etmiştik. Neyse ki sabahki halinden eser kalmamıştı. Harika bir gece geçirmiştik. Üçümüz de çok mutluyduk. Bir an bile yüzümüzden gülümseme eksik olamamıştı. Ta ki SeokJine mesaj gelene kadar.

Selamlar! Ben geldim :') Biraz geç oldu ama sınavlarım ve projelerim anca bitti :( Geçiş bölümü oldu yine bu yüzden bir miktar üzgünüm

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Selamlar! Ben geldim :') Biraz geç oldu ama sınavlarım ve projelerim anca bitti :( Geçiş bölümü oldu yine bu yüzden bir miktar üzgünüm. Son olaylı birkaç bölümümüz kaldı. Onları da atlatacağız ve bir maceranın daha sonuna geleceğiz :')

Çok ufak bir şey daha söylemek istiyorum. Rica ediyorum şu platformu bu kadar ciddiye almayın. Sevgiler 🌻

KOMOREBI |TAEJIN|Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang