58

1.6K 168 316
                                    

Kalpte yer verilir bazısına. ☁️

"SeokJin şuna bak!"

Elimdeki unicornlu çocuk pijamasını hava kaldırıp salladım. SeokJin eliyle onayladığına dair işaret verince de pijamayı alışveriş sepetine attım.

Alışverişe çıkmıştık. Kendimize birkaç parça aldıktan sonra ayaklarımız bizi mağazanın çocuk reyonuna yönlendirmişti. O küçük şeytan bilinç altımıza işlemiş olacak ki kendimizi ona kıyafet bakarken bulmuştuk. Şu anda da elimde tuttuğum sepetin yarısından fazlası MiSoo için aldığımız hediyelerle doluydu. En büyük rakibim olsa da onu seviyordum. Ayrıca onu kendi zevkime göre giydirme düşüncesi de hoşuma gidiyordu.

"Bu nasıl Taehyung?"

Elinde tuttuğu hasır sandaletlere gözlerimden kalpler fışkırtarak bakıp sepete attım. "SeokJin senim zevkine bayılıyorum biliyor musun?"

Boynuma ufak bir öpücük kondurup "Sadece zevkime mi?" diye sorunca koluma vurup geri çekildim. Yanaklarım hemen kızarmıştı. Mağazanın ortasında neler yapıyordu öyle?

"SeokJin! Rahat dur!"

"Sen de böyle tatlı olma o zaman."

Ağzım kendiliğinden açılırken elimdeki sepeti yere fırlatıp mağazanın diğer ucundaki deneme kabinlerine doğru koştum.

——————

"Akşam MiSoo'yu alıp size getir. Ben de orada olurum ve hediyelerini veririz olur mu SeokJin?"

Taksiye binmiş eve gidiyorduk. Benim soyunma kabinine kaçarak utanışım, SeokJinin beni bulup kucağında aldıktan sonra mağazanın ortasında dudaklarıma yapışmasıyla son bulmuştu. O an ki tepkimi herkesin tahmin edebileceğine inanıyordum. Tüm vücudumun kıpkırmızı olduğuna eminim. Ama utangaçlığı bir kenara bırakıp deli gibi ona karşılık vermiştim. Harika bir andı. Hatırladıkça gülümsememe engel olamadım.

"Bilmiyorum Taehyung. Acaba biz mi gitsek onun yanına?"

"Neden biz gidiyoruz?"

"Birkaç gündür beni aramıyor Taehyung. Bu çok ilginç. Her gün en az 5 kere arardı beni, biliyorsun. Açıkçası biraz endişelendim."

Endişeli suratını görünce yanağın ufak bir öpücük kondurup kafamı salladım. "Gidelim o zaman sevgilim. Ama içini rahat tut. Bir şey olsa annesi mutlaka arardı."

"Doğru söylüyorsun. O zaman ben annesini arayayım belki evde değillerdir."

Ardından telefonunu çıkarıp MiSoo'nun annesini aradı. MiSoo'nun evde olduğunu kendilerinin de işte olduğunu, MiSoo'nun yanına gidebileceğimizi söyledi. Küçük çocuğu evde tek başına bırakmalarına sinirlensem de SeokJini daha fazla endişelendirmemek adına bir şey söylemedim. Çok geçmeden MiSoo'nun evine varmıştık. Taksiciye parayı ödeyip indik. Elimi hemen SeokJinin eline yerleştirdim. MiSoo boş bulduğu eli bırakmazdı. Yapışır kalırdı sevgilime.

Kapıya varınca SeokJine biraz daha yaklaştım. Kendimi tamamen ona dayayıp zile basmasını bekledim. Hareketlerime bir süre güldükten sonra sinirlendiğimi anlamış olacak ki çok geçmeden zile basmıştı. Tüm gardımı almıştım. Ellerim her an SeokJine sarılmak için hazır olda bekliyordu. MiSoo'dan herhangi bir atak olursa direkt olarak SeokJine yapışacaktım. Başka çaresi yoktu.

Kapı yavaşça açılmıştı. Küçücük aralıktan MiSoo başını hafifçe uzatmıştı. Ağladığı belli olan suratını görünce SeokJini ve poşetleri yere fırlatıp dizlerimin üzerine eğildim. "Chucky! Niye ağlıyorsun ne oldu?"

KOMOREBI |TAEJIN|Where stories live. Discover now