11

2.2K 286 18
                                    

Sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki; yine gelsen yine severim seni. ☁️

SeokJin uyuduktan sonra babasından maaşımı alıp evden çıkmıştım. Bay DongHo'nun önerdiği emlakçı bir arkadaşıyla görüşüp hem okula hem de SeokJin'in evine yakın bir muhitte tek odalı küçük ve uygun fiyatlı bir daire tutmuştum. Yapmam gereken tek şey kalmıştı o da NamJoon'un evinde kalan iki parça kıyafetimi ve yastığımı almaktı.

Tanıdık ev görüş alanıma girdiğinde derin bir nefes verdim. Her ne kadar kırgın olsam da NamJoonla beraber bu ufak evde yaşamaya alışmıştım. Uzun bir süre yokluğunu hissedecektim.

Anahtarımı cebimden çıkarıp eve girdim. Kapının gıcırtısını duymuş olmalı ki odasından seslenmişti.

"Taehyung sen misin?"

Ayakkabılarımı çıkarıp salona girdim. Kimse yoktu.

"Evet benim."

Odasının kapısı açıldı ve dağınık saçlarıyla NamJoon önümde belirdi.

"Nerdeydin sen tüm gece? Telefonlarını da açmadın. Ne kadar merak ettik haberin var mı?!"

Endişeli sesine karşı ufak bir gülümseme yollayıp çantamı sırtımdan çıkardım.

"Üzgünüm. Yalnız kalmam gerekiyordu."

Fermuarı açıp yattığım koltuğun üzerinde duran tişörtümü ve kot pantolonumu alıp çantama yerleştirdim. Neyse ki çok eşyam yoktu.

"Bak dün olanlar hak- Hey! Onları neden çantana koyuyorsun? Bir yere mi gidiyorsun?"

Çantamın önünde duran zarfı alıp arkama döndüm. Bakışları çantam ve benim aramda dönüp duruyordu.

"NamJoon bugüne kadar bana çocuğun gibi baktın. Hem de hiçbir karşılık beklemeden. Her şey için teşekkür ederim."

"Ne bu? Veda konuşması mı? Ne saçmalıyorsun Taehyung?"

"NamJoon ben daha fazla sana yük olmak istemiyorum. Benim yüzümden ailenle kalmadığını da biliyorum. Zaten uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi ama iş bulamadığım içim gerçekleştirememiştim. Şimdi düzenli bir gelirim de var. Ben başka bir daire kiraladım. Buraya da eşyalarımı almaya geldim. Sen de ailenin yanına geri dön. Burada daha fazla kalma."

Gözlerini kocaman açıp kolumdaki çantamı kendine çekmişti.

"Saçmalama Taehyung! Dün olanlar için gidiyorsun değil mi? Bak konuşup halledebiliriz. Hemen gitmek de ne demek?"

"Onunla ilgili değil NamJoon. Dediğim gibi istediğim bir şeydi zaten. Son olanlar sadece bu isteğimi hızlandırdı o kadar. Hepimiz için böylesi daha iyi."

Çantamı onun elinden alıp zarfı kendisine verdim. İçinde bir miktar para vardı. Kira paramdan artan tüm parayı bu zarfa koymuştum. Kaldığım sürenin kira parası bile etmese de yine de vermek istiyordum.

"Bu ne?" diyerek zarfı hafif aralayıp içine baktı. Ardından zarfı geri uzattı.

"Hem gidiyorsun hem de para mı veriyorsun?"

"Sana bundan daha fazlasını borçluyum NamJoon. Ama şuan elimde bu kadar para var. Lütfen kabul et. Kabul etmezsen kendimi kötü hissederim."

İtiraz etmek için ağzını açtığında "Lütfen, NamJoon." diyerek tekrar susturmuştum. El mahkum kabul edip zarfı masanın üzerine koymuştu.

"Hemen gidiyor musun?"

Kafamı sallayıp çantamı sırtıma taktım. Koltuğun yanında duran yastığımı da elime alıp anahtarımı uzattım.

"Her şey için teşekkür ederim, görüşürüz."

Anahtarı eline bırakıp hızlı adımlarla kapıdan çıktım. Arkamdan gelip bir şeyler söylemesine izin vermemeliydim.

KOMOREBI |TAEJIN|Where stories live. Discover now