Yıldız Masalı

24. Bölüm

Öncelikle beklettiğim için hepinizden özür dilerim. Ama sebebim vardı. Wattpad'den tanıştığım ve şuan benim için çok değerli olan selinim benden bir şey istedi. Ve ben onu tabiki kıramadım. Bu hafta üç arkadaşının doğum günüymüş. Ve o üç arkadaşı selinin tavsiyeleri üzerine yıldız masalını okumaya başlamış ve gözle görülür bir destek vermişlerdi. Öncelikle hepsine çok teşekkür ediyorum. Ve doğum günlerini kutluyorum iyi ki doğmuşsunuz canımlar. Selinin sizlere gönderdiği notunu yazayım hemen ama ondan önce eğer sizde arkadaşınızın doğum gününü falan burdan kutlamak isterseniz ona söylemek istediklerinizi burdan söyleyebiliriz selinin yaptığı gibi bunun için sadece mesaj atmanız yeterli :*

Hoy oşkomlor :D:D:D Bonzai adamı bozayi diye bir giriş yapmıycam merak etmeyin ahuahauhaua:D Neyse cuma günü iremin cumartesi enfalin pazar günüde cansumun doğum günüydü. Üçü de çok özel benim için. İyi ki varlar. İyi ki varsınız. Sizi çok seviyorum. İyi ki doğdunuz. Hepinize mutlu yıllar...     Selin.  

Çalan zille beraber herkes sınıfa girmeye başlamıştı ama alvin yoktu. Nereye gitmişti ki? Hocanın sınıfa girmesiyle barışa döndüm.

+Alvine mesaj atsana

-Ne diye?

+Nerdeymiş

-Sen niye atmıyosun?

+Telefonunu ver atarım ben

-Komik kızsın cidden

+Telefon lütfen tatlım

-Diğer mesajlara girme

+Ben sen değilim bebeq

Telefonu alıp mesajlara girdim. İlk sırada malbora vardı. Aklımın bir köşesine bir ara dalga geçmeyi not edip alvinin numarasını girdim. Tek çıkan sonuç "Aşkım" diye kayıtlıydı. Puhahahahahhahahahah. Barış. Ahahahaha. Alvini. Zuhhahahsahshs. Aşkım diye kaydetmiş.
Ben sınıfta anıra anıra gülerken bütün sınıf bana dönmüş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

-Masal

+Yeap

-Is there a problem? (Bir sorun mu var kızım?)

+No sir (Hayır hocam)

-Why are you laughing? (Niye gülüyorsun?)

+I just thoght of something (Aklıma bir şey geldi de)

-OK. Then can you talk us what we shold use here (Peki. O zaman bize buraya ne gelmesi gerektiğini söyler misin?)

+Of course. Any? (Tabiki. Any?)

-Yes, that's true. You can sit down. (Evet doğru oturabilirsin)

Yerime otururken gülmemek için dudağımı ısırıyordum. Yerime oturur oturmaz kafamı sıraya koyup sakinleşmeye çalıştım.

Barış yaklaşıp sessiz bir şekilde "iyi misin?" diye sorduğunda geriye yaslanıp ciddi bir şeilde cevapladım.

+Erkeklerden hoşlandığını bilmiyordum.

-Hoşlanmıyorum zaten

+Emin misin "AŞKIM"

-Ahahahah saçmalama ya o alvinin mallığı

+Nasıl yani?

-Boranın partisinde çok içmişti. O kafayla benide sen senıp oşkom sono çok sovoyorom diye öpmeye çalışmıştı.

+Ahahahah inanmıyorum ya cidden mi?

-Valla

+O halini görmek isterdim