10. Bölüm

806 44 1
                                    

(Medyada barış var)

''Masaldı dimi?''

Daha önce görüp görmediğimi düşünürken hala yüzüne bakıyordum. Esmerdi, dudağındaki piercing ve sağ kulağındaki tek küpe farklı bi hava katmıştı. ''Ben kötü çocuğum'' imajı veriyordu ama biraz fazla dikkatli baktığında sert kötü çocuktan çok sevilmek isteyen yorulmuş hatta yaşamaktan bıkmış biri karşında duruyormuş gibiydi. Gözleri içinde kendini kaybedebilceğin kadar siyahtı. Saçları uzamış önüne doğru düşüyordu. Farklı bir tarzı vardı. Saçlarıda gözleriyle yarışmak için özenle yaratılmış gibi siyahtı. İnsanı büyülüyordu resmen. Iıı nasıl desem.. Fazla aşık olunasıydı sanki.

-Evet de tanıyamadım kusura bakma?

+Çok normal daha tanışmadık çünkü :D

Allah'ım gülmesin nolur nolur. Bi gülüşüyle bu kadar çok etkilememeli beni. Hissettiğimin ne olduğunu bile bilmezken beni bu kadar hapsetmemeli gözlerine.

-Adımı biliyosun ama?

+Bütün yıldız tayfa biliyo :D Bu çok normal :D

-Anlamadım?

+Diyorum ki Yıldızlara bürünmüş herkes oğuzhan kaptanoğlu'nun kızını tanır

-Yıldızlara bürünmüş derken ?

+Oğuz kaptan'ın sözüydü. Kolejle, hastaneyle veya holdingle bi bağlantısı olan herkes yıldızlara bürünmüştür ve yıldızlara bürünen herkes yıldız tayfadandır.

-Oğuz kaptan oğuzhan kaptanoğlu oluyo galiba?

+Evet çok iyi basket oynardı. O yüzden herkes oğuz kaptan derdi

-Bizim okuldamısın?

+Aynı sınıftayız

-Hadi ya farketmedim hiç

+Sınıfta sadece 10 dakika kaldığındandır belki :D

Çoktan yanıma oturmuş olan çocuğa daha dikkatli bakmaya başladım. Onu izlerken istemsiz bir tebessüm oluşuyordu dudaklarımda. Hani hep derler ya aşık olanlar 'ona baktığımda kelebekler uçuşuyor midemde' diye. Öyle bir şey değildi hissettiğim. Bütün organlarımı birazdan kusucakmışım gibiydi sanki. Kalbimde öyle yerinden çıkıcakmış gibi değilde biraz daha yavaşlarsa durucakmış gibi atıyordu. Neydi bu?  Aşk değildi. Daha bir kaç dakikadır tanıdğım çocuğa aşık olmam imkansızdı. Hemde aşkın ne olduğunu bilmeyen benim için ultra imkansızdı. Ama ona bakarken cidden rahatlıyordum. Anlamadığım bir huzur kaplıyordu sanki içimi. Hiç hissetmediğim o güven duygusunu o bir kaç dakikadır tüm hücrelerimde hissediyordum.

-Adın ne?

+Barış

-Güzelmiş

+Teşekkürler. Ya şey. Masal :|

-Söyle

+Sen iyimisin? Yani çok kötü gözüküyosun da?

-İyiyim merak etme ağrım var sadece biraz :D

+Ne ağrısı? Hastamısın? Hastaneye gidelim mi? Ah niye soruyorum ki gidelim tabi. Taksi çağırıyım ben. Ayy ne taksisi kafa kalmadı ki arabam şurada kalkabilcek misin? Veya dur kalkma ben seni kucağıma alıyım

diye telaşla cümleleri sıraladığında ağzım açık ona bakıyodum. Teyzemden başka ilk defa birisi benim için bu kadar çok endişelenmişti. Gülümsedim. Fazla iyiydi. İstanbulun ve tanıdığım bütün kötü insanlara rağmen o fazla iyiydi. Büründüğü o kötü çocuk imajından daha çok merhametli ve şefkatli biri vardı içinde. Tam kucağına almaya çalışırken durdurdum.

Yıldız MasalıWhere stories live. Discover now