❥ Utanç ⊰

1.3K 144 24
                                    

Bu günü sevmemiştim. Beni fazlasıyla çaresiz ve güçsüz hissettiren bir gündü. Yaşadığım bütün bu karmaşalardan sonra titreyerek yere oturmuştum. Bu iğrenç günde, kesinlikle iyi değildim.

Ellerimi kaldırarak parmaklarımın arasındaki kan damlalarına baktım. Beni bayılttığını sanan ve kim olduğunu bilmediğim bir adamı yaralamıştım. Beni sırtına aldığı an elimdeki bıçağı sırtına saplamıştım. Şimdi de karşımda acı içinde yatıyordu.

"Lisa, derhal bana bu videoyu açıkla! Neredesin?"

Birkaç saniye sonra içeri giren Jungkook'la başımı kaldırdım. Karşılaştığı bu görüntüyle, hareketsiz bir şekilde ellerime ve yerde yatan bedene bakmaya başladı. Gördüğü bu durum onu şaşırtmış olmalıydı.

Zor da olsa ayağa kalkarak kendime gelmeye çalıştım. Yerde yaralı yatan adama yaklaştım ve bıçağın saplandığı yarasına baktım. Bıçak hala üzerindeydi ve nefes alıyordu.

"Hala yaşıyor... Ambulansı ara."

Jungkook hızla telefonunu çıkararak ambulansı aradı. O sırada ben de bana bunu kimin yaptığını öğrenmek için adamın yüzünü kendime çevirdim. Gördüğüm yüzle hızla doğruldum ve Jungkook'a döndüm. Ambulansı aramıştı ve evin adresini veriyordu. O sırada telefonu elinden aldım ve konuşmaya ben devam ettim.

"Kusura bakmayın. Küçük bir yanlış anlaşılma olmuş. İyi günler."

Telefonu kapatarak tekrar Jungkook'a uzattım. Jungkook bu hareketimle şaşırmıştı ve ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

"Şu an tam olarak ne yapmaya çalışıyorsun!? Ölmesini mi istiyorsun?"

"Kimseyi arama. Hafif bir bıçak darbesiyle ölmez. O yüzden biraz daha bekleyelim."

"Neyi?"

İfadesiz bir şekilde yerde kıvranan katil evlata baktım. Tıpkı babasına yaptığı gibi bana da zarar vermeye çalışmıştı.

"Biraz daha acı çekmesini... Ambulansı sonra ararız. Olmaz mı?"

"Saçmalıyorsun Lisa."

Tekrar ambulansı arayarak mutfaktan çıktı. Ben de yerde yatan bedene doğru eğildim ve sırtındaki bıçağa dokundum. O an acıyla inlemeye başlamıştı. Bu şekilde elimden kurtulabileceğini sanıyorsa yanılıyordu.

"Ne o? Acıyor mu? Onu buraya gelmeden önce düşünecektin. Bir de o küçük aklınla beni izliyordun öyle mi?"

"Lütfen.. lütfen dur."

Terleşmişti ve oldukça zor konuşuyordu. O gece babası da bu haldeydi. Hatta babasının yarası çok daha ciddiydi. Yine de onu ölüme terk ederek bedenini ortadan kaldırmıştı.

"Ne dersin? Babana yaptığın gibi seni de ortadan kaldırayım mı?"

Öfkeyle dolu olan kalbim onu öldürmemi söylüyordu. Parmağımla sırtındaki bıçak yarasına bastırdığımda yükselen inleme sesleri içimdeki öfkenin dinmesi için yeterli gelmiyordu.

"Lisa! Ne yapıyorsun sen!?"

Jungkook hızla kolumdan tutarak beni kenara çekti. Yine de bütün bu olanlar yüzünden öfkeli hissediyordum.

"Bu sefer beni durdurma. Sana yalvarırım bu sefer beni durdurma!"

Tekrar adamın yanına yaklaşmak istemiştim ama kollarını belime sararak beni mutfaktan çıkarmıştı.

"Bıraksana! Seni ne ilgilendiriyor!? Beni durdurmayı kes artık!"

Salona geçtiğimizde kollarını iterek ondan uzaklaştım. Beni sürekli durdurmaya çalışıyordu ve bu durum beni delirtiyordu.

"O adamın ne yaptığını biliyor musun!? Bir hiç uğruna kendi babasını öldürdü!"

"Yine de izin veremem!"

Resmen sabrımın sınırlarını zorluyordu. Ellerimi yumruk yaparak ona doğru yaklaştım.

"Sen gerçekten çok oluyorsun!"

"Vuracak mısın? Vur hadi. Ne yaparsan yap seni durdurmaya devam edeceğim."

Sinirli bir şekilde ona vurarak mutfağa gitmeye çalışıyordum ancak işe yaramıyordu. Bu koca cüsseden kurtulamıyordum. Büyücü için de aynı şeyi yaparak beni durdurmaya çalışmıştı. Bu sefer de aynı şeyler olmasına izin veremezdim.

"Seni geri zekalı! Sen kendi işine baksana! Ne diye benim hayatıma karışıyorsun?"

En sonunda nefes nefese kalmış bir şekilde ona vurmayı bırakmıştım. Sanki enerjim eskisinden çok daha çabuk bitiyordu. Yumruklarımı gevşeterek üzerinden çektiğimde, hiçbir şey olmamış gibi bana bakmaya devam ediyordu.

"Bitti mi?"

Sağlıklı bir şekilde karşımda olması beni daha da deli ediyordu. Yavaş bir şekilde yere oturdum ve yorgun bir şekilde söylenmeye başladım.

"Hep senin yüzünden oluyor. Çekil diyorum çekilmiyorsun. Hep hayatıma karışıp duruyorsun."

Yorgun hissediyordum. Bağırmaya bile enerjim kalmamıştı. Bütün bu olanlar beni yoruyordu. Gözlerim dolarken bedenime olan şeyleri düşündüm. Artık yaralarım eskisi gibi iyileşmiyordu. Önceden kolaylıkla zarar verdiğim ışık sistemlerine karşı bile hiçbir etkim yoktu. Bu durum beni ürkütüyordu.

Kendi kendime düşünürken kolumda hissettiğim eller ile irkildim ve başımı kaldırdım. Jungkook yanıma oturmuştu ve giydiğim elbisenin kolunu yukarıya doğru sıyırıyordu. Yine de söylenmeye devam ettim.

"İnsan olmamam lazım..."

Ben kendi kendime söylenirken, Jungkook ise kolumdaki yaraya bakıyordu. Saatler geçmesine rağmen iyileşmemişti.

"Gerçekten insan mı oluyorum yani? İyi ama neden? Nerede hata yaptım?"

Kolumda hissettiğim keskin ağrıyla irkildim ve kaşlarımı çattım. Sanki bilerek canımı yakıyordu.

"Yapma, ben iyiyim."

Kolumu kendime çekmeye çalıştım ancak izin vermemişti. Jungkook da son zamanlar oldukça garip davranıyordu. Mutfakta benden daha ciddi bir şekilde yaralı olan bir beden vardı ancak Jungkook kolumdaki yarayla ilgileniyordu.

"Acıyor mu?"

Sorduğu bu soru çok daha ilginçti. Sanki yanımda oturan kişi Jungkook değil de onun illüzyonu gibiydi.

"Çok değil."

İkimiz de bedenimde normal şeyler olmadığının farkındaydık. Artık tamamen normal bir insan gibi hissediyordum. Nedenini bilmesem de bu durum kafamı karıştırıyordu.

Birden ensemde hissettiğim eliyle irkildim. Yutkunarak ona döndüm ve merakla gözlerine baktım. Şu an neden böyle yaptığını bilmiyordum ancak bende garip etkiler bırakıyordu.

"Jungkook... Neden öyle bakıyorsun?"

Her zaman gördüğüm bu yüz neden bugün böyle çekici geliyordu anlayamıyordum. Hayatımda hiç erkek olmadığı için kafayı yiyor olmalıydım.

"Ensendeki ay izi zamanla geçiyor sanki."

"Ay izi?"

Hızla önüme dönerek tuttuğum nefesimi verdim. Kısa bir anlığına beni öpeceğini sanmıştım. Gerçekten kafayı yiyor olmalıydım. Az önce yumrukladığım adam hakkında neler düşünüyordum ben böyle?

"Bir şey mi oldu? Kolun mu acıyor yoksa?"

Yüzümü kapatarak ayağa kalktım ve yanından uzaklaştım. Düşüncelerim gerçekten de utanç vericiydi.

FULL MOON  ❥ LisKook ⊰Where stories live. Discover now