❥ Yara Bandı ⊰

1.3K 144 34
                                    

"Kötü abla.. neyin var?"

Sorduğu soruyla kendime gelmeye çalışarak önümdeki tabağa baktım. Saatlerdir önümdeki salatalığı çatalladığımı yeni fark ediyordum.

"Bir şey yok."

Gülümseyerek karşımda oturan Rothy'e baktım. İnanmamış gibi görünüyordu. Yine de uzatmayarak bir şeyler yemeye devam etti.

"Kötü abla, seni ilk gördüğümde kocaman topuklu ayakkabılar giyiyordun. Şimdi neden giymiyorsun?"

Elimdeki çatalı masaya bırakarak arkama yaslandım. Aslında bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum.

"Sanırım biri beni değiştirdi."

"Biri?"

"Evet, biri beni değiştirdi. İlk zamanlar inanılmaz korkunç biriydim."

Bir süre afalladı ve yüzümü inceledi. Onun babası kadar korkunç biri değildim ancak bunu ona söylemem hoş olmazdı. Yine de bencil ve hiçbir şeyi umursamayan sert bir kalbe sahiptim.

"Neden korkunç biriydin?"

"Bilmem... Sadece insanlardan nefret ediyordum. Sanırım benim yaşayamadığım hayatı başkalarının yaşıyor olması kötü hissettiriyordu."

"Neden yaşayamadın ki?"

Ona anlatsam da inanacağını sanmıyordum. Önümdeki su bardağında parmaklarımı gezdirirken bir süre düşündüm.

"Sana bir masal anlatsam dinler misin?"

İstekli bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu. Bu hevesli hali beni gülümsetmişti.

"Çok uzun yıllar önce nehire hapsedilen bir prenses varmış. Bu prenses, ne ölebiliyor, ne de hayatına devam edebiliyormuş... Yıllar boyunca yaptığı tek şey beklemekmiş..."

"Bu çok garip."

"Ne?"

"Gözlerindeki bakışlar..."

Uzun bir süre yüzümü incelemişti. Bu bakışlarından rahatsız olduğumda ayağa kalktım ve masayı toplamaya başladım.

"Her neyse... Boşver."

"Neden!?"

"Güzel bir masal değil."

Yine de yanıma yaklaşarak bir süre benimle konuşmaya ve yüzüme bakmaya çalışmıştı. Eskilerden bahsetmek nedense beni huzursuz hissettirmişti.

"Artık çıksam iyi olacak. İşe geç kalacağım."

"İş mi? Bugün tatil, unuttun mu? O yüzden bugün güzel şeyler ayarladım."

Bu kurnaz şeyin aklında neler vardı merak ediyordum. İyi şeyler olmadığı kesindi, yine de öğrenmek istiyordum.

"Ne ayarladın?"

"Annem sen ve ben, polis merkezine gittiğimiz günü hatırlıyor musun?"

Tezgahın üzerine oturdu ve tabakta kalan son salatalıkları yemeye başladı.

"Hatırlıyorum, neden ki?"

"Oradaki yakışıklı dedektif karşımızdaki eve taşınmış."

Bunu duyduğumda bir süre durakladım. Arkadaşının evine gelmiştir diye kendimi avutmaya çalışmıştım ama hepsi boşunaydı.

"Bundan bize ne?"

Umursamaz bir şekilde masadaki tabakları tezgaha almaya devam ettim. Onu görmezden gelirdim olur biterdi. Abartmaya gerek yoktu.

"İşte o dedektifi akşam yemeğine çağırdım."

Duyduğum cümleyle elimdeki tabak yere düşmüştü ve paramparça olmuştu. O an nasıl tepki vereceğimi bilememiştim. Rothy şaşkın bir şekilde gözlerime baktı.

"Bu kadar yeter! Kalk ve bana yardım et."

Bakışlarını görmezden gelerek birden bağırmamla kaşlarını çatmıştı. Şimdi de neden bağırdığımı anlamak ister gibi yüzüme bakıyordu.

"İyi ama neden kızdın ki? Dedektif bir tanıdığımız olması sence de iyi olmaz mı? Hem sen kötü bir ablasın. Eğer kötü şeyler yaparsan o dedektifi kullanabiliriz."

Cevap vermedim ve sinirli bir şekilde yerdeki cam parçalarını toplamaya başladım. Hata yapmıştım. Rothy'ye kesinlikle aynı evde kalmayı teklif etmemeliydim.

"Kan akıyor!"

O kadar dalgındım ki cam parçasının elimi kestiğini fark etmemiştim. Kan damlaları birer birer yere damlarken akan kanı durdurmaya çalışıyordum.

Rothy hızla tezgahtan kalkarak elimdeki kesiğe baktı. Çantasından çıkardığı yara bandıyla yanıma yaklaştı ancak yara bandı elimdeki kesik için fazla küçük geliyordu.

"Sen burada bekle, ben hemen yakışıklı dedektifi çağıracağım. Bugün tatil olduğu için evinde olmalı."

"Dur! Gerek yok, ben hallederim."

Kolundan tutarak durdurdum ve tezgahtaki peçeteye uzanarak elimdeki kesiğe bastırdım. Eğer ölümsüz olmaya devam etseydim bunları yaşıyor olmazdım.

"Emin misin?"

"Evet, benim kimseye ihtiyacım yok."

Gülerek peçeteyle kesiğe bastırdığım elime bakıyordu.

"Neden gülüyorsun? Ben ilk zamanlar bu gördüğün ışık sistemini bozacak güçteydim! Ayrıca karnımda kılıç darbesi olmasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi etrafta gezebiliyordum!"

Gülmeyi keserek bir süre yüzüme baktı. Zaten bana inanmasını beklemiyordum. Sadece anlık sinirle ağzımdan çıkmışlardı. Sıkıntılı bir şekilde nefesimi dışarı vererek mutfağı toplamaya devam ettim.

"Ayrıca sen!"

Ciddi bir şekilde bağırarak Rothy'nin gözlerine baktığımda irkilmişti.

"O akşam yemeğini iptal et."

"Nedenmiş?"

"İptal et sadece!"

Kaşlarını çatarak elindeki yara bandını kenara fırlattı ve arkasını dönerek mutfaktan çıktı. Hatalı olmasına rağmen sinirli bir şekilde odasına gitmişti. Ben Jungkook'tan uzaklaşmaya çalışırken bu küçük velet bana daha çok sorun çıkarıyordu.

FULL MOON  ❥ LisKook ⊰Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum