#49

64 5 0
                                    

"Ayaz kaç git buradan lütfen. Kendine bir hayat kurmak için, hala yaşama şansın varken git lütfen."
"Ahh küçük Ayaz neden bu kadar sessiz? Yoksa buradan gitmek istemiyor musun?"
Genç adamın yüzü bembeyazdı, aklından binlerce düşünce geçiyordu. Athena'nın onu sağ bırakma ihtimalini ölçüp tartıyor ve asıl hedefin kendisi olmadığından emin olmak istiyordu.
"Çöz beni!"
"Ne?"
"Gidebileceğimi söyledin hemen çöz beni!"
Athena keyifle Ela'nın çenesinden tuttu ve başını kendisini göreceği şekilde kaldırdı.
"Duydun mu Ela? Sevgilin seni geride bırakacak."
"Onu dinleme! Bunu ikimiz için yapıyorum!"
"Galiba seni o kadar çok sevmiyormuş. Yani, ölümü bile göze alacak kadar."
"Kapa çeneni! Ela bizi birbirimize düşürmek için yapıyor, inanma ona!"
Genç kızın yanakları gözyaşlarıyla ıslanırken Athena gülümsemeye devam etti.
"Beni gerçekten seviyorsun sanmıştım."
"Ah yapma Ela. Ne yapmaya çalıştığını neden görmüyorsun?"
"Heyy, bende buradayım. Ne söylediğini duyuyorum. Ben bir şey yapmadım Ela, duydun işte kendisini çözmemi istedi."
"Seni aşağılık pislik! Buradan gidebileceğimi söyleyen sendin!"
"Ah işte yine o aksan... Amerika'nın en nezih mahallesinde bile bu aksanla çok yaşayacağını sanmam. Şu tipinle ancak bir kenar mahalle kaçkınına benziyorsun."
Ela korkuyla Athena'nın gözlerine baktı.
"Bize ne yapacaksın?"
"Ne mi yapacağım? Hadi görelim."
Athena silahı Ela'nın alnına dayadı ve Ayaz'ın yüzüne baktı.
"Dur bir dakika."
O an aklına gelmişçesine parmaklarını kulağının hemen yanında şıklatıp güldü.
"Neden Ela'yı önce öldüreyim ki? İhanet edenlen cezası bekletilmemeli. Yarışmamıza katıldığız için teşekkür ederiz küçük kurbağa."
Athena lafını bitirir bitirmez silahını Ayaz'a doğrulttu.
Gözlerini sıkıca kapatmış birazdan beynini dağıtacak olan kurşunu dehşetle bekleyen Ayaz, alnına çarpan güçlü suyla gözlerini açtı.
Silahla burun burunaydı ama hala yaşıyordu.
Athena silahını Ela'ya da doğrultup onun yüzüne de sıkmaya devam etti.
İkisi de sırılsıklam olmuştu.
"O...u çocuğu elindeki gerçek silah bile değil!"
"Ne sandın yaprağam. Sizi öldürerek, size iyilik yapacağımı mı?"
O sırada kapı büyük bir gıcırtıyla aralanmıştı.
İçerinin karanlığından gelen kişi net görünmüyordu.
"Kardeşim... Nihayet geldin. Bu ikisi artık sıkıcı olmaya başlamıştı."
Athena ellerini çırparak Ares'e ulaştı ve kolunu omzuna atarak etrafı gösterdi.
"Sen ne yaptın böyle?"
"Beğendin değil mi? Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşündüm."
"Abi! Abi lütfen çıkar bizi buradan! Yemin ederim yaptığım her şey için çok pişmanım!"-E
Ağlamaktan gözleri kıpkırmızıydı. Yüzüne çarpan suyla makyajı akmıştı. Simsiyah boyalar yanaklarına süzülüyordu ve karışmış saçları yüzüne yapışıyordu. Fazlasıyla korkunçtu.
"Az daha korkutursam altlarına s.çacaklar."
Ares sessizdi. Odanın her bir yerini dikkatle incelemiş ve gözleri en son Ela ve Ayaz'da sabitlenmişti. Athena'nın aklındaki planın böyle bir şey olacağını tahmin etmişti ama bu kadar ileri gidebileceğine ihtimal vermek istemiyordu. Bu durum hoşuna gitmemişti.
Athena ona sandalyelerin kumandasını verip sigarasını gösterdi.
"Biraz tüttürmem gerek. Keyfine bak."
*        *        *
Kumsal<

İş başı yapması gerektiğinden Berkay Türkiye'ye döndü.
Ortam değişikliğinin insan psikolojisi üzerinde ki önemli etkileri sebebiyle biraz daha burada kalmak istedim.
Uykularım biraz daha düzenliydi, yemek yiyebiliyordum ve yüzümün rengi yerine gelmişti.
Ne kadar sürer bilmiyorum ama eski günlerime geri dönmeden önce bu hayatın biraz tadını çıkarmak istedim.
Telefondan uzak duruyorum, özellikle sosyal medyadan. Bir nevi sosyal medya detoksu, hayatımın büyük bir kısmını kapsıyormuş, bunu bırakınca anladım.
Her sabah uyandıktan yarım saat sonra, şehrin en güzel yerlerinden oluşan liste üzerinden bir yeri, gözümü kapatarak seçip, orada 1 saat yürüyüş yapıyorum.
(Son 3 günümü Hyde Park'ta geçirdim. Oranın güzelliğini anlatacak bir kelime bulamıyorum, tarifsiz hayranlığımı dile getirmeye yetecek bir kelime hiçbir dilde yok bence.)

♠️S A R M A Ş I K /2 ♠️ Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon