#34

82 6 2
                                    

Bekçinin ağzından çıkan tek yararlı bilgi Ela'nın Silivri de bir yerlerde olduğuydu.
Ama onu bulmak o kadar kolay olmayacaktı.
Aycan Hanım, Berfu'nun döndüğünü haber vermek için aradığında biz de eve geri döndük. Athena'dan hala haber yoktu...
"Silivri dediğimiz yer küçücük bir yermiş gibi konuşuyorsunuz. Orada Ela'yı nasıl bulacağız, bu akla hayale sığar bir yol mu ?"-M
"Mutlaka bir ipucu olmalı, koca şehri dolaşacak değiliz ya."-A
"Anlamıyorum, benim küçücük bebeğimle ne yapacaklar. O daha çok küçük ya bir şey olursa..."-B
Berfu hiç durmadan ağlıyordu ve işin kötü yanı onu teselli edecek bir cümle bulamıyordum.
"Ah ah küçücük bebekler neden ayrı kalır annelerinden."
"Aycan!"
"Ne var canım ? Ben Elizan'ı annesinden kaçırmalarına kızıyorum."
Mehmet Bey, Aycan Hanım'a ters ters baktı.
O sırada Ares başka bir odadan telaşla yanımıza geldi.
"Athena aradı."
"Elizan'ı bulmuş mu?"-B
"Üzgünüm. Athena'nın takip ettiği araç şehir dışında terk edilmiş. Yakınında ki binada Elizan'ı ararken onu etkisiz hale getirmişler."
"O iyi mi?"-B
"Bilmiyorum. Onu buraya getirmelerini söyledim."-A
"Bir bu eksikti. Athena'yı oraya tek başına gönderdiniz, ikinizse burada boş işlerle uğraşın. Ya ona bir şey olsaydı."-Aycn
"Allah'ım şimdi çıldıracağım bir sus be kadın! Bir şeye faydan yok bari sus ! Herkes yeterince gergin, bari şu an hiçbir şey konuşma !"
Aycan Hanım odada ki herkesin sabrıyla oynuyordu. Amacı neydi bazen anlamıyordum.
Ares odanın içinde volta atarken bir yandan da telefonundan bir şeyleri inceliyordu. O sırada telefonu çaldı.
"Çağatay..."
Konuşmak için başka bir odaya gittiğinde hepimiz merakla arkasından baktık. Aycan Hanım yine o memnuniyetsiz bakışlarıyla süzdü her yeri.
"Bir işler karıştırıyor, bari torunumun yararına olsa."-A
"Sen bana sabır ver Allah'ım!"-M
*      *       *
Yazardan<
Ares'i arayan kişi, Ozan ile geçirdiği son zamanlarında yanında olan adamdı. Çağatay, Ares'in karşısına hedef olarak oturtulduğu günden beri onunla irtibatı hiç koparmamış, Ozan'ın ölümünden sonraysa tüm sadakatini ona sunmuştu. Ozan'ın en güvendiği adamlarından biriyken Ares'in, canını bağışlamasıyla saf değiştirmişti.
Eğer Ela babasından kalanlarla hayatını sürdürüyorsa ve Silivri'de her nereye kaçtıysa, bu da Ozan Alptürk'e ait bir yer olmalıydı.
"Ares."
"Öğrenmek istediğim şeyler var."
"Duyalım bakalım."
"Ozan'ın Silivri'de kaç tane mülkü var?"
"Bir elin parmak sayısını geçmez. Hayırdır?"
"Nerde olduklarını öğrenmek istiyorum."
"Boşuna heveslenme Ela sana bırakmaz oraları."
"Boşver sen bana bırakıp bırakmayacığını adresleri ver yeterli."
"Hepsi aklımda değil. Biraz bekle sana mesaj olarak göndereyim."
"Bekliyorum."
*      *     *
Kumsal<
Berfu'ya sarılmış ona Elizan'ın sağ salim bize döneceğini anlatmaya çalışırken kapı açıldı ve içeriye birden Athena girdi.
"Oğlum!"-A
"Athena!"-B
"Sevgilim!"-A
Berfu, Athena'ya sarılıp hıçkırıklara boğuldu.
Durum gittikçe daha kötü bir hal almaya başlamıştı ki odaya fark edilmeden giren Ares, anahtarını ve telefonunu cebine sokuşturup sessizce bir yere gidiyordu.
Onun peşi sıra dışarı çıktım.
"Nereye?"
"Dolaşacağım biraz."
"İyi, bende biraz dolaşsam fena olmaz."
"Desteğin Berfu için önemli, kalsan iyi olur."
"Şu an Athena'nın desteğine daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bence desteğime ihtiyacı olan kişi sensin."
"Ne alaka?"
"Nereye gidiyordun Ares?"
Ellerimi belime koyarak kaşlarımı kaldırdım.
Gözlerini devirdi.
"Elimde birkaç adres var. Ela'nın bulunmadığı yerleri eleyip ihtimalleri azaltacağım."
"Harika ! Eğlenceli bir işe benziyor. Hangisinden başlıyoruz?"
"Sen gelmiyorsun."
Arabasının önüne yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım.
"Öyle mi?"
"Evet."
"Ben gelmiyorsam, sende hiçbir yere gitmiyorsun."
"Buna engel olabileceğini mi düşünüyorsun?"
"Elbette."
Birbirimize meydan okurcasına baktığımız birkaç saniyenin ardından göz dağı vermek için ayaklandım.
"İçeriye bir sorayım, belki bize eşlik etmek isteyenler olacaktır."
Ares beni kolumdan yakalayıp kendine çekti.
"Sen hiç vazgeçmez misin?"
"Beni de götürürsen vazgeçerim."
* * *
Ares gergin, fazlasıyla... Eminim sebebi ona zorla katılmış olmam. Anlamıyorum, neden tek başına olmak istiyor?
Bizim için tehlikeli olduğunu düşündüğü şey onun için çok mu güvenli?
Bence herkes eşit şartlar altında, bu bencillikten başka bir şey değil. Aynı durumda ben olsam ne yapardım diye düşünmeden edemiyorum, sanırım bende hakkımı bencillikten yana kullanırdım.
Arabayı yol kenarına çektikten sonra farlarını kapattı.
"Geldik mi?"
"Arabada bekle."
"Arabada oturmak için gelmedim."
"Sana ne için geldiğini sormadım Kumsal, arabada bekle."
"Seninle geleceğim."
Derin bir nefes alıp alnını ovaladı.
"Tek bir şey istiyorum. Lütfen arabada kal ve beni kolla tamam mı?"
Neden istediklerimizle yaptığımız şeyler hep birbirinden farklı olmak zorunda, bu hayatın yazılı olan kanunlarından biri mi yoksa?
Ares gitti, karanlık yolda tek başına ilerlerken onu yalnız bırakmanın öfkesiyle direksiyona vurdum.Burada oturup onun dönmesini beklemeyeceğim elbette!

♠️S A R M A Ş I K /2 ♠️ Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang