#37

62 5 0
                                    

Günümüz*

"Oğuz ile uzun süredir arkadaştık. Yakın olmasakta girdiğimiz ortamlar ortaktı. Hiçbir şeyi umursamazdı, sürekli dikkat problemi yaşar, duygularını kontrol edemezdi, kızlarla olan ilişkisi onları yatağa atana kadar sürer, onlar üzerinden prim yapardı. Bazen farklı bir dünyadan gelmiş gibi konuşurdu. Hepimiz onun bir şeyler kullandığını tahmin edebiliyorduk ama o geceye kadar hiçbirimiz bundan emin olamamıştık. Her şey bir mezuniyet partisinin tekdüze akışını değiştirmek istediğimiz sırada oldu. Oğuz getirdiği eğlendirici maddeleri önümüze koyup hepimizi bunu kullanmaya ikna etmişti.
Tek seferlik bir şey olduğu için içeriğinin ne olduğuyla kimse ilgilenmemişti. Tek istediğimiz biraz eğlenmekti, başımıza nasıl bir dert açtığımızın farkında değildik. Gerçekten büyük bir hazdı, yaşattığı hislerin tarifi mümkün değildi, bitmesini hiç istememiştim. Neler oldu hatırlamıyorum, ya da ne yaptığımı. Ertesi gün hepimiz farklı yerlerde uyandık. Kimse Oğuz'un geldiği andan sonrasını hatırlamıyordu. İnanılmaz bir baş ağrısı ve bilinç bulanıklığı. O kadar rahatsız edici bir histi ki, kimse bu kadar çabuk bağımlılık etkisi yaratacağını tahmin etmemişti..."
Athena derin nefes alıp ellerini ovuşturdu.
"O birkaç gün hayatımın en kötü günleriydi. Bir şeyler istiyordum ama ne olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Anlamsız bir gerginlik üzerimde hakimdi. Buse o partiye gelmemişti. Onsuz gittiğim için bana biraz bozuktu. Ona partide olanlardan bahsettiğimde çok kızdı. Bu aramızın daha fazla açılmasına neden oldu. Düzeltmek için bile bir çabam olmamıştı. Çok tuhaf, ama Buse bile umrumda değildi. Hiçbir şeye odaklanamıyordum. Yemek yiyemiyordum, kalbim sürekli çok hızlı atıyordu; o hafta evden hiç çıkmadım. O gece olanlar hakkında kimseyle konuşmak istemedim. Aynı şeyleri yaşayanlar varsa bile bunu bilmiyordum. Sonra bir gün bu buhrandan kurtulabilmek için kendimi dışarı attım. Oğuz ile görüşüp bunun verdiği şeyle bir ilgisi olup olmadığını sormak istemiştim. O güne dek onunla hiç bu kadar ciddi konuşmamıştık. Bana nasıl olduğumu sordu, ne hissettiğimi, ne düşündüğümü. Dediğine göre içtiğimiz içkilerde dahi bu maddeden vardı. Aldığımız dozların miktarından kaynaklı yoksunluk çekiyorduk. Bunu bilerek yapmıştı, çünkü malı ancak bu şekilde piyasaya sokabilirdi."
Ares gözlerini devirerek derin bir nefes aldı. Aklından geçenler her neyse yüzüne yansıması hoş olmadıklarını gösteriyordu. Yanımdan kalkıp pencerenin önünde durdu ve dışarıyı izledi.
"Bunun başlangıç olduğunu ve işlerin daha da zorlaşacağı konusunda beni uyardı. Onu dinlemedim, haklıydı. Ona karşı çıkmama rağmen bana küçük bir paket verdi.
O paket cebimde olmasaydı belki üstesinden gelebilirdim... Bunun bir sonu yoktu, her seferini son sefer olarak alıyordum ama asla son bulmadı. Asla tam anlamıyla yeterli olmadı. Oğuz ile çok sık görüşmeye başladık. En önemli müşterisi haline gelmiştim. Harcadığım paranın haddi hesabı yoktu. Bu durumun önüne geçmem gerektiğini düşünürken bana, eğer ona katılırsam para vermem gerekmeyeceğini söyledi. Başta korkunç bir fikir gibi gelmişti, ama hesaplarımdaki yüklü eksilmelere yapacak açıklama bulamıyordum. Babam sürekli tepemdeydi. Böyle şuursuzca para harcıyor olmam herkesi şüphelendirmişti."
"Sende ona katıldın..."
"Oğuz çevremden faydalanmak istemişti. İhtiyacımdan çok daha fazlasına sahiptim. Malı arkadaşlarıma satmamı istedi, yapamadım. Satış yapamıyordum ama üzerime zimmetlediği malın çok azını geri getiriyordum. İşler kızışmaya başladı. Oğuz malı geri koymam veya parasını ödemem konusunda baskı yapıyordu. Babam hesaplarıma el koymuştu. Sizin anlayacağınız tamamen köşeye sıkışmıştım. Yoksunluk o zamana kadar yaşadıklarımın en kötüsüydü. Sanki tüm kanım çekiliyormuşçasına acı çekiyordum. Başka seçeneğim kalmamıştı, yeniden Oğuz için çalışmak istediğimde yerime başka birini koymuştu. Oğuz'un güvenini kaybetmiştim. Bana ödeme için başka bi yol bırakmamıştı. Elimde ne varsa satmaya başladım, bana ait ne varsa hepsi birer birer gitmişti. Yine de yeterli değildi. Her şeyimi kaybetmiştim. Ona verebileceğim tek bir şey kalmıştı, o da şirketten payıma düşen hisselerdi..."
Athena rahatsızca arkasına yaslandı. Sakallarını karıştırıp yeniden doğruldu.
"Onlara hissellerini vaat ettin mi?"
Athena sustu, bu sorudan rahatsız olduğu belliydi ama cevaplamaktan çekinmemişti.
"Borcumu bitirememiştim ama Oğuz bana satış yapmaya devam ediyordu. Asla son bulmayan bir alışverişti bu."
"Ona bizden bir şey vaat ettin mi abi?"
"Hayır Ares. Bir yabancıya nesillerdir devam eden bir aile mirasını nasıl satabilirdim söyler misin?!"
Ares yutkundu, sessiz kalıp gözlerini odadaki herkesten kaçırıp yeniden yanıma oturdu.
"Annem neler olduğunu anlamıştı, uygun bir zamanda beni bu bataktan kurtaracaktı. Aynen bu şekilde anlaşmıştık."
"Athena'yı kurtarabilmenin tek yolu buydu."
"Kurtulmak mı? O döndüğünde daha da pisliğe batmıştı. Buna kurtulmak mı diyorsun?"
"Oğuz istediğini alamasaydı ya abin ya sen, ikinizden biri ölecekti Ares. Oğuz son zamanlarında Athena'yı seninle tehdit ediyordu."
"Tüm bunlardan nasıl haberim olmadı?"
"Bir şeyler sezmiştin, Oğuz ile aramızda meselenin sebebini arıyordun. Onunla birkaç kez yüzleştiniz, onu tehdit ettin, hatta tartakladın. Bunları muhtemelen hatırlamıyorsun, öyle değil mi?"
Ares'in başını tutarak arkasına yaslandı. Ona dokunup zorla gülümsedim.
"Kazadan sonra beni aramaya devam etti. Öldüğüme inanmıyordu, aramızdaki meseleyi seninle çözmeye karar verdiğinde çok gecikmişti. Sen hafıza kaybı geçirmiştin, bir şeyler biliyor olsan bile artık hatırlamıyordun. Oğuz bir alacak verecek meselesine kurban gitti. Kardeşi Uğur onu benim öldürdüğüme inanıyor. Bu işin peşini bırakmayacağını biliyordum ama bunu kızımla yapması..."
Herkes susmuştu, odadaki tek ses Berfu'nun iç çekişleriydi.
"Anlaşılan her şey sorunsuz gitmedi."
"Artık bize karşı duramazlar, birlikteyken çok daha güçlüyüz Ares. Yaptığım hataları telafi edebilirim. Kızımı kurtarmak için hala bir şansımız var."
"Biraz daha oyalanırsak o şansımızı da kaybedeceğiz."-Berf
"Ares bana karşı olan düşüncelerin ne biliyorum ama bunu senden, kendim için istemiyorum, Elizan için..."
Ares ayağa kalkıp bir süre odanın içinde volta attı ve  Athena'nın karşısında durdu.
"Sen... Sen g.t herifin tekisin. Bir şeyleri düzeltmeye çalışırken her şeyi daha da mahvettin. Bunca şeyden sonra bir de karşıma geçmiş benden sana yardım etmemi mi istiyorsun ?"
Ares saçlarını karıştırıp gülümsedi.
"Sorman bile hata, kaldır şu k.çını yeterince vakit kaybetmedik mi ?"

♠️S A R M A Ş I K /2 ♠️ Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon