always a bad person

4.5K 365 280
                                    

Salondaki koltukta oturmuş bir şekilde televizyona boş gözlerle bakıyordum. Ekranda izlemeyi sevdiğim Alman yapımı bir dizi vardı ancak bir süredir düşüncelere daldığım için son on dakikadır neler olduğundan emin değilim. Zaten uzun bir zamandır herhangi bir boka odaklanamıyordum.

Bu durum Molly' den mi kaynaklıydı ya da Molly sonrası yaşanılan depresyon durumu ne kadar sürüyordu bilmiyorum. Ama bu korkunç ruh halinden asla çıkamayacağım hissi asla beni yalnız bırakmıyor. Evet, sadece bu duyguya sahiptim. Onun dışında tamamıyla yalnızdım.

İçeriden gelen dövme makinesinin cızırtılı sesi kesildiğinde, randevusuna erken geldiği için şu an diğer tarafta oturan Henry, bana baktı. "Galiba işi bitti."

"Olabilir." diye mırıldandım sadece.

"Burada oturmamdan dolayı mutsuzsan başka yere gidebilirim."

Sonunda ona baktım. Her yanı dövmelerle dolu, parlak bir pembe saça ve vücudunun çoğu bölgesinde metallere sahip olan bu asi görünüşlü çocuk aslında fazla masum bakıyor, göründüğü gibi olamıyordu.

"Genel olarak mutsuzum. Alınma."

Omzunu silkti. "Öyle diyorsan..."

Bir daha konuşmadı. Alman dizisini sevmiş olmalıydı ki, ilgiyle izliyordu. O sırada telefonumun sesini duydum. Elsa arıyordu.

"Evet?" dedim bir iç çektikten sonra.

"Ne yapıyorsun?"

"Televizyon izliyorum."

Düşünceli olduğu zamanlardaki gibi uzun bir mırıltı sesi çıkardı. Beni ne için aradıysa doğruca konuya girmişti. "Mercedes' le konuştum."

Mercedes' in adını duymak gözlerimi kapatmama neden olduğunda içimde anlamsız bir öfke oluştu. Sanırım ona hala kızgındım. Olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen.

"Bana bazı şeyler anlattı. Neler oluyor? Gerçekten tartıştınız mı?"

"Elsa, sana zaten her şeyi anlatmadı mı?" diye sordum yorgun bir sesle. Anlatacak kadar enerjim yoktu.

O sırada kapının girişinde beliren Zayn bana ve Henry' e baktı. Diğer çocuk gitmişti. Bir süre üzerimde dolanan gözleri Henry' i bulduğunda başıyla ona bir işaret verdi ve böylece Henry kalkıp gittiğinde tamamen yalnız kaldım.

"Anlattı. Ama bunu konuşmamız lazım. Buluşalım mı? Sadece ikimiz. Sana da iyi gelir."

Elsa.

Onunla konuşmak her zaman rahatlatıcı ve huzurluydu. Beni yargılamasa da yanlışlarımı yumuşak bir şekilde yüzüme söyler ve çözüm üretmeye çalışırdı. Konuşmaya ihtiyacım olduğunu biliyordum. Bu iyi bir fikirdi ama dediğim gibi, enerjim yoktu.

"Yorgunum. Buraya gelsene."

"Zayn' in evine mi?"

"Evet."

"Bilmiyorum. Beni istemez." dedi çekinerek.

"Akşama kadar çalışacak. Yanımızda olmayacak yani. Lütfen Elsa, buraya gel."

Biraz kararsız olsa da onu bir şekilde ikna etmeyi başarmıştım.

Yaklaşık yarım saat sonra mecburen kalktığım bu koltuktan tuvalete gittim. Çişimi daha fazla tutacak gücüm kalmamıştı. Boşuna kalkmış olmamak için mutfağa da uğrayıp koca bir bardağa su doldurdum. Suyun yarısını içip kalan kısma tekrar su doldururken Zayn içeri girmiş, dolaptan iki bira aldıktan sonra kısaca beni incelemişti.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin