sleeping with ghost • malik

you and me in the future

Mercedes' in gönderdiği fotoğrafa kendi kendime gülerken odaya giren Zayn kısaca bana bakmış ve sonra yatağın her iki yanındaki komodinin çekmecesini karıştırmıştı. Ne aradığını düşünme fırsatı bulamadan bu defa Elsa komik bir fotoğrafını göndermişti.

Aradığını bulamayan Zayn tekrar odadan çıktığında ben de saçma bir fotoğraf çekmek için kamerayı açmıştım. Ancak fotoğraf çekilmeden üst taraftan gelen bir mesaj dikkatimi çekti. Ekli olmayan bir numara "N'aber? Buluşmalara neden gelmiyorsun?" yazmıştı ve mesajı açıp profil fotoğrafına baktığımda onun Pete olduğunu gördüm. Numaramı nasıl bulduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama onunla asla konuşmayacak kadar akıllanmıştım.

Düşünmeye gerek duymadan numarasını engelleyip mesajları silsem de içime bir huzursuzluk çöktü. O sırada yine odaya giren Zayn, yerdeki pantolonuna uzanıp hızla bacaklarına geçirmişti. Telefonumu bırakıp uzandığım yatakta oturur bir hale geldim.

"Nereye gidiyorsun?" Dolaptan tişörtünü çıkarırken bakışlarımı sırtındaki dövmelerde gezdirmiştim.

"Bir işim var. Hemen dönerim." dedi öylesine.

"Ben de gelebilir miyim?"

Sıradan bir tişört alıp bana döndüğünde kaşlarını çatmıştı. "Silas' la buluşacağım." Anlamadığımı görünce de "Sick Boy yani." diye ekledi.

Sick Boy' un adı Silas mıydı? Vay.

"Yine de gelmek istiyorum."

Omzunu silkip tişörtünü giydiğinde bunun bir onaylama olduğunu anladım ve hızla yataktan fırlayıp siyah eşofman altımı, üzerine de Zayn' in bol, turuncu, siyahlı ve beyazlı eşofman hırkasını giydim. Buna bayılıyordum... Saçlarımı da gergin bir şekilde tepeden topladıktan sonra hazırdım. Çok iyi göründüğüm söylenemez. Ama hava epey karanlık olduğundan bunu pek dert etmiyordum.

Birlikte evden çıktığımızda sıcak elini tutup ona sokuldum. Duruma bakılırsa yürüyecektik.

"Neden Sick Boy' a gidiyoruz?"

"Esrar alacağım."

Bir müddet sessiz kaldığımda düşünmüştüm. "Bence artık esrar kullanma."

Yolda olan gözlerini bana doğru eğdi. "Neden?"

"Bilmiyorum. Gereksiz."

Önemsemedi. "Daha önce ot içtin mi?"

"Lisede birkaç kez."

Güzel zamanlardı ancak artık lisede değildik.

Kaşları ilgiyle kalkıp indiğinde elimi bırakarak kolunu omuzlarımın üzerine yerleştirdi ve beni kendisine yasladı. Kokusu baş döndürücüydü lanet olsun.

"Kızlarla mı içtin?"

"Evet."

Dudaklarında ezici, minik bir tebessüm oluştu. "Size esrar yerine çim vermişlerdir."

Öfkeyle "Esrar ve çimin farkını biliyorum!" diye sitem edince gülmesini sağlamıştım.

"Öyleyse daha önce çim tüttürdüğün oldu?"

"Hayır!"

"Ya? Başka bir şey denedin mi?"

"Hayır."

Lisede uyuşturucu temalı filmler izlediğim için yolun sonunda ne olduğunu bilirdim. Her zaman uzak durmuştum.

Gülümseyerek önüne döndüğünde keskin çene hattına baktım. Ardından yumuşak görünümlü dolgun dudaklarına ve henüz taze olan boynundaki küçük aşk izine...