why are you so serious

6.7K 388 212
                                    

Güzel bir pazar gününü yatakta geçireceğimizi düşünürdüm. Sonuçta pazar günleri çalışmayan Zayn' in tüm dikkati üzerimde olurdu ancak bu sabah "Bugün temizlik günü." diyerek doğruca yataktan çıkmıştı.

Temizlik günü.

Hala onunla aynı evde yaşadığım gerçeğine alışamadığım için aklıma hiç temizlik meselesi gelmemişti. Yani bu, benim de temizlik yapmam gerektiği anlamına geliyordu.

Üzerine pantolonunu geçirdiğini görünce "Neden pantolon giyiyorsun?" diye sordum.

"Alışveriş yapmam lazım."

Evet, evde bir şey kalmadığını söylemişti, unutmuşum.

"Ben de geleceğim."

Cevap vermediğinde yataktan fırlayıp hızlı bir şekilde üzerime dışarıya uygun rahat eşofmanlarımı geçirdim ve saçlarımı fazlasıyla tepeden bir topuz yaptım. Boka benzemişti ama kimin umrunda?

Rahatlığım sayesinde Zayn' den önce hazır olup onu izlerken, o ise her zamanki havalı haliyle ayakkabılarını giyordu. Bu sırada kendimi tutamayıp sırtına atlamıştım. Bunu yapmak çok eğlenceliydi sikeyim!

Tüm uzuvlarımı sıkıca ona sardığım an "Çocuk gibisin." demişti kabaca.

"Sen de doksan yaşındaki bir adam gibisin. Birbirimizi fena dengeliyoruz Zayn. Benimle gurur duyduğunu söyle."

"Seninle gurur duyuyorum."

Ayakkabılarını giyip ayaklandığında sırtında olmamı umursamadan evden çıktı ve bu şekilde merdivenlerden indik. Alt katta oturan yaşlı kadının elindeki market poşetleriyle evine girerken bizi görüp garip bir şekilde bakması gülmeme neden olmuştu.

Apartman kapısını açmadan önce durdu ve bıkkın bir iç çekti. "İnecek misin?"

Onu bırakıp kendi ayaklarımın üzerinde durduğumda yüzündeki asilik gülümsememe neden oldu. "Kıçın çok güzel." Beklenmedik bir anda kıçını elleyince gerileyip şaşırmıştı.

"Utandın mı? Korkma Zayn, kimse yok."

"Bana meydan okuyorsun."

"Öyle mi yapıyorum?" diyerek omzumu silktiğimde azdırıcı yamuk gülüşü muhteşem dudaklarına yayıldı.

"Seni utandıracağım. Ve bana yapma diye yalvaracaksın."

Zayn, bana dokuncaksın ve ben de sana yapmaman için yalvaracağım? İmkansıza inanmazdım. Ama söylediği şey imkansızlıktan ibaretti.

"Anlaştık. Elinden geleni yap."

Kısa ve alaycı bir gülücük sesi çıkarıp kapıyı açtığında önce benim geçmemi bekledi. Böyle kibar bir çocuğa Mercedes nasıl ayı diyebilirdi hiç anlamıyorum.

Ona hayvanlar hakkında bildiğim garip bilgileri anlatırken dakikalar geçti ve markete vardık. Hayvanlar ilgimi çekerdi. Anlattıklarımla o da ilgili miydi bilmiyorum fakat sözümü hiç kesmeden beni dinlemişti.

"İlk kez bir akvaryuma gittiğimde yedi yaşındaydım. Büyükbabam götürmüştü. Ondan bahsetmiştim, hatırlıyor musun? Rus olan büyükannemle Karayip Adaları' nda tanışmıştı ve ölü böcekleri bir defterde topluyordu."

"Hatırlıyorum."

Az önce elinden zorla aldığım market arabasına -market arabası sürmeye bayılırdım- yanından geçtiğimiz sos reyonundan hardal ve ketçap attı.

"Akvaryum öyle güzeldi ki, içinde mavinin her tonu vardı Zayn. Sadece sonsuz bir mavilik. Camdan oluşmuş koridorlardan geçerken renkli balıklar etrafımda yüzüyordu. O gün oradan ve büyükbabamın balıklar hakkında anlattıklarından çok etkilenmiştim. Oradan çıktıktan hemen sonra bana bir balık almasının sebebi de buydu. Ama sana bunun da hikayesini anlattım. Balığım ölmüştü." Sessiz kaldı ve bir konserveyi alıp inceledi. "Hiç akvaryuma gittin mi?"

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin