AŞK AĞACININ GÜZ MASALI

72 6 3
                                    

Ben seni gömüyorum bayım.
Nasıl ki o gece gömdüysem avuçlarına mektubumu,
Bu gece de seni o yanık mektubun yanına iliştiriyorum.
Bir şiir anlatsın bana,
Ya da yazayım bir şiir kağıtlarıma.
Nasıl silinir acının izleri bu vücutta.
Mektubumun külleri ruhumu kirletmişken,
Ben nasıl çıkarım karanlıktan, aydınlığa.

Henüz tazecik yapraklarımı rüzgarınla düşüren sen,
Bahar yağmurlarını o tohuma şefkatle yağdıran yine sen.
Ben sana dalları kurumuş kahverengi bir ağaç.
O yapraklarını açmış yemyeşil bir fidan.
Yolunu kaybetmiş bir ormancı uğrasın sokağıma.
Bu beden ancak bir şiir kağıdına yaraşır kurumuş dallarımla.
Ya bir fırtına alır götürür beni başka diyarlara,
Ya da kavurulur ruhum senin alev alev yanan okyanusunda.

Sen ki bir şiire virgül olmuş.
Sen ki hayallerimde açan dört yapraklı yonca.
Oysaki sen bayım,
Sen bir nokta olmaya layık,
Sen kurdeleli ayakkabılarımla ezdiğim yonca.

Ne sen uğra bundan sonra benim sokağıma,
Ne ben senin baharlarına, güz getireyim bu vakitten sonra.
Sen ve
Ben.
Bir bağlaçla bile bağlanmayacağız artık yazılarımda.
Seninle aynı dizelerin koynunda nefes almak bile ikimize veba.
Seninle olan her şeyi sensizlik ile susturacağım adeta.
Şimdi uğruna bir kelime dahi etmeyecek o kadın, yemyeşil şiirler kondursun baharlarına.

BERCESTEWhere stories live. Discover now