Yıkık bir şehrin kalıntıları sevdam,
Bir romanın sayfalarını süsledi onlarca hülyam.
Artık seni mutluluk çiçekleriyle, gönül penceremde karşılayamam.
Yitirdiğim gül cemalini, mecnun olup çöllerde arayamam.
O sen değil misin Behram?
Veda busesini, sevda koynunda açtıran adam.Neden benim gönlüm güz yaprakları döküyor Behram?
Neden senelerdir kara kış, ruhumu kuşatırcasına sarmalar?
Dört mevsimi bir yaprağına sığdıran aşk değil mi?
Neden benim mevsimim, solmuş aşk çiçekleriyle dolu Behram?Gitmelisin Behram,
Bitti güz yarası gibi zaruri sevdam.
Nihayet anladım...
Ben asrın üstüne, güneş gibi bir gecede doğamam.
Beni terk ettiğin günün sabahına, yaralı dizlerimle koşamam.
Adını her gece sayıklayan biçare mürekkebimi,
Mısralarımda günlerce ağlatamam.Gitmelisin Behram...
Veda şarkısı çalıyor, kalbimde bu akşam.
Senin gittiğin gün Behram...
Benim karanlık geceme, kutlu bir bayram.
YOU ARE READING
BERCESTE
PoetryBen öznelerini kaybetmiş çölde bir bedevi, Mecnun'un esarete düştüğü o çölde, şiir yazan uhrevi. Sararmış kağıt parçalarına tutunur sevdiceğimin elleri, Damarlarımda yol alır harita misali gözleri. Sen ki şiirlerime kan gülleri tutuşturmuş merhamet...