[ 32 ]

3.7K 409 318
                                    

Lanetli birinin dilekleri kabul olur muydu ki? Tabii ki hayır. Her insan iyi bir kul olup, Tanrı'nın sevdiği işleri yaparak mükafaat isterken ben karşı gelip bir de istekte mi bulunuyordum?

Buz kesilmiş vücudumla birlikte, titreyen ayaklarımla kanepeden indim. Tek bir çıt bile çıkmıyordu. O bize, biz ona bakıyorduk. Elimdeki şişeyi istemsizce sıkarken onun kafasına geçirip katil olmamak için kenarı bıraktım.

"Bravo size! Ne oyun ama! Ne oyunculuk! Hepinize hayran kaldım çocuklar!" Dalga geçercesine konuşarak adımlarını bize doğru yönlendirdiğinde Yoongi bileğimden yakalayıp beni arkasına almıştı.

"Demek kuzenin bir erkek, hasta ve fakir. O yüzden de sizin yanınızda kalıyor. Ne harika bir plan!" Kafamı öne eğmiş, göz yaşlarımı içime akıttığımda çocukların başını belaya sokacağım için kendimden nefret ediyordum.

"Kız arkadaşını bu şekilde mi gizlemeye çalışıyordun Yoongi?" Kafamı kaldırıp adama baktığımda Yoongi bir tepki vermiyordu. Elimi bileğimin üzerindeki eline yerleştirip, inkar etmesi gerektiğini anlatmaya çalışmıştım ama o hiçbir şey söylememişti.

"Peki! Madem konuşmayacaksın, ben de daha fazla azarlayıp kendimi yormayayım. Sadece şunu bilin ki bu aptal oyunu anlamak hiç zor olmadı. Mükemmel güzellikte bir yüz, hepinizin ona bir bebek gibi davranmanız, Yoongi ile arasında olan mükemmel çekim ve başkalarınında bu evde bir kadın görüp çoktan şikayette bulunmuş olması... Evet, sırf o şikayetleri kanıtlamak için gelip sizinle günlerce kaldım. Başından beri onun bir kadın olduğunu biliyordum!"

Sözleriyle gözlerimi yumduğumda bir bir aklımdan kırdığımız potlar geçiyordu. Belki o stilist adam şikayet etmişti, belki doktor söylemişti, belki güvenlikler fark etmişti. Bir çok hata yapmıştım! Ben aptalın tekiydim!

"Sonuç olarak kurallara karşı geldiniz ve bunun karşılığını almalısın. Yoongi, yarına kadar bu evde ve şirketteki tüm eşyalarını topla! Artık ne bu grubun üyesi ne de şirketimize ait bir sanatçısın! Anlaşman fes edildi!" Sözleriyle kaynar sular başımdan döküldüğünde olduğum yere çivilenmiş gibiydim. Yavaşça dolan gözlerimi kocaman açtım, böyle bir şey mümkün olamazdı. Çocukların ani ses yükselişleri ve yaklaşmaları sürerken o yerinden bile kıpırdamıyordu.

"Hayır efendim, tüm suç benim! Bu grubun lideri benim ve ben buna izin verdim. Bu tamamen benim hatam! Biri ceza almalıysa o kişi benim!"

"Hayır, hiçbirine abilik yapamadım ve buna göz yumdum. Efendim yalvarırız kararınızdan vazgeçin!" Ve daha bir sürü onu affetmesi için yalvarış cümleleri..

"Efendim!" Tae'nin yüksek sesi tüm gürültü kalabalığını durdurmuş, bakışları kendine çevirmişti.

"Yoongi'nin hiçbir alakası yok. Seon Ah, benim akrabam. Onu buraya ben getirdim, hiçbiri istemedi. Kalması için zorladım ve hepsini ikna etmeye çalıştım. Kalmasını en çok istemeyen kişi Yoongi'ydi. Lütfen efendim sadece beni cezalandırın, sadece beni."

"Beni korumayı kes! Suçu üstlenmeye çalışma." Yoongi ilk defa konuştuğunda bileğimdeki elini elime indirmiş, elimi kavramıştı. Gerçekten de o kardeşlerini korumak için her şeyi yapardı.

"Demek ismin Seon Ah... Yanıma gel." Adam elini kaldırıp beni çağırdığında ürkek adımlarla hareketlendim. Yoongi gitmemem için bileğimi sıktığında gitmem gerektiğimin farkında olarak hareketlendim.

"Sinir bozucu derecede fazla güzelsin. Şimdi gerçek kimliğini açıkla." Gözlerim yaşlarını çekmemesine rağmen bakışlarımı ona kaldırdım.

"Lütfen, size yalvarırım. Cezasını geri alın. Her şey benim suçum hem de her şey. Buradan tamamen gideceğim söz veriyorum ama lütfen onları dağıtmayın. Hiçbiri benim burda kalmamı istemedi, hepsi karşı çıktı. Tek hatalı benim efendim."

KRALİÇE  |   MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin