[ 16 ]

4.1K 465 280
                                    

"Ah, siz şey için buradasınız pardon." Adam oda kapısının önünde duran elektrikli süpürgeyi ve temizlik bezlerini görünce kendi kendine söylendi.

"İşinizi bölmedim umarım."

"Ne? Hayır zaten işim bitmişti." Beni evin çalışanı zannetmişti. İyi ki zannetmişti çünkü şu an hissettiğim bu korkuyla o yalanı bile düşünemezdim.

"Ne zamandan beri çalışıyorsunuz? En son çocukların temizlikçi almadığını duymuştum."

"Ben bilmiyorum..Sadece ge-geliyorum." Kekeleme Seon Ah!

"Şirket çalışanı mısınız? Yoksa şu bahsettikleri genç ve güzel temizlik görevlisi siz misiniz?" Anlamayarak adamın suratına bakmaya devam ettim.

"Yanlış anlamayın lütfen. Ayrıştırıcı olsun diye öyle söylenir genelde bu işte daha yaşlı insanlar çalışır da."

"Anlıyorum. Gitsem iyi olacak." Hemen kaçmak istiyordum. Daha fazla soru sormasına izin vermek istemiyordum. Birçok şeyi mahvetmek istemiyordum. Çocukların başını derde sokmak istemiyordum. Arkamı döndüğüm sırada konuşmaya devam etti.

"Genelde çocuklar gelmeden gider misiniz?"

"Evet. Hiç karşılaşmayız."

"Anlıyorum ama yine de elbiselerinize dikkat etmenizi tavsiye ederim. Burada 7 erkek yaşıyor." Onun söylemesiyle eğilip altımdaki şorta ve üstümdeki düşük kollu tişörte baktım.

"Haklısınız. Ben tek olduğu.."

"Tamam tamam sorun değil." Yapmacık bir gülümseme ve soğuk bakışlarını geçirdi yüzüne. Peki ya orta yaşlarda olan ama oldukça fit görünen bu adam da kimdi?

"Peki ya siz?"

"Ah ben çocukların stilistleriyim. Jimin'in kostümünde beden değişikliği olacaktı onu getirdim."

"İsterseniz ben bırakayım." Adamın elindeki çantaya uzandım panikle.

"Hayır, ben yerleştiririm. Siz işiniz bittiyse çıkın çocuklar gelebilir." Başımla selam verdim ve olabildiğim hızla uzaklaştım, o Jimin'in odasındayken temizlik malzemelerini toparladım. Sonrasında o salona geçince de sessizce Tae'nin odasına yöneldim. Bulabildiğim en mantıklı giysilerimi, çantamı ve ayakkabılarımı buldum. Devamını banyoda halledecektim.

Hazırlandığımda normal görünüyordum. Bu zamana aitmişim gibi. Banyodan çıkıp çıkışa doğru ilerlediğimde onu mutfakta bulmuştum.

"Sen yemeklerle de mi ilgileniyorsun?"

"Evet."

"Lezzetli görünüyorlar, biraz alabilir miyim?" Tezgahtan uzaklaştı ve masaya oturdu. Benim vermemi istiyordu harika!

Çabucak ona yemeklerini hazırladım ve önüne bıraktım. Ondan başka insanlarda gelecek miydi bilmiyordum. Hemen gitmek istiyordum Tanrım! Geri giden ayaklarım anahtarla açılan kapının sesiyle oldukları yere çakılmışlardı.

Lütfen çocuklar, lütfen eve Seon Ah diye bağırarak girmeyin! Size yalvarıyorum!

Mutfak kapısından öylece bakıp geçeceği sırada bizi görmesiyle kalakalmıştı Yoongi. Beyaz teni daha da beyazlaşmış, küçük gözleri büyümüştü. Adamı gördükten sonra bendeki gözlerini çekmekte zorlanmıştı.

"Yoongi, hoş geldin! Acıktın mı? Yemekler harika!" Yoongi'nin gözlerinde burada neler oluyor bakışları olsa da bozuntuya vermeyecek kadar zekiydi.

"Hayır, aç değilim." Ama geç anlayacak kadar da aptaldı.

"Efendim, ben bütün evi temizledim. Yemeklerinizi de hazırladım." Anlaması için konuya girmem gerekiyordu.

KRALİÇE  |   MYGOnde as histórias ganham vida. Descobre agora