Deep Darkness [DRAMIONE]

¦ 12 ¦

21.04.2020

Ilham geldi. Acaba bu güzel yorumlarınızdan dolayı mı? Yoksa istediğim sahnelere yaklaşıyorum diye mi bilmiyorum 😬

Aradan iki hafta geçmişti. Cuma günüydü. Yarın, yani cumartesi, Hogwarts Kurucular Anma Günü vardı. O gün, büyücülerin vefat ettikleri bir gün değildi. O gün aslında bir armağan olarak biliniyordu. Yani Hogwarts öğrencileri okulun kurucularına teşekkür etmeleri için 19 mayıs'ta onları anacaklar. Asırlardır bu anma günü sadece bir müdürün konuşmasıyla oluyordu. Albus Dumbledore artık bunu değiştirmek istediği için böyle bir şeyi Hermione Granger'den ve Draco Malfoy'dan istemişti.

Iki hafta boyunca Hermione anma günü ve kehanet hakkında çalışmıştı. Dumbledore'a kendisi raporu sunmuştu. Draco Malfoy'un önemli işleri varmış diye... Beklendiği gibi Dumbledore bu fikirlere bayılmıştı ve derhal başlatılmasını istemişti. Böyle bir günü iyi bir şekilde organize edilmesi gerekiyor. İşte bu yüzden okulda bulunan tiyatro kulübünden yardım istenildi. Hermione, tiyatro görevini onlara devritmişti. Her şeyi tek başına veya sadece Draco ve o yapamazdı. Biraz yardıma ihtiyaçları vardı. Kulüpte bulunan senaristlerle güzel bir senaryo ortaya koymuşlardı. Tiyatro tabii kide Hogwarts'ın dört kurucuları hakkında olacak. Fakat bir farklılık katmak istediler ve şimdiye kadar büyülü dünyasında hiç bir senaryoya benzemeyen bir hikaye yazdılar. Hermione bundan gayet memnundu. Her ne kadar Draco bu tiyatro işine umursama bile... Hermione kulübe giderek, son ilerlemeleri kontrol etti. Oyuncular çoktan seçilmişti, hatta şu an sahnede son partı oynuyorlardı. Dekorasyon olağanüstü harika görünüyordu. Ev cinler ve Hogwarts öğrencileri çok iyi bir şekilde çalışarak, çok güzel bir işe imza atmışlardı. Tam Hermione'nin hayal ettiği gibiydi. Her şey istediği gibi gidiyordu, ilerliyordu. Ev cinlerine ve öğrencilere teşekkür etmek için onlara paket paket şeker vermişti. Tiyatroya herkesin katılmasını bekliyorlardı. Zaten aslında herkes için mecburi olacak. Katılımcıları kontrol etmek için gerekli büyüleri kullanacaklarını açıklamıştı Albus Dumbledore. Kısacası tiyatro işi tamamdı. Endişelenecek bir şey yok.

Yarın yapılacak standlara gelince... Hepsi neredeyse hazırdı. Dumbledore bu fikiride beğenmişti. Standlarda yiyecek, içecek ve bu güne özel hatıra eşyalar satılacak. Toplanan bu paraları öğrenciler birkaç derneğe ve yardım kuruluşlarına bağış yapacaklar. Her hangi bir çalıntı olayı yaşanmasın diye Albus Dumbledore yine bir büyüyü kullanmayı planlıyordu. Okulun bu paraya ihtiyacı yoktu ve böyle bir inisyatifte bulunarak öğrencilere paylaşmanın ne kadar hoş bir davranış olduğunu öğretmek olacak...

Yapılacak balo hakkında da, Hermione ve Draco süslemeleri yapmayı bitirmişlerdi. Gizli bir odada saklanıyordu ve öğrenciler Büyük Salon'da olmadıklarında ev cinleri eşyaları ve süslemeleri düzenleyecekti. Hermione düşüncelerine ve yaşam tarzına göre ev cinlerine iyi davranıyordu tabii. Buna karşılık Hermione, ev cinlerine yeni elbiseler hediye etmişti. Evet anma gününden önce vermeye karar vermişti... Baloya kiminle gideceği zaten belliydi. Draco Malfoy ile gidecek. Kural bu. Aslında klişe olduğunu kendiside fark ediyordu. Muggle filmlerinde gördüğü gibi.. Kötü oğlan, iyi olan kızla baloya gidiyor. Merlin aşkına! Bu klişeden cidden nefret ediyordu, hatta çok büyük laf etmişti. Ben asla gitmem diyordu. Simdi de başına gelmişti. Yarın Draco Malfoy ile baloya gidecek ve açılışı onlar yapacak! Annesine ve babasına bunları mektupta anlattığında yüz ifadelerini tahmin edebiliyordu... Annesi yine mutlu olurdu çünkü klişeleri çok seviyordu. Ama babası... O iyi ki o baloda olmayacak diye Merlin'e şükrediyordu. Normalde herkes giyeceği kıyafeti ayarlamıştı. Ayarlamaları gerekiyordu çünkü bu baloya özel bir Hogsmeade gezisi ayarlanmıştı geçen hafta.

Ek olarak, Draco Malfoy bir şey daha düşünmüştü fakat bunu onlar ve profesörler hariç hiç kimse bilmiyordu. Gizli kalmasını istiyorlardı. Sürpriz olsun istiyorlardı. Albus Dumbledore kaç kere sizinle gurur duyuyorum demişti, Hermione de bilmiyordu. Saymayı bırakmıştı.