¦ 58 ¦

508 80 186
                                    

07.01.2021

Bir önce ki postumda belirttiğim gibi artık ne yazık ki beğeni ve oy sayısı sınırı koydum.

Tekrar bir hatırlatma yapmanın faydası var diyerek, beğeni sayısı en az 50 ve yorum sayısı ise en az 100 olması lazım... Önceden yorum ve beğeni yapanlar için üzgünüm ama bundan sonra böyle olacak yoksa değeri ne yazık ki bilinmiyor, umarım anlayış gösterirsiniz.

Sizleri daha fazla bekletmeden, yeni bölüm ile baş başa bırakıyorum.

İyi okumalar ❤️


- Kutsal Roman Cermen İmparatorluğuna hoş geldiniz! seslendi Helga Hufflepuff.

İrlanda'da olduğu gibi, kendilerini bir ormanda buldular. Her yer yem yeşildi. Scorpius başını kaldırınca turuncu ve pembe tonlarda olan bir gök yüzü gördü. Güneş batıyordu... Birazdan karanlık saracaktı bu ormanı.

Hermione, babası sayesinde, Avrupa tarihini çok iyi biliyordu. Babası dişçi olmasına rağmen, tarihe çok önem verirdi. Hep tarih üzerine kitap okurdu. Belirli ve merak ettiği bir ülke tam olarak yoktu. Avrupa ülkelerinin tarihi ona yeterliydi. Bay Granger bir kitabı okuyunca ve okuduktan sonra muhakkak evin üyelerine anlatırdı. Eğer Hermione iyi hatırlıyorsa, Kutsal Roman Cermen İmparatorluğu bulundukları senelerde savaşta değillerdi. Bu iyi bir şeydi. Tekrar bir savaşın ortasında kendisini bulmak istemiyordu. Rose'un tekrar böyle olaylarda olmasını istemiyordu. Bu imparatorluk her büyük bir devlet gibi sorunlar yaşıyordu. Kimisi savaş, kimisi iç mesele, kimisi eylem, kimisi taht oyunlarıyla uğraşıyordu...

- Helga... söylemeye başladı Godric Gryffindor. İlerlemeye lüzum yok. Bir saate gece olacak, ormanda bu şekilde ilerlememiz doğru olmaz. Burda çadırları kuralım.

- Haklısın Godric cevap verdi. Siz çadırları kurarken, bende giyeceğimiz giysileri çıkarayım.

Helga Hufflepuff bunu söyledikten sonra Godric ve Salazar kendi çadırlarını çıkarmaya başladılar. O esnada Draco, Helga'ya doğru birkaç adım attı ve kadına seslendi.

- Bize birkaç bilgi daha vermeniz gerekiyor. Bu imparatorluk tam olarak şu an neler yaşıyor? Yan komşularıyla savaştalar mı? Eğer böyle işe, bunu bizlere söylemek zorundasınız...

Draco sözünü tamamlayamadı. Tamamlamak istemedi. O kasaba da olanları unutmamıştı. Unutmak zaten mümkün değildi.. Tekrar böyle bir olay yaşansın istemiyordu. Zaten olmayacak. Buna izin vermeyecek. Kızını muhakkak koruması gerekiyor. Rose buna benzer ikinci bir olaya dayanamaz... Kızı. Canı. Kanı.

- Bildiğim kadarıyla şu an savaşta değiller.

- Bildiğiniz kadarıyla mı? Bizimle dalga mı geçiyorsunuz? sinirlendi Draco Malfoy, Helga'ya doğru hızlı adımlar atarak.

Ona doğru gidince, Godric hemen araya girdi. Helga'nın önüne geçti ve Draco'nun daha fazla adım atmasına engel oldu.

- Önümden çekilin! bağırdı Draco, Godric'e bakarak.

- Buna müsaade etmem! diyerek karşılık verdi Godric Gryffindor.

Hermione buna sessiz kalamazdı. Draco ve Godric şimdi kavga edemezler... Yoksa bu grubun huzuru için hiç iyi olmayacak... Emin adımlarla eşinin yanına geldi, aralarında artık biraz mesafe vardı.

- Draco... Lütfen...

- Lütfen mi? Bunun ne kadar doğru olmadığını sende çok iyi biliyorsun. Bir savaşın içinde miyiz, yoksa değil miyiz... Bunu bilmiyoruz bile cevap verdi Draco, Godric Gryffindor'u gözlemeye devam ediyordu.

Deep Darkness [DRAMIONE] Where stories live. Discover now