Deep Darkness [DRAMIONE]

¦ 11 ¦

19.04.2020

Bol bol okumalar ❤️
Bol bol yorumlar ❤️

Ertesi sabah olmuştu. Hermione her zaman ki zamanını alarak uyanıyordu ve kalkıyordu. Buna rağmen oda da ilk kalkan yine o olurdu. Erkenci birisiydi. Gece yatmadan önce anma günü için bir şeyler düşünmüştü. Çok heyecanlıydı. Ilk defa farklı bir şey olacak okulda diye seviniyordu. Aklında olanları Draco'ya anlatması gerekiyor ve onun da beğeneceksini ve onaylayacağını ümit ediyordu. Yataktan çıkar çıkmaz hemen duşa girdi. Duştan sonra da kahvaltıya indi. Bugün günlerden cumartesi, yani ders yok. Draco'yu görmesi gerekiyor, kesin görmem lazım diye kendi kendine söyleniyordu. Hızlı bir şekilde hareket etmeleri gerekiyor. Iki hafta uzun bir süreç değildi. Ve Draco ile dün konuşmuşken, bunu helen halletmesi gerekiyordu. Belki yine benimle konuşmaz korkusuyla, helen bu işi halletmek istiyordu.
Gryffindor masasına gelince, Harry'nin burada olduğunu gördü ve yanına gitti.

- Günaydın Harry dedi Hermione neşeli birnses tonuyla.

- Günaydın Hermione diye karşılık verdi seçilmiş kişi.

- Bakıyorum da erkencisin. Ron ortalıklar da yok ama gerçi şaşırmadım. Aslında burda olsaydı şaşırırdım diye gülümsedi genç kız.

- Ron işte. Sen de hep erkencisin Hermione.

- Bugün yapmam gereken o kadar şey var ki Harry... diye şikayet etti.

- Nasıl? Ilk defa hafta sonu fazla dersimiz yok. Nasıl oluyor da yapman gereken çok şey var? sordu Harry tabağına bir kaç çilek koyarak. O esnada Hermione bardağını portakal suyuyla dolduruyordu.

- Dumbledore ile konuştum dün. Hogwarts Kurucular anma gününü hazırlamamı istedi de... Aklımda binlerce fikir var cevap verdi Hermione.

- Tek başına mı yapacaksın bu kadar hazırlığı?

- Aslında hayır... söylemeye başladı genç Gryffindorlu. Tek değilim tabi ki. Sana söylesem mi diye düşünüyordum ama zaten bir şekilde öğrenirsin.. Draco Malfoy ile hazırlamam gerekiyor.

- Bir ölümyiyenle... Bazen düşünüyorum da Dumbledore kör mü, saf mı.. Bir türlü anlıyamadım.

- Harry lütfen bunları duymak istemiyorum ve bu konu hakkında fikrimi biliyorsun.

- Sen de safsın Hermione. Bak yanlış anlama ama çok temiz kalplisin. Idealistsin.

- Harry ! Bence...

Tam o sırada büyük salona Draco girdi. Hermione onu fark etmişti. Draco da onu fark etmişti. Slytherinlinin bakışlarını üzerinde hisseden Hermione, hemen kızarmaya başlamıştı. Harry bu olanlara şahit oluyordu.

- Bu sana niye böyle bakıyor? Sen niye böyle kızarıyorsun Hermione? sordu Harry arkadaşının sağ omzuna elini koyarak.

Fakat Hermione cevap vermemişti. Draco oturuncaya kadar gözlerini ondan alamadı. Ne oluyor bana diye kendi kendini sorguluyordu. Tam o esnada Harry elini Hermione'nin koluna koydu ve onu biraz sallamaya başladı.

-Hermione! Hermione! Burası Hogwarts, beni duyuyor musun? Sen hangi diyarlardasın?

- Harry tamam, iyiyim. Beni sallamayı bırak dedi genç kız ve bunu söyledikten sonra Harry onu dinledi ve sallamayı bıraktı.

- Şimdi bu olanları bana anlatır mısın Hermione?

- Bilmiyorum....

- Nasıl bilmiyorsun? Ben sana söyliyeyim o zaman dedi Harry, etraflarında fazla kişi yoktu daha erkendi diye. Aranızda bir seyler var, özellikle senin tarafında.