54: Nasibine 'Gitmek' Düşen Kuş

2.9K 211 67
                                    

Selamun aleyküm.

Gecikme için kusura bakmayın. Ve lütfen bölüm sonundaki açıklamayı okuyun.

Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli Okumalar.

🍀

Bölüm şarkısı
-Çağan Şengül/ Veda
-Sezen Aksu/ Kaçak

🍀

Toprak acı olunca Yonca'lar yetişmez. Gönlü acıyla dolu insanların gönlünde neden yeşerdim öyleyse? Ellerine toprak, eteklerine kan bulaşmış bir kadın olduğum için mi? Kader defterimde yazanlar mı beni silahtan çıkan kurşunlara mahkum etmişti? Belkide o kurşun benim ciğerime saplanacaktı. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey artık onun tetiğe bastığıydı.

Selahaddin abi yapacağı hamleyi anlamış gibi bir adımla önüme geçtiğinde namludan çıkan kör kurşun bana ulaşamadı. Selahaddin abinin omzunu delen kurşun, kanın yüzüme ve üstüme sıçramasına sebep oldu. İrkildim. Sanki bir ressam fırçasının sapını kavrayıp diğer elinin orta parmağıyla boşlukta kalan kısmına vurmuş gibi noktalar halinde tenime konmuştu kan. Midemin bulantısı artarak şiddetlendi.

Selahaddin abi acı dolu bir inlemeden sonra yanıma, kar tutmuş tuzlu halıların üzerine devrildi. Kirpiğime sıçrayan bir damla kanı parmak uçlarımla sildiğimde Duha bir adım öne çıkıp namlusunu yüzüne doğrulttu.

"Sana, seni vururum demiştim." Lalezar koluna yapışıp buna engel olduğunda gözlerim yerde acı içinde kıvranan Selahaddin abiyi buldu. Üzerimdeki şokun verdiği ifadesizlikle eğilip titreyen elimi omzundaki çukura bastırdım. Yüzümdeki her kan damlası, kanatlarıma ağırlık yapan birer demir top gibiydi. Yüzümde başkasının kanını taşımak toprağıma dökülen asitli suyu köklerimle çekip yapraklarımı çürütmüşüm gibi hissettiriyordu.

"Sakin ol." Başı geriye bükülürken, çenesini kitledi ve diğer elindeki silahı bana uzattı. Omzundan oluk oluk akan kana rağmen görevini yerine getirmek isteyecek kadar sadıktı Renan Talas'a.

"Kısas istiyor it oğlu it. Kendinizi korumalısınız. Özür dilerim sizi buna mecbur ettiğim için." Gözleri bana uzattığı silaha takılı kaldı. O benim elimde bir oyuncaktan farksız olurdu. Bana kimse silah kullanmayı öğretmemişti. N'apabilirdim?

"Tuncay git buradan. Adamlıkta yok senin bu yaptığın. Git inine saklan. Abim seni bulduğunda kanını dökeceği anı titreyerek bekle." Duha farkında olarak veya olmayarak onu kışkırtıyordu. Parmaklarım Selahaddin abinin verdiği silaha dolandı. Kabzasını kavradım. Bileğime o kadar ağırlık yapıyordu ki. Diğer elimle yarasına baskı yapmaya devam ederken silahı kucağıma bıraktım.

"Renan Talas eskisi gibi değil. Onun gücünü sömürüyor aşk. Hanım köylü olmuştur şimdi o. Eline silah bile alamaz." Yanındaki adamlar ona eşlik etti gülerken. " Hem o beni bulana kadar ben istediğimi almış olurum." Boyundan büyük egosuyla sırıtıyordu.

İçeri doğru bir adım attığında bir el silah sesi duydum. Duha'nın dediğini yapmış olabileceğini düşünerek ona baktım. Tuncay gözleri iri iri açılmış, sağ tarafındaki kurşun yarasına bakıyordu. Geriye düştüğünde gözlerim Duha'yı buldu. Arkama bakıyordu.

Kafamı omzumun üzerinden çevirdim. Renan Talas merdiven başına bir cellat gibi dikiliyordu. Silahından çıkan kurşun Tuncay'ın sağ tarafına saplanmıştı.

"Kabirde meleklere anlat istediğin şeyi." Etrafımda dönüp duran mahşeri umursamadan Selahaddin abiye baktım. Ellerim kanıyla yıkanmış gibi duruyordu. Renan Talas ve yanında gelen Yekta abi, Evren amca, Aram abi adamları paket edip yaralılara bakarken ben dizlerim üzerinde kırmızıya bulanan kara saplanıp kalmıştım. Renan Talas yanımıza çöktüğünde yüzümü kaldırıp yüzüne baktım.

MecruhWhere stories live. Discover now