7| Ceylanı Sahiplenen Aslan

3.4K 217 69
                                    

Selamun aleykum. 

🍀

Birine benzemek... İnsan kime benzemek isterdi? Bir lidere, bir sanatçıya, annesine ya da babasına. İnsan kime benzediğini nasıl çözerdi? Suretim sökülüp atılsa halamdan bana ne kalırdı?

Titriyordum. Kadının söyledikleri bir anda beni alt üst etmişti. Dizlerimin üzerine düşeceğim sırada Lalezar beni sıkıca kavradı.

"Şadiye abla tamam. Üzerine gelme." Yutkunamadım. Lalezar'a döndüm.

"Beni kurtaracak bir Berzan Ağa yoktu." Dilimle dudaklarımı ıslattım. Yirmi üç yaşında genç bir kadındım. Abim bana da Nisa'ya kendimizi savunmayı öğretmişti. Onu geçtim benim asker olmak için ter döken bir arkadaşım vardı lisede. Ondan elbette bir şeyler kapmıştım. Kendimi koruyabilirdim. Ama yine de diyor insan, biri neden bir insanın canının yandığını gördüğünde sadece izler? Kim olursa olsun. Neden?

"Gidelim Lalezar. Yirmi dört yıldır ne bu insanlar değişmiş ne de onların çocukları." Kafasını salladı. Yavaşça konakta çıktık. Yekta abi ve Aram abi ardımızda kalırken arabaya yanaştım. Duha'nın bana vurmasına müsaade ettiğim gün yardım etmek isteyen fakat bunu gücü yetmeyen o adam karşımdaydı.

"Ben yardım etmek istedim bacım ama... " dinlemedim. Kafamı sağa sola sallayarak yoluma devam ettim. Lalezar arabaya binmeme yardım attı. Koltuğa oturup derin nefesler almaya başladım.

🍀

Şikayetimi geri almak için karakola gitmek istedim fakat Yekta abi müsaade etmedi. Üç gün boyunca ben Mihriban halanın evinde kaldım o da Duha da karakolda.

Üçüncü günün sonunda kapı çaldı. Lalezar banyoda, halamın da eli hamurda olduğu için ben açtım kapıyı. Renan Şiyar ve yanında bir adam kapının önünde dikiliyordu. Yanındaki adamı görür görmez babası olduğunu anladım. Üzeyr Enişteydi. Aynı gözler, uzun boy, iri beden.

Üzeyr enişte beni gördüğünde şaşırdı. Defalarca yutkunduğunu gördüm. "Nalan'a bu kadar benzeyeceğini düşünmemiştim." Kafamı eğdim.

"Girebilir miyiz Bersin?" dedi sakince. Ses tonu çok kibardı. "Burası benim evim değil. Olsa bile sizi içeri almazlık etmezdim enişte. Girebilirsiniz." Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Yavaş adımlarla salona geçti.

Renan Şiyar'ın hala kapıda dikildiğini gördüğümde duvara yaslandım. Elimi kaburgama yaslayarak derin bir nefes aldım.

"İçeri girecek misiniz?" Eğilip ayakkabılarını çıkardı. Saçları ne sarıydı ne kahverengi. Sanırım bu tona badem kahvesi deniyordu. İçeri girdiğinde kapıyı kapattım. Arkamı dönmüştüm ki kapı çaldı.

Açtım. "Bizi almayacak mıydın kızım?" Gülümsedim. "Olur mu öyle şey Barkın enişte? Burası senin evin." Ayakkabılarını çıkarıp girdi. Ardından Aram abi içeri girdi.

"Ev değil elektrik hattı. Gerim gerim gerildim anasını satayım." Önümden çekilip içeri girdi. Kafamı kapıya çevirdiğimde aynı adamı gördüm. Bahoz'du sanırım adı. 

"Ben de gireyim mi?" İçeriyi gösterdim. "Buyur." Ayakkabılarını hızlıca çıkarıp seri adımlarla salona geçti. Kapıyı kapattım. Elimi duvara yaslayarak yavaş adımlarla Lalezar'ın odasına yürüdüm.

🍀

Yarım saat sonra yatakta uzanırken Lalezar içeri girdi.

"Üzeyr enişte seninle konuşmak istiyor Bersin." O salona girmeyi istemiyordum. Buna rağmen ayağa kalktım. Üstümü toparlayıp aynanın karşısına geçtim. Dün yüzümdeki bandajları çıkarmıştım. Alnında dudağımın kenarında, sol gözümün altında yara izleri vardı. Sağ kaşımın üzerindeki dikiş izi geçmeyecekti. Ten rengim yerine gelmiş, göz altı morluklarım geçmişti. Daha rahat nefes alıyor, yemek yiyor ve lavaboya gidebiliyordum.

MecruhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin