50: Yarım Kalmaya Mahküm Aşklar

2.6K 214 80
                                    

Selamun aleyküm.

🍀

Bölüm şarkısı
Sezen Aksu/ Kaçak

🍀

Hayatım beton kaplı binadan ibaretse Diyarbakır'da geçen günlerim kirli penceremin önündeki Pencere önü çiçeğiydi.

Babam beni buraya göndermişti hiç istemeyerek. Yazı sıcak, kışı soğuk topraklara. Sevince şefkatli, sevmeyince hoyrat ellere. Kendinden sayınca memleket, kendinden ayırınca gurbet gönüllere.

Burda hayat dersleri almıştım. Burda dedemdeki fazileti, Lalezar'daki dostluğu, Duha'daki değişimi bulmuştum.

Burda aşkı bulmuştum.

Çok kez ağlamıştım. Dicle benim gözyaşlarımı kendisine katıp yoluna devam etmişti. Kanım dökülmüştü. Kanımla kaderime isimler yazılmıştı. Ölümü de görmüştüm, küllerimden doğmuştum da. İhaneti de tatmış, yedi senelik dostumu bir yüzükle kaybetmiştim de.

Yüreğim zemheriyi yaşamıştı. Yüreğim baharı tatmıştı.
Yüreğim cayır cayır yanmıştı.
Yüreğim seller altında kalmıştı.

Ben dört yapraklı bir Yonca'ydım. Bir yaprağım usulca kopmuş, toprağa dökülmüştü. Bir daha yeşermemek üzere kefenlenip gömülmüştü.

Kalan üç yaprakla hayatıma devam etmeye çalışacaktım artık.

Ben bir zamanlar yüzü halasının ki, kaderi annesinin ki gibi olan dört yapraklı Yonca'ydım.

Ben bir zamanlar annesinin Teraryum'unda, kanatları cama çarpmaktan yaralanmış bir serçeydim.

Ben bir zamanlar babasının gölgesinde büyümüş, ondan şefkatten başka bir şey görmemiş küçük bir kız çocuğuydum.

Bir Temmuz gününde Lalezar girmişti hayatıma. Bana ellerini açmış, elleri bana şifa olmuştu. Dostluğun ne demek olduğunu bana öğretmişti. Benim için, bana ihanet etmişti.

Bir Temmuz günü dedem girmişti hayatıma. Gözleri Nalan'a bakar gibi bakmıştı bana. Sonra onda Bersin olmama izin vermişti. Bana 'İki gözüm.' demişti. Yüzündeki çizgileri, elindeki kırışıklıkları, yüreğindeki kırgınlıkları, bel büktüğü acıları, gözlerini zayıflattığı ilmi anlatmıştı bana.

Sonra hayatıma bir kasırga girmişti. Talan etmişti. Fikrimi, kalbimi, bahçemi, elimde benim dediğim ne varsa talan etmişti. Yangınını yüreğimin ortasına düşürmüş, bir çift kızıl gözü zihnime kazımıştı.

Bana bir Yonca'nın Kasırga'sını bu kadar sevebileceğini o öğretmişti.

Talan ettiği ne varsa inşa etmişti. Değirmenler, bahçeler, ormanlar kurmuştu savaş sonrası yerle bir olmuş bir şehirden hallice içime.

Hem gurbetim olmuştu, hem memleketim.

Ben ondan sonra Bersin olmuştum. Adımı sevmiştim. Kendimi sevmiştim. Saçlarımı, yüzümü, gözlerimi sevmiştim. Beni sevdikleri için kendimi sevmiştim.

Diyarbakır benim penceremin önündeki tarhtı.

Siyah kapılar bir kez daha benim için aralanırken zihnimden geçen ne varsa, yaşıyormuşum gibi sarsılıyordum. Babam benden bir cevap bekliyordu. Abim ve Nisa benden bir cevap bekliyordu.

Bense olabildiğince kaçıyordum vereceğim cevaptan.

Ellerimi kabanımın ceplerine sokarak içeri girdim. Babam için birkaç parça giysi almaya gelmiştim buraya. Ruhumun yaralı kanatları omuzlarıma yük olurken ilk kez yürüyormuşum gibi yürüdüm avluda.

MecruhWo Geschichten leben. Entdecke jetzt