96: Sevi

1.9K 107 97
                                    


Merhabalar. 

Onur Akın, Gaybana Geceler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Onur Akın, Gaybana Geceler

🍀

Serin ekim akşamında avlunun mermeri sarı aydınlatmalarla parlıyordu. Dalgın gözlerle avluyu seyrediyordum. Sanki yirmi beş sene önce yaşanan o korkunç gün gözümün önünde tekrarlanıyordu. Halbuki o günü yaşayanların beşi ölmüş, kalanların yarısı gitmiş yarısı da epey değişmişti. Daha ben doğmadan yaşanan ve tanıklık etmediğim o gün gözümün önündeydi. Çok kez duymuş, dinlemiş, üzerine düşünmüştüm. O kadar çok ayrıntı biliyordum ki kitabını bile yazardım. Fakat aynı şeyleri ne yaşamak ne de Renan'ın yaşamasını istiyordum. 

Renan'ın, 'Neden bana aynı şeyleri yaşatmak konusunda bu kadar ısrarcısınız?' diye soruşu, sesi ve gözleri çıkmıyordu aklımdan. Ne diyeceğimi bilememiştim. Benim arabamdı ama benim haberim bile yoktu, sadece Nisa'yı hedef olarak görmesini istememiştim Tuncay'ın. Nisa'nın hedef olması benim hedef olmamdan daha korkunçtu. Ona bir şey olursa mahvolurdum, kılına zarar gelmesine katlanamazdım. 

Gergin bir  bekleyişin içerisindeydik. Büyükler oturma odasına kapanmış, bu mesele üzerinde konuşuyorlardı. Bizse avluda sessizce bekliyorduk. Bizden kastım da Duha, Lalezar, Alice ve Nisa'ydı. Henüz Nisa'ya neden Yunus'a kız kaçırsın diye yardım ettiğini sorma fırsatı bulamamıştım. Gözümün önünde tırnaklarını kemirip duruyordu. Rengi atmış, boynunu ovmaktan kıpkırmızı yapmıştı. Arada bana kaçamak bakışlar atsa da tam bakmaya cesaret edemiyordu. 

"Ben Yunus'un böyle bir şey yaptığına hala inanamıyorum." dedi Lalezar. Ellerini karnına sarmış, bu gergin bekleyişin bitmesini bekliyordu. "O kadar akılsız bir çocuk değil. Bir yanlış anlaşılma vardır belki."  

Açıkçası bende Yunus'un bunu yaptığına inanamıyordum, bahçedeki güvenlik kamerasının kaydına rağmen. Hep ailesinin tercihlerinden yakınan bir gençti, gidip aynı hataya düşmezdi. İşin içinde başka bir iş olabilir miydi? Olabilirdi elbette. 

"Tuncay video kaydını atmış, bende izledim Lalezar. Gerçekten Yunus bekliyor kızı bahçede." diye cevap verdi Duha.

"Neden kaçtılar ki? İkisi de yetişkin değil mi?" Alice'in sorusuna bir müddet hiçbirimiz cevap veremedik. Bambaşka bir kültürün içinde büyümüş, bizim kültürümüzle yeni tanışmıştı. Neresinden tutup nasıl anlatabilirdim ki bunu? 

Renan Talas oturma odasından çıktığında göz göze geldik. Bir an onu görmek hem yüreğimi rahatlattı hem de sözlerini anımsamak yüreğime bambaşka bir sıkıntı soktu. Öfkesi hala üzerindeydi, Yunus'a çok kızmıştı. Eminim içeride de canını sıkmışlardı. Bütün bunlara rağmen asıl canını sıkanın ben olduğumu, benim söylediklerim olduğunu biliyordum. Yaslandığım duvardan sırtımı ayırıp bedenimi ona çevirdim. Kafasıyla mutfağı işaret ettiğinde peşinden mutfağa girdim, kapıyı kapatıp bana döndüğü sıra tezgaha yaslanıp konuşmasını bekledim. Ayakta uzun süre kalmak ayak bileklerime ağrı girmesine sebep oluyordu. Kondisyonum sıfıra yakın olduğundan ne kendimi ne de bebeğimi çok iyi taşıyabiliyordum. Bu yüzden yaslanmıştım tezgaha.

MecruhWhere stories live. Discover now