32: Ruhu Yaralı Karanfil

2.6K 224 262
                                    

Selamun aleyküm. Karantina günlerinde kalbindeki karantinadan yeni kurtulmuş Bersin'le bol bol zaman geçirin diye, bunun hatır boyutu da var, bölüm atıyorum.

Keyifli okumalar.

🍀

2011

Vapur ağır ağır Marmara'nın dalgalı, soğuk ve tuzlu sularında ilerliyordu. Isırgan rüzgar açıktaki boynumu, yüzümü durmadan ısırıyordu. Saçlarım rüzgarla savrulup omuzlarımı dövüyordu. Bugün evden aceleyle çıktığım için atkımı almayı unutmuştum.

"Bunu tak." Bana uzatılan siyah, büyük atkıya baktım. Polat yana kaydırdığı dudaklarıyla yüzüme bakıyordu. Yanaklarım kızarırken atkıyı aldım. Boynuma dolayıp saçlarımı içinden çıkardığımda burnuma parfüm kokusu dayandı.

"Sen üşümüyor musun?" Omuz silkti. Ceketinin yakalarını kaldırıp ellerini ceplerine soktu.

"İleride polis olacağım. Soğuğa dayanmayı şimdiden öğrenmeliyim." Ona doğru biraz daha sokulduğumda şaşkınca bana baktı. Sırtıma attığım geniş şalın ucunu gösterdim.

"Altına girsene?" Vapırdaki görevli üşüdüğümü görünce vermiş olsa da beni ısıtan Polat'ın atkısıydı.

"Peki." dedi tatlı bakışlarıma karşı kıyamayıp. Şalın ucunu kavrayıp sırtına attı.

"Evlenecek misin peki?" dedim denize dönerken. "Ya gidip dönmezsen? Çocukların ne olur?"

"Allah'a emanet olurlar." Kafamı eğip sessiz kaldım. Kısa bir süre sonra dilime engel olamadım.

"Seni polis olduğunu bile bile kabul edecek birini bulabilecek misin?" Bana kaçamak bir bakış attı.

"İleride eşim olmasını istediğim kızı buldum. Bu soruyu ona sor bence." Sağ kaşım havalandı. Merakla ona döndüm.

"Gerçekten mi? Ben tanıyor muyum?" Kafasını salladı.

"Arkana bak." Merakım o kadar fazlaydı ki sorgulamadım. Hızla arkamı döndüğümde kapının puslu camından kendi yansımamı gördüm. Yüzümdeki ifade şoka uğrarken şal omuzlarımdan usulca kaydı.

"Polat ben..." Omuzlarıma şalı yerleştirdi. Hemen ardımdaydı. Bakışlarım aynadaki yansımamıza kaydı.

Sivilceli yüzlerimize rağmen büyük hayaller vardı kafamızda.

"Beni arkadaşın olarak görüyorsun. Biliyorum. Bir şey söylemene gerek yok." Dudaklarımı birbirine bastırıp sessiz kaldım.

"Ama şu senin için yanan kalbimden haberdar ol en azından."

🍀

Özgürsün.

Direksiyonu kavrayan ellerime baktım. Yüzük parmağımdaki boşluk, beni azad eden boşluk, neden canımı yakıyordu? Polat'ın söyledikleri kafamın içinde dönüp duruyordu. Kafam patlayacak gibi ağrıyor, ağladıkça daha kötü oluyordu.

Bitmişti.

Beni yeterince dinlemeye razı olmadan yüzüğü bulunamaz bir yerlere atmıştı. Bana yapabileceğim bir şey bırakmamış, kendince bir kanaate varıp beni vicdanımla baş başa bırakmıştı.

MecruhWhere stories live. Discover now