Öncelikle herkese merhaba! Özlendik ve ya özledik mi? Ah evet kesinlikle! Uzun zamandır bölüm atmıyorum farkındayım.
Yeni bir bölüm, ama çok daha farklı bir dünya sanırım öyle değil mi? Son zamanlar da hepinizin postlarının ana teması genelde şu çıkan yeni hastalık;korona virüsü. Çoğu kişi bunu alaylı bir şekilde yaparken çoğu kişi ise olgun olduklarının altını çizmek için farklı bir metot uygulayıp bunu ciddiye alıyor.
Ah ne diyebilirim ki ciddiye alıyorsakta, almıyorsakta ölümler gerçekleşiyor. Yakında sokağa çıkma yasağı devlet tarafından duyurulur. Ve biz yepyeni bir dünya akışına sürükleniriz. Her zaman savunduğum bir konu şu ki; hayat kısa ve ölümün nerden vuracağı asla ve katiyen söz konusu değilken neden üzülmek? Neden üzmek? Hâlâ telefonlarınız ellerinizde mi? Hâlâ benim yazdıklarımı okuyabilecek durumda mısınız?
Evet! O zaman hala neden olduğunuz konumdan mutlu olamayıp dramatik postlar ve storyler atıyorsunuz ki?
Başka konu şu ki; mutlu olmak için büyük şeylere ihtiyacınız yok. Çoğu kişi evden çıkamıyor diye şikayetçi , ya da eskisi gibi sosyalleşemiyor diye. Mutlu olmak için bunlara ihtiyacınız yok sevgili canlarım. Bir paket çikolata alın ve bir fincan kahve eşliğinde güzel bir film izleyin. Akıcı bir kitap okuyun ve evdekilerle sohpet edin.
Zamanınız varken.
Evet Virüs hakkındaki kısa düşüncelerimizden sonra belirtmek isterim ki şuan da yazdıklarım git gide dikkat çekmeye başlıyor. Asla stalk yapmadıklarım bile bana ilgi duyduklarını belirtiyor ve hayranım olma yolunda ilerlediklerini söyleyen mesajlar atıyorlar. Açıkçası biliyorsunuz ki derdim asla popüler olmak veyahut daha üstün bir yer edinmek asla değildi. Sadece size dışardan nasıl göründüğünüz hakkında kısa bilgiler verdim ve bu başta size tuhaf geliyor olsa da sonradan hoşunuza gitmeye başladı.
27. Bölümdeyiz ve ilk bölümden beridir okuyan sevgili canlarım, aslında nerden nereye geldiğimizin farkındasınız öyle değil mi? Kimleri eleştirdik ve kimleri hoşgördük. Etiket attıklarımın çoğu çoktan hesap silme veyahut hesap yenileyip yeni karakterler edinmeye başlamışlar bile. Bu benim her zaman size anlattığım bir şeydi.
Burası sanal ve kimse katiyen kalıcı değildir. Kitabım okunduktan sonra ve etiket+yorum kısımlarında yer edinen kullanıcıların çoğu küfür etmeyi bıraktı diye görüyorum. Bu beni gerçekten acizane bir mutluluğa sürükledi diyebilirim. Çünkü herne kadar benim fikir ve analizlerim başta fazlaca tepki toplamış olsa da bu sizde küçükte olsa bir yer edindiğini gösterir. Sık sık bölüm atamıyorum çünkü herkesin bir hayatı vardır. Ve daha önce altıni çizdiğim gibi ben sanal ortamlarda çokça karaktere sahiplik yapıyorum. Kimse ile yakın bir ilişkim olmasa da stalk yapıyor ve sizi analiz ediyorum.
Ah öncelikle merhaba sevgili Işıl. Açıkçası uzun zamandır seni analiz etmem için farklı yollar deniyor olman benim dikkatimi çekti. İlk önce küfür edip beni kışkırtmaya çalışman ve sonrasında ise tatlı bir dille rica etmen. Ve en son tekrar kaba bir dille bunu belirtmen. Ne diyebilirim ki, başta yaptığım analizlerden rahatsız olup bu sefer kendin bunu arz etmen tuhaftı.
Seni uzun zamandır tanıyorum elbette. Söyleyeceklerim ne kadar hoşuna gider bilemem elbette. Velakin ben yanlızca gördüklerimi yazarım buraya. Senin farkında olmadan açık ettiğin tarafların.
Farklı bir kızsın öyle değil mi? Sürekli sevilmek istemen ve bunun için büyük bir çabaya giriyor olman her zaman senin hakkında düşünmeye itti beni. Başlarda fazlaca yanlız bir kızdın bu platform da. Fazla arkadaşın yoktu ve sen, seni seviyorum diyebilecek arkadaşlar edinmek istiyor ve bu yolda istikrarla ilerliyordun.