☘️9☘️

6.6K 402 180
                                    

✴️"Aşkın hafif kanatlarıyla aştım bu duvarları, durduramaz sevgiyi taş sınırlar."

✴️"Ah juliet neden böyle güzelsin ha? yoksa ele avuca sığmayan ölümmü aşık oldu sana? inanayımmı o iğrenç canavarın bu karanlıkta sevgilisi olasın diye seni sakladığına? işte bundan korktuğum için sonsuza dek yanına kalacağım..."

✴️ Romeo:Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedeninin başka ülkelerin çamurlu evlerinde:Bil ki bütün denizleri ayağına dökeceğim.

✴️ Romeo:Senin dudaklarına dudaklarım günahtan arındı.

Juliet:Öyleyse günah benim dudaklarımda kaldı...

Dönüp dolaştı bu sözler beynimde. Uyandığımda jungkook yanımda yoktu. Ama, kokusu üzerime sinmişti.

Bende, yatakta oturmak yerine dışarıdaki salıncağı keşfedip oraya kadar bileğimi umursamadan aptal gibi yürüdüm. Ama neyseki, bileğim fazla acımıyordu sürdüğü kremin etkisinden olsa gerek.

Ayaklarım ileri geri hareket ediyor ve ben, ileri geri sallanıp salıncağın demirlerinden o gıcırdama sesinin çıkmasını sağlıyordum.

Kapının pervazında bir beden fark ettiğimde, garipsemedim. Herzamaki gibi ondan başkası değildi. Yavaşca yanıma yaklaştı ve arta kalan yere oturdu.

"Hasta olacaksın." diye mırıldandı yüzünü bana çevirerek. Şişmiş gözlerimi ona çevirdim ama, birşey demedim. Öylece baktım yüzüne.

"Teşekkür ederim.Yani, seninle uyumama izin verdiğin için." yine sadece başını sallamakla yetinmişti.

"Yarın, annemin doğum günü. Zamanımı onunla geçirebilirmiyim?"

"Geçir."dedi buz gibi sesi ile. Ama, sesinin tınısında acıma duygusuda sezilmişti. Yavaşca arkama yaslandım ve bir elimi salıncağın zincirlerine koydum.

"Çok mu berbat gözüküyorum?" diye sorduğumda, afallamış bir şekilde bana baktı ama bu kısa sürdü.

"Evet. Çok kötü gözüküyorsun."dedi sırıtarak. Alay ettiğinin farkına varmıştım ve bende gülümsemiştim.

"Neden seninle uyumama izin verdin?

"Davranışlarının değişmeyeceğini söylemiştin sarışın. Fikrinden cayma!" dediğinde sesinde sinirlilik sezmemiştim. Ama, çokta sormamıştım.

"Yakında yeni evimize gideceğiz."

"O evde kalacağımı sanıyordum."

"Hayır. Bizim ayrı bir evimiz olacak ve, içinde sana özel birşey var."

"Neymiş o bana özel olan şey?"

"Fikrimden vazgeçmememi istiyorsan sus lisa."

Dediğinde susmuştum. Konuşacak birşey kalmamıştı. Gözlerim seulun o güzel manzarası ile şenleniyordu.

Burası yüksek bir tepeydi ve tamda seulun tamamını görecek şekilde buraya inşa edilmişti.

Yavaşca kollarımı birbirine bağladım ve yüzünü incelemeye başladım.

Bir erkeğe göre, oldukça biçimli bir burnu, şekilli dudakları ve kahverengiden siyaha dönen nir göz rengine sahip iken, keskin çene hatları dikkat çekiyordu.

Aynı zamanda parmaklarında, boynunda yer alan dövmeler insanın dikkatini çekebilecek türtendi. Ayrıca, kulaklarına taktığı yuvarlak halka küpeleri eline taktığı zarif yüzükler ve incecik boynundan sarkan kolyeleri ile daha fazla dikkat çekiyordu.

"İncelemen bittimi?"

"Bitti."

"Güzel şimdi, içeri giriyorsun. Ve aç karnını doyuruyorsun." dedi ve ayağa kalktı. "Nereye gidiyorsun?" dediğimde o, ellerini salıncağın iki tarafına koyup yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Biryere gitmiyorum. Yanında bekleyeceğim." dediğinde parmaklarını saçlarıma daldırmış ve elinde bükmüştü.

"Ben yemek istemiyorum. Aç değilim" dediğimde o, saçlarımda olan bakışlarını yüzüme çevirdi ve yüzünü birazdaha yüzüme yaklaştırdı.

"Öylemi? bir günden fazladır o bodrumdaydın. Ve ne bir su içtin nede bir parça ekmek yedin. Oysaki, ben sana teklif etmiştim."

"Teklif?"

"Evet, adamımla yemek gönderdiğim zaman, elindeki tepsiyi geri ittirdin. Oysaki, sana o kadar ısrarda etmişti ama adamı yere sertçe ittiğinde vazgeçti."

Kaşlarım inanmamışcasına yukarı kalktığında o, dudaklarını birbirine bastırdı ve kafasını salladı.

Gözlerim yavaşca dudaklarına kayarken onunda bakışları dudaklarıma kaymıştı. Yavaşca yüzünü yüzümden uzaklaştırdı ve yavaş adımlarla içeri doğru yürüdü.

Bende, onun peşinden yavaş adımlarla ilerlediğimde. Mutfağı bana göstermiş ve kendisi masaya oturup telefonu ile ingilenmeye başlamıştı.

Ben dolapta gördüğüm ilk rameni almış ve pratik birşekilde yapmayı başarmıştım.

Yemeğim bittiğinde, "Doydun mu?" diye sorduğunda bana, kafamı onu onaylarcasına salladım.

Fakat,

Midemin ağzıma gelmesi ile, elimi ağzıma örtmüş ve koşar adımlarla lavaboya gitmiştim. Onunda peşimden gelmiş olması benim garip hissetmeme neden olmuştu.

Klozetin kapağını açtığım gibi elimi ağzımdan çektim ve, içimde ne var ne yok çıkardım. O ise, saçlarımı bir toka ile pratikçe toplamış öylece bana bakıyordu.

"Daha yeni yemek yedin ve sen, yemeği daha sindiremeden kustun." dediğinde o, kaşlarım yavaş yavaş çatılmıştı.

"En son ne zaman ilişkiye girdin?" demesi ile ağzımı silmiş ve klozetin üzerine oturmuştum.

"Bakireyim."diye yanıtladım bir çırpıda. O ise, yüzünde minik bir sırıtma belirmiş fakat, kısa sürmüştü.

"O zaman, anorexiasın!"

...

▶️Umarım bölümleri seviyorsunuzdur. Bugün yeni bölüm gelicek haberiniz olsun aşklarım.

❤️
❤️ ▶️ ▶️ ▶️ Sizi seviyorum...
❤️

Liskook ile kalın 🎈

SİLVER ☘️ LiskookWhere stories live. Discover now