-35-

1.1K 123 22
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

Bir insanı sevmekle başlar her şey.

☁️☁️☁️☁️


Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardı. Kimine göre bunun anlamı gecikmiş adalet kimine göre ise sabırdı. Fakat anlamı her ne olursa olsun değişmeyen tek şey gerçeğin kanatırcasına acıttığı ve yaraladığıydı. Ayaz Baran volta attığı odada duraksadığında elini ensesine attı ve başını tavana doğru kaldırdı. Takati kalmamış gibiydi ama buna rağmen ayakta durmak ve direnmek zorunda olduğunu biliyordu. Çünkü az ilerisinde sandalyede oturan yaşlı adama ima ettiği şey üzerine adam adeta nefes alan ölü haline gelmişti.

Sevgisini kalbine gömen ve adını lekelediğini düşünen kızının adını anmamıştı Turgut Bey. Hele ki onun kendilerini terkettiğinde evde yasaklı kelime halime gelmiş olan adı adeta sandıklara kilitlenmiş ve yaşayan kızını ölü ilan etmişti. Sahi kaç sene geçmişti? On? Yirmi? Kızı gerçekten öleli kaç yıl olmuştu? İlyas müdürün odadaki varlığını unutan her iki adam da adeta taş kesmiş gibiydi. Konuşmanın sonuna yetiştiği gibi bir de bu adamın kim olduğuna bir türlü anlam verememişti. Kaşları çatılırken öne doğru eğildi. Birinin bu odadaki kontrolü ele alması gerekiyordu.

-Beyfendinin kim olduğunu ve burada neden bulunduğunu bana söyleyecek misin Baran?

Gözleri doğrudan Ayaz Baran döndüğünde yorgunca gözlerini kırptı. Hali hal değildi. Üstelik bu gidişattan da hiç memnun olduğu söylenemezdi. Yemek yemiyor, uyumuyordu. Sıla'dan gelecek bir haberi ya da Sıla'nın bulunmasını sağlayacak bir ipucu için gece gündüz demeden çalışıyordu. Öyle ki üzerindeki siyah tişörtü alabildiğine kırışmış bir kısmı pantolonuna ait kemere sıkışmıştı. Saçlarından bir tutam alnına dökülmüş çene kemikleri sanki daha da belirginleşmişti. Hele o kanlanmış kahve gözleri geride bıraktıkları günlerin özeti nitelikteydi. Peki ya her zaman dik tutmak için çırpındığını omuzları gün geçtikte neden bu denli çöküyordu?

-Turgut Atabey.

İlyas müdür Ayaz Baran'ın günlerdir aradığı adamı sonunda bulabilmiş olmasının iyi olduğunu düşünerek rahatlamak istedi. Fakat her iki adamın yüzündeki ifade de bu hipotezini çürütecek nitelikteydi. Turgut Bey başını eğmiş gözleri hala zemine odaklıyken bir eliyle siyah bastonunun başındaki at figürünü sıkıca kavramıştı. Bastonunu kaldırıp hafifçe zeminle temas etmesini sağladığında boşta duran diğer eli kalbine doğru gitti. Eğer söylenenler doğruysa olanları karısına nasıl anlatacaktı?

-Evet?

İlyas müdür devamını beklercesine Ayaz Baran'a bakmaya devam etti. Oysa İlyas müdür zeki bir adamdı. Ayaz Baran'ın bu adamı neden bu kadar aradığını da neden tüm şüphelerini bu adama yönlendirdiğini de çok iyi biliyordu. Sadece dile getirmesini bekliyordu. Çünkü dile getirir de sesli düşünürse sanki her şey bir anda çözülecekti. Onun yerine yaşlı adam konuşmaya başladığında her iki gözde ona doğru döndü.

-Kızım bana hamile olduğunu söylediğinde karnındaki bebeği iki aylıktı.

İlyas müdür karşısındaki adamın ne kadar üzgün ve pişman olduğunu tahmin etmek istemedi. Sadece yüzündeki ve gözünden akan hüzne odaklandı. Kafasının tepesinde ve yanlarında kalmış beyaz saçları sanki bu duruma eşlik etmek istercesine başına iyice yapışmıştı. Bal rengini anımsatan gözleri solmuş, hırıltılı nefesine öksürükler eşlik etmişti.

-Bir şey yapamadım. Ben.. Ben onun hamile olduğunu duyduğumda hiçbir şey yapamadım. Ta..tabi kabullenemedim de. Nasıl kabulleneyim ki? Bir hırsızı damat olarak ailemden nasıl alayım da bağrıma basayım?

BULUT SUYU Where stories live. Discover now