-28-

1.1K 106 6
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

"Kuşlarımı koymak için bir gök resmi bulamadım."

☁️☁️☁️☁️



Bir kadın, erkeğin kaderi yazabilir miydi? Hayatını köklüce değiştirecek güce sahip miydi? Anılarından silinmeyecek kadar kuvvetli, tek bir dokunuşuyla yıkım getirecek kişi olabilir miydi kadın? Omzuma dokunan el ile başımı yavaşça Sanem'e çevirdiğimde yüzündeki endişe ucu yakılmış kağıt gibi beni yavaş yavaş küle çeviriyordu. Hemen karşımda ayakta duran Akın komiser ve haberi alır almaz Yıldız Hanım ile beraber gelen İlyas Müdür dururlarken bana suçlayıcı bir tavırla bakmadıklarını biliyordum ama işte bundan kaçamıyordum.

-Hastanın yakını?

Saatler sonra açılan kapı ve ortaya çıkan doktor ile bir anda ayağa kalktım. Oraya doğru adımlarken duyacaklarım beni ölesiye korkutuyordu.

-Ben annesiyim! Nas..Nasıl oğlum iyi mi?

Yıldız Hanım dolu sesiyle öne atıldığında İlyas müdür de kendini tanıttı. Sadece iyi bir haber bekliyordum ki ona tutunabileyim.

-Baran Beyin kan tahlilleri sonucunda zehirlendiğini ve bundan dolayı solunum güçlüğü çektiğini öncelikle size söylemem gerek. Kendisini solunum cihazına bağladık ama tedavisi için antidot yani panzehiri bir an önce yapmamız için sizin bize yardımcı olmanız gerekiyor.

Ayakta durmak her geçen dakika daha da zorlaşırken başım dönüyordu. Nasıl zehirlenmişti? Böyle bir şeyi
aynı evin içinde olan ben nasıl fark etmemiştim? Konuşmalar kulağıma uğultu şeklinde ulaşırken Yıldız Hanımdan kopan hıçkırık içimi dağladı.

-Na..nasıl olabilir böyle bir şey?

-Yediği yemekten, damardan enjekte edilerek veya başka bir şekilde bulaşmış olmalı. Bunun için bana son iki saat içerisinde yanında bulunan kişi neler olduğu hakkında tüm bilgileri vermeli.

Tüm gözlerin ağırlığı sadece benim üzerimde kalırken nefes alamadığımı hissettim. Kavga ettiğimizi nasıl anlatacaktım? Yıldız Hanım için gittiğinden bu yana onu görmemiştim ve gecenin bir vakti beni bulan da o olmuştu. O sırada ne yaptığını dahi bilmezken gözyaşlarımı sildim.

-Sabah be..beraber kahvaltı yapmıştık. O ne yediyse bende aynısını yedim. Yıldız Hanımın haberini aldıktan sonra evden ayrıldı ve son o..olanları zaten biliyorsunuz. Ben son iki saattir yanında değildim.

Gözlerimi hepsinin üzerinde gezdirirken burnumu çektim. Eğer yediği bir şeyden zehirlenmiş olsaydı aynısı benim başıma da gelirdi. Çünkü ikimizde kahvaltı da aynı şeyleri tüketiyorduk. Yine de bilmiyordum işte!

-Pekala, yine de o kahvaltıda yediklerinizden birer örnek alsak çok iyi olacak. 

-Hemen hallediyorum.

Akın komiser hızla yanımızdan ayrıldığında yutkunmaya çalıştım.

-Peki ya onlar değilse ne olacak? Neyden zehirlendiğini nasıl bulacağız?

Yıldız Hanım yeniden telaşla sorduğu soruya karşın İlyas müdürün koluna tutundu.

-Zehir doğrudan akciğerleri etkilediği için Baran beyi rahat nefes alması için solunum cihazına bağladık ama buna ne kadar dayanır bilmiyorum. Bu yüzden en kısa zamanda panzehiri bulmamız gerek. Gün içerisinde ne yaptığı hakkında da birazdan ondan bilgi alacağım.

-O zaman oğlum konuşabilecek durumda değil mi?Onu görebilir miyim? Lütfen görmeme izin verin!

Doktor kararsız bakışlarına karşın başını hafifçe aşağı yukarı salladı. Ayaz başkomiseri görmesi için normal odaya alacaklarını söylese de Yıldız Hanım doktor ile beraber yanımızdan ayrıldı. Sarsak adımlarım ile daha fazla gücüm kalmadığımda duvara doğru ilerledim. Sırtımı soğuk betona yaslarken bulanıklaşan görüş açım ile yere çökmek zorunda kaldım. Zehirlenmişti. Bunu kimin yaptığını ve neden yaptığını çok iyi biliyordum. Çünkü onun istediğini yapmamıştım ve o yine zarar vermekten kaçınmamıştı. Şimdi beni izliyor muydu acaba? Çaresiz kaldığımı gördükçe bu durumdan zevk alıyor muydu?

BULUT SUYU Where stories live. Discover now