-27-

1.1K 103 3
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

Herkesin bir geçmişi vardır, tıpkı sayfalarını ezbere bildikleri bir kitap gibi içlerinde duran, arkadaşlarınınsa kitabın ancak ismini okuyabildiği.

☁️☁️☁️☁️


İnsanın vermek için sadece bir canı olurdu. Ruhu bedenine sıkışmaz sadece tek seferde her şey olup biterdi. Benim canım ise uzatmalara oynuyordu. Daha kim beni başına bela olarak almak ister diye etrafına bakınıyordu. Oysa o bile duyduğu sözlerden sonra sessizliğe bürünmüştü. Çırpınmanın aslında boğulmaya sebep olduğunu öğrenmiş miydi? Karaya varmak yerine dibe çekilmenin huzuruna varmış mıydı? Farkına varmış olmalıydı. Çünkü o da yıkıntı harabede yerini almıştı.

Karanlık sokağı aydınlatan bir ay ışığıyken titrek bir sokak lambası da buna eşlik ediyordu. Uyuşan ayaklarım artık yorulduğunu belli edercesine sızladığında durdum. Yönümü kaybettiğim yere geri dönmüştüm. Ciğerlerimdeki son nefesi de derince verdiğimde gözlerimi kapatıp başımı gökyüzüne çevirdim. Artık bakmak istemiyordum. Siyah gökyüzüne artık bakmak istemiyordum. Çünkü acıdan başka bir şey vermiyordu.

Şakağımdan aşağıya süzülen yangın sönmezken gittikçe harlanıyordu. Acaba bulmuş muydu annesini? Yıldız Hanımın hayatta kalması için iyi dileklerimin olmasını dilerdim ama kurumuştu. İyi dileklerim artık kurumuştu. Yine de iyi olmasını temenni ediyordum. Başımı düzeltip akan gözyaşını sildim ve gözlerimi araladım. Devam etmem gerekiyordu. Başladığım noktaya geri dönmeliydim.
Sonuma kendi ellerimle yürümüştüm ve bu pes ettiğimi gösteriyordu. Evet ben bir kez daha yenilmekten kendimi alamamıştım. Özellikle onun ağzından iğrenç bir varlıkmışım gibi çıkarken bu kaçınılmaz olmuştu. Çünkü dayanak noktam yerle yeksan olmuş, paramparça bir hale gelmişti. Bir noktaya dalıp giden gözlerimi gelen sesle o tarafa çevirdiğimde onu gördüm.

Gelmişti.

Yine beni bulmuştu.

Geriye doğru adım attığımda gidemezdim. Benim istediğim artık hesaplaşmak ve gözlerimi kapatmaktı. Herkese ve her şeye. Çünkü dayanmak öyle imkansız bir hale gelmişti ki incelip kopması gereken her şey bana saplanıyordu. Bana öylece bakarken körüklü nefes alışverişinden dolayı inip kalkan göğsü ile bir adım geriye doğru attım. Elimin tersiyle akmak üzere olan yaşı yok ederken ardımı döndüm ve koşmaya başladım kaçabilecekmiş gibi.

Her adımım da yüzümü bıçak gibi kesen soğuk hava ciğerlerimde son buluyordu. Adım seslerini ardımda hissederken dönüpte bakmadım. Attığım her adımın bir diğerinden daha hızlı olması için koşmaya devam ettim. Gözlerim gittikçe netliğini kaybederken duyularım bile artık beni terk ediyordu. Kalabalık caddeye çıktığımda yola doğru atladım. Ardından yankılanan korna sesi ve tekerlerin acı çığlığı bile beni durdurmadı. Çünkü benim bastırmaya çalıştığım ses çok daha başkaydı. Kaldırımın karşısına geçip yeniden ara sokağa girdiğimde artık hiçbir şey göremez hale geldim. Canhıraş yankılanan kesik hıçkırık sesleri de bana ait olsa da kendime bile o kadar yabancı hale gelmiştim ki tahammülüm kalmamıştı.

Kendimi zorlamaya devam ettim ve kaslarım yanana kadar koştum. Unutmak istercesine koştum. Her şeyi ardımda bırakmak ve uçurumdan düşmek istercesine koştum. Girdiğim insan kalabalığından sıyrılırken oluk oluk kanayan kalbimi görmezden geldim. Bacaklarım titremeye başladığında yavaşlayan adımlarımda onu takip etti. Elim soğuk duvara değdiğinde yola odaklanmış bulanık bakışlarımı kaldırdım.

BULUT SUYU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin