Multimedyada Agir'in alıntı yaptığı şarkı var dinlemenizi öneririm.
39|Ölürsem ŞayetDerler ki eğer kalpten dinlersen uçan kuşun kanat sesini duyarsın ve eğer istersen dibinde kıyamet kopsa duymazmışsın.
Hemen önümde kıyamet kopmuştu. Ve ruhum tüm benliğiyle sağır olmayı seçmişti. Kulakları kanatan o sesten sonra herkes, her şey öyle bir sessizliğe bürünmüştü ki işte dedim işte ölümün can yakan çığlığı.
Bu dünyada sessizliğinin bile çığlığı olan tek gerçekle burun buruna gelmiştim. Ölüm!
Göz kapaklarımın ardında portrelenen yüz gitmemek için kazınmıştı. Birbirine karışmış kirpiklerimin arasından iki damla yaş usulca süzüldü. Tüm benliğimle hissettiğim korkuma peleng vurarak gözlerimi örten ince kapakları araladım. Gördüm ilk şey beni içine hapseden bir çift mavi hareydi.
Agir?
Mavi gözler ilk kez sıcaktı. Girdiğim takdirde girdabına kapılacağım denizleri andıran gözler ilk kez cehennemi hissetirecek kadar sıcaktı. Korkuyla belinin iki yanından gömleğini tutarak avuçlarımın arasına hapsettim.
"Agir!" Korkuyla adını haykırırken gözlerimin içine bakmaktan başka bir şey yapmadan öylece durdu. "Agir!" Şaşkınlıkla irileşen gözlerimin yerini yaşlarla dolu bakışlarım aldığında dudakları iki yana doğru kıvrıldı.
Acıyla harmalanmış adamın gülüşünde acı zakkumlar yeşerdi.
"İyi misin?" Dediğiyle gözümden akan bir damla yaş yanağımdan çeneme doğru yol izledi. Belinin iki yanından kavrağım gömleği bırakarak sarılmak için sol elimi sırtına koydum. Hissettiğim ıslaklık hala sıcaktı. Bir bedene yaşam veren kırmızı sıvı o bedeni terk ederken yanıyor gibi sıcaktı. Elimin yaraya denk gelmesiyle yüzünü buruşturdu.
"Yaralanmışsın!" Şokla dediğimle gözlerini kapattı. Bedenime yaslı beden cansızca üstüme yığıldığında akmayı bekleyen yaşlar bir bir özgürlüğüne kavuştu.
"Agir!" Kulaklarımda çınlayan bu ses şayet bana ait olmasaydı, bir başka dudaktan yükselseydi. Duyumsadığım bu acıyla bir köşeye yığılırdım. Mirşah konağının avlusundan semaya yükselen ağıdım göğü inletti. Göğün kulağı olsaydı ağıdımla sağır kesilirdi.
Bedenimdeki tüm kan çekilirken geriye doğru sendeleyerek dizlerimin üstüne yığılıp kaldım. Agir göğsümde boylu boyunca kanlar içinde yatarken korkuyla artık görebildiğim sırtına baktım. Kan siyah gömlekte koyu bir renk bırakmıştı. Boyun girintim arasında soluklanan adamın nefesleri gidip gelirken nefessiz kaldım. Gitgide büyüyen koyulukla korkuyla etrafimdaki ev halkına baktım.
"Ne duruyorsunuz yardım edin. O ölüyor yardım edin. Ömer abi!" Bağırmamla rüyadaymış gibi ayılmıştılar. Avlu mahşer yerine döndü. Kapıdaki adamlar bu etkiyi sağlayan en büyük etkendi. Arkamdan ağıtlar yükseldi.
YOU ARE READING
ATEŞİN AŞKI | Töre Serisi II
General Fiction|TAMAMLANDI| Yıllar önce bir kurşun sıkılmış ve yankıları asırlarca sürmüştü. Şimdi yine bir kurşun sıkılmış ve ben göğe tutsak adamın göğü olmaya mahkum kalmıştım. Adam ateşti yakacağım diyordu bense aşktım yanmayı ezelden beri bilirdim. Bu ate...