10. İhanet

56.1K 2.3K 53
                                    

10|İhanet

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

10|İhanet

İnsan ruhunu yitirdiğinde nasıl tekrar yaşayabilirdi? Yine eskisi gibi hayata aynı pencereden bakacak hevesi bulabilir miydi?

Ben bulamıyordum. Eskisi gibi toprağa düşen ilk çiğ tanesine hevesle bakamıyordum. Ruhum bir anda solmuştu. Çiçekler açmayı beklerken ruhum ansızın kara kışa esir düşmüştü.

Açtığım tüm çiçeklerim ansızın kardelen olmuşlardı. Bir bir eğmişlerdi boyunlarını. Onlarda küsmüştü hayata. Tek tek feda etmişlerdi renklerini. Benim gibi solup gitmişlerdi.

Gözlerim tekrar yaşları ağırlarken karşı koymadım. Artık ağlayacak gücü bile yitirmeye başlıyorken karşı koyamadım. Kaybetmiştim. Girdiğim tüm savaşlarda mağlubiyeti tatmıştım. Önce Berzan'ı, ailemi, hayatımı ve şimdi de ruhumu kaybetmiştim.

Bir hıçkırık boğazımda yarıklar açarak yoklukta kaybolduğun da artık akmaktan usanmayan yaşlar birbiri ardından terk etti bedenimi.

İstemiyordum. Bu odayı bu insanları bu hayatı hiçbirini istemiyordum. Sadece eski Evin'i istiyordum. O kurşunun beni delip geçmeden önceki Evin'i istiyordum. Her şeye umutla bakan benliğimi istiyordum.

Ama benden hiçbir şey kalmamıştı geride. Ne benliğim ne de umutlarım kalmıştı. Hepsi tek tek ölmüştü, öldürülmüştü.

Kapının çalınmasıyla yüzümdeki yaşları silerek yataktan kalktım. Derin bir nefes alıp kapı kolunu indirerek biraz geri çekildim. Zehra'nın beni görmesiyle bir an gülen yüzü soldu. Kaşlarını çatarak yüzüme baktığın da ister istemez gözlerim gözlerindeki odağı yitirerek başka bir yere çevrildi.

"Neyin var?" Sorusuyla ona baktım. Dudaklarım acı bir gülüşe ev sahipliği yaparken neyim yoktu ki. Artık ben yoktum bundan büyük bir yokluk var mıydı? Sorduğu gibi pişman olmuştu. Gözleri şefkatle parlarken bu her zerremde hissedebiliyordum.

"Misafirler geldi. Sende in demek için gelmiştim." Başımı sallayarak onayladığım da başka bir şey söylemeden arkasını dönerek gitti. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde aynada gördüğüm yansımam içimin burkulmasına neden oldu.

Gözlerimin akına ağlamaktan kan düşmüştü. Kirpiklerim hâlâ yaşken fazlasıyla güçsüzdüm. Aynadaki aksim yıkık dökük bir harabenin son çığlıklarını anımsatıyordu. Neden herkes bu çığlıklara sağır olmuştu ki. Sadece yardım istemiştim. Ben bu yardımı Agir'den bile istemiştim. Ama o da herkes gibi sağır olmayı seçmişti.

Ben mi bu kadar aptaldım? Yoksa insanların kalbi mi çoktan kararmıştı? Güçsüzce dudaklarım iki kenara doğru kıvrıldı. Ve son yardım çığlıklarını atan harabe yerle bir oldu. O harabenin altında bir başıma kaldım.

Musluğu açarak suyun avuçlarımın içine dolmasını bekledim. Yüzüme değen her bir su tanesi can çekişen o kızın göz yaşlarını sildi ruhumdan. Sildikçe yeni bir göz yaşı yakıp geçerken ruhumu hissiz olmayı seçtim. Musluğu kapatarak yüzümü kuruladım. Bakışlarım aynadaki aksimden bir an olsun ayrılmazken havluyu lavabonun kenarına koydum. Sakin adımlarla odamdan çıkıp alt kattaki salona giderken beynimdeki tüm sesler sustu.

ATEŞİN AŞKI | Töre Serisi IIWhere stories live. Discover now