34.Hanımağa II.Part

46.8K 1.9K 454
                                    

34|Hanımağa
II.Part

"Bir daha benim karıma,bu toprakların tek hanımağasına sesini yükseltecek olursan konuşacak bir dilin olmayacak!" Arkamda duyduğum sesle hızla Agir'e döndüğümde bakışlarındaki nefretin hedefi olan adamlara acımıyordum.

Agir'in sert adımları yanıma gelene kadar duvarlarda yankı yapmıştı. Bu herkesin duyamayacağı ölümün sessiz senfonizini anımsatıyordu. Agir'in yanımda duran iri bedeniyle Ali ve Hamza'nın önümdeki etten duvarı andıran bedenleri iki yana açıldı.

"Benim konağıma gelip birde benim karımı tehdit ederek cami duvarına pislediniz. Bu hadsizliklerinizin bedeli çok ağır olacak." Agir'in yanımdaki bedeninden yükselen öfkesini tenimde hissederken bunca zamana kadar bana böyle bir öfkeyle bakmadığını fark ettim.

"Ağam kızım buradaymış. Gelinağamız inatla vermeyeceğini söyleyince biraz öfkelendik." Yaşlı adamın süt dökmüş kediye dönmüş hallerine tiksintiyle baktım. Demin sırf kadın olduğum için tehditlerin havada uçuşunu hemen unutmuş haldeydi. Arkasındaki oğulları olduğunu düşündüğüm adamlar ayağa kalkmış ellerini önünde birleştirmişlerdi. Başları eğik sessizlik yemini etmiş bir halleri vardı.

"Hanımağan ne diyorsa o'dur." Agir'in henüz konuyu bilmeden beni savunması göğsümün gururla kabarmasını sağladı.

"Ama ağam..." yaşlı adamın arkasından yükselen itiraz dolu sesle Agir'in öfkeli bakışları hızla ona yönelmişti.

"Hamza çıkar şunları sonra ne yapılacağına karar vereceğim. Şimdi gidin ve kendinize girecek bir mezar bulun." Kararlı ses tonunun barındırdığı sertlikle adamlar başları önünde eğik giderken bir süre arkalarından baktım. Agir'e dönmemle bakışlarıyla karşılaşmam bir oldu.

Yüzümü arşılayan bakışlarının ağırlıyla yutkundum. Mavi harelerinden geçip giden duygu karmaşası arasında seçebildiğim tek duygu gurur olmuştu. İlk kez bana gurur dolu bakarken gülümsemekten kendimi geri alamadım.

"Anlatın hanımağam nasıl bir meseleye bulaştınız?" Normal tuttuğu ses tonunun altında birkaç alay kırıntısı hissetmek garip bir şekilde beni de keyiflendirmişti. Başta çekinsemde artık kızmayacak olduğuna emindim.

"Ben bir şey yapmadım ki Agir. Olay gelip beni buldu." Omuz silkip konuşmamla kaşları inanmadığını belirtmek için kalktı. "Hem bu mesele çok önemli. Ufacık bir kızı öldüreceklerdi." Kaşları dediklerimle bu sefer ciddiyetle çatıldı.

"Doğru dürüst anlat şu meseleyi." Az öncenin aksine sesinde bu sefer eğlenen ifade yoktu.

"En iyisi görmen." Hızla elini avucumun arasına alıp merdivenlere ilerlerken sessizce beni takip ediyordu. Daha doğrusu onu çekiştirmeme engel olmuyordu desek daha uygun olurdu. Hızla çıktığımız merdivenlerin ardından Berfu'nun olduğu misafir odasının önünde durduk. Gözlerim bir an Agir'in mavi harelerine dokunsada hemen kapıya çevirdim. Birkaç kere çaldığım kapının ardında duyduğum adım sesileriyle biraz daha kapıya yaklaştım.

"Dilan benim Evin." Hemen açılan kapıyla Dilan'ın bakışları ilk Agir'i buldu. Kapıda beklememek için Dilan'ın geçmemiz için bıraktığı alandan geçerek odaya girdim. Agir de elini bırakmadığım için benimle girmişti. Bakışlarım yatağın içindeki baygın bedene değdiğinde telaşla Dilan'a baktım.

"Neden kendine gelmedi?" Ona bir şey olacak korkusu içime sinsice işlerken hastaneye götürmemiş olmanın pişmanlığıyla boğuşuyordum.

"Korkma yenge demin uyudu." Dilan'ın içime su serpen sözleriyle içime derin bir nefes çektim. Dilan'ın bakışlarını Agir ile birleşmiş ellerimize kaydığını yakalayınca öksürerek elimi çektim. Avucumu eteğime vururken Agir'e döndüm.

ATEŞİN AŞKI | Töre Serisi IIWhere stories live. Discover now