IX/üstümdeki gücün

3.8K 504 435
                                    

"Kim olduğunu bilmek istiyorum,
Kalbin benim için atsın istiyorum.
Ah, ben..."

*

22 Temmuz 2002
Güney Kore / Busan

-Deprem Anı-

*

"Jungkook, yatağı sallamayı bırak." Jimin tombul yanaklarını sallayarak Jungkook'a dik dik baktı. Jungkook ise hyungundan aldığı kırmızı arabasıyla yatağın hemen dibinde, yerde oynuyordu.

"Ben bir şey yapmıyorum, hyung." Kendi kendine mırıldanır gibi bakışlarını arabadan çekmeden parkenin üzerine arabasını sürüyordu. Arada bir küçük dudaklarıyla korna sesi çıkarıyor ve arabası gerçekmiş gibi hissettirsin diye yolda giderken motorundan çıkan sesi taklit etmeye çalışıyordu. Jimin boyadığı kahverengi gözlü geyiği yatağın üzerinde bırakıp aşağı doğru eğildi. Sallantı devam ediyordu.

"Jungkook dedim!"

"İyi de ben yapmıyorum ki hyung!" Sallantı şiddetlenmeye başladığında ve Jimin gerçekten de Jungkook'un yatağı sallamadığını gördüğünde küçük gözlerini yapabildiği kadar büyültmüş ve apar topar yataktan inerek Jungkook'u oyun oynadığı zeminden kaldırmıştı. Sallantı şiddetini giderek arttırdı, Jimin dengesini kuramayıp yere düştüğünde Jungkook'un koluna sıkı sıkı tutunuyordu.

"Hyung, neler oluyor?" Jungkook titreyen sesiyle Jimin'e bakıp hyungunun tutuşuna sığınırken sormuştu bu soruyu. Jimin onu cevapsız bırakarak yerde, dizlerinin üzerinde ilerlemeye çalıştı. "Annemlere söyleyelim." Jungkook Jimin'den yanıt alamayınca konuşmaya devam etti. "Onlara seslenelim. Anne!" Çocuk var gücüyle bağırıp Jimin'in tutuşundan kolunu kurtarmaya çalışırken sallantı daha da artamaz diye düşündüklerinde biraz daha arttı. Artık yerde bile doğru düzgün duramıyorlardı.

Jungkook neler olduğunun farkında değildi fakat Jimin anlamıştı elbette. Okulda ona ne olduğunu öğretmişlerdi bu sallantının. Deprem oluyordu. Akıllı bir çocuktu Jimin, hemen öğrendiklerini hatırlamaya çalıştı Jungkook'u daha da yakınına çekerken.

"Anne!" Jungkook ise annesine seslenmeye devam ediyordu. Fakat büyük bir gürültü koptu ve iki çocuk çığlık çığlığa gözlerini yumup yere yatarken Jimin altına aldığı Jungkook'u sararken üzerinden düşüp geçen birkaç parça şey hissetti. Bunlar oldukça ağır ve can yakan şeylerdi. Gürültü dindiğinde fakat tamamen bitmediğinde, Jimin kafasını kaldırdı ve kısık gözlerle etrafına baktı. Jungkook'un odasının kapısı paramparça olmuş, moloz yığınlarının altında kalmıştı. Odada her şey yerinden oynamış, yatağın üzerine birçok tuğla düşmüş ve boya kalıntıları iki çocuğun üzerine yağmur gibi yağmıştı. Yağmaya da devam ediyordu. Gürültü yüzünden kulakları çınlayan Jimin yüzünü buruşturdu ve ağlamaya başlayan, kollarında tir tir titreyen çocuğu tüm bunlardan uzak tutmak için çabaladı. 

Tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekken bir gürültü daha koptu ve dibinde durdukları dolap, kapakları açılarak üzerilerine doğru düşmeye başladı. Tam da o esnada, büyük ve kalın dolabın kapağı dik bir şekilde olduğu yerde durdu ve dolabın tamamen ikisinin üzerine düşmesini engelledi. Yine de oldukları yere sıkışmışlardı. Jimin hareket bile edemiyordu. Dizleri ve dirsekleri yere değer bir vaziyette yüzü, altında kalan Jungkook'un ensesine dönüktü. Jungkook'u yatıştırayım derken kendisini de bağıra bağıra ağlarken buldu.

baisemain ¦ jikookWhere stories live. Discover now