VI/düzeltmeye çalışmak

4.8K 528 371
                                    

"Elinden gelenin en iyisini denediğinde ve başarılı olamadığında,
İstediğine sahip olduğunda ama ihtiyacın olan o olmadığında,
Çok yorgun hissettiğinde ama uyuyamadığında,
Geriye dön."

*

Hayatta çoğu şeyde başarılı olamadığım gibi bir şeyleri çözmekte de başarılı değildim. Düşünmekte, mantıklı olmakta, bir şeyleri sonuca bağlamakta ve vardığım sonuçtan memnun olmakta. Her şeyim vardı belki, fakat istediğim tek bir şeye sahip değildim. 

Son derece yorgun, bitkin ve çözümlenemez hissediyordum. Yine de geçmişim vardı, tutunabileceğim anılarım, güçsüz düştüğümde sarılabileceğim hayallerim vardı. Geriye sarıp, yeniden sarıp sarıp onu bulacaktım.

Ya da vazgeçip hayatın tadını çıkarmak için yeni birileriyle tanışacak ve unutmaya çalışacaktım. Hayatımı bir şekilde onun varlığıyla yola sokacak, bir düzene oturtmaya çalışacaktım.

Onu bulsam da, bulmasam da zihnimdeki o çocuk bedeninin önümü bir fener gibi aydınlatmasına izin verecektim.

"Hyung,"

"Hım?"

"Şu Jimin, ne zamandan beri tanışıyorsunuz onunla?"

"Çok olmadı işte, sen dün kafeye gelmeden önce falan."

"Nasıl biri sence?"

"İyi çocuk, çok kibar. Yoongi'nin anlattıklarına göre çok da yetenekli."

"Sevdin yani?"

"Evet."

"Garip gelmedi mi hiç?"

"Neden gelsin ki? Jungkook ne saçmalıyorsun deminden beri tanrı aşkına?" Yerimde oflayarak dizlerimi sarkıttığım kanepeden doğruldum.

"Hiç."

"Var bir şeyler."

"Ne olabilir ki?"

"Bilmiyorum, dün anlattığından farklı bir şey mi oldu yoksa?" Kafamı hiddetle iki yana salladım.

"Saçmalama, ne olabilir ki? Sadece bana bazı şeyleri çağrıştırıyor."

"Nasıl bir şeyler?"

"Bir önemi yok, boş ver. Sen işe gitmeyecek misin hem?"

"Bugün geç gideceğim. Dökülsene sen, ne oluyor bakalım?" Hoseok hyung ayaklarını bacaklarının altında topladı ve telefonunu kapatarak yanına, minderin üzerine fırlattı. Şimdi ilgisi tam anlamıyla üstümdeydi, eyvah.

Hoseok hyung sabah kalkar kalkmaz odama dalmış, dün neler olup bittiğini teferruatıyla öğrenmiş, ardından da annemin erkenden çıktığını söyleyerek kendi işleri olduğunu ileri sürmüş ve beni kahvaltı hazırlamam için zorlamıştı. Kısa ve ucuz bütçeli bir kahvaltıdan sonra, bulaşıklar dağ olmuş mutfak almış başını giderken, salonda oturmuş onun ağzından Jimin hakkında laf almaya çalışıyordum. Pek bir şey bilmediği yetmezmiş gibi bir de ağına takılmıştım. Daha harika ne olabilirdi ki?

"Bir şey olduğu yok, sadece çok fazla benzer yönleri var..." Hoseok hyung kaşlarını çatarak kafasını sağa doğru eğdi.

"Kiminle?" Yutkundum ve kafamı kaşıyarak bunu en kısa ve açıklayıcı yönden ona açıklamanın bir yolunu düşünmeye başladım.

"Hani sana bir kere birinden bahsetmiştim, depremden önceki hayatımla ilgili. Yaşadığım yeri, ailemi ve arkadaşımı, bir arkadaşımı anlatmıştım sana. Adı Jimin'di." Çenemi eğerek alnıma dökülen perçemlerimin ardından ona baktım, ifadesini ölçütlendirmek amacıyla.

baisemain ¦ jikookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن