V/tutunuyor ve boş veriyoruz

4.4K 553 383
                                    

"orada biri var mı?
beni dinleyen biri?
bunun sonun başlangıcı olup olmadığını bilen var mı?"

*

Depremden bir gün önce;

*

"Al bakalım, hyunguna çilekli ve sana muzlu." Jungkook ellerini mutlulukla çırparak kendi bahçelerine serilen örtünün üzerine oturdu.

"Teşekkürler, anneciğim!" Hiddet ve heyecanla bağırıp kurabiyelerle dolu tabağı örtünün üzerine bırakan ve ona göre dünyanın en güzel annesi olan, annesinin yanağına sulu bir öpücük kondurdu.

"Afiyet olsun, bebeğim. Sakın bahçeden uzaklaşmayın."

"Tamam!" Jungkook istemsizce heyecanlanıyordu. Havalar ısındığı için artık hyunguyla dışarıya çıkıp oynayabiliyordu. Bahçelerindeki çimler kocaman olmuş ve yeşermişti. Jungkook bazen onları unutarak çekip çekip yoluyordu fakat sonra çok üzülerek onları kopardığı yere geri dikmeye çalışıyordu.

"Jungkook!" Kendi evlerinin bahçesinden seke seke kucağındaki arabalarıyla gelen Jimin hyungunu görünce kıkırdadı. Hyungu neredeyse tüm oyuncaklarını kucağında getirmişti.

"Hyung, bak! Annem bize süt ve kurabiye koydu." Jimin kucağında en değerli şeylerini taşırmış gibi taşıdığı arabalarını örtünün üzerine fırlattı ve dizlerine anca gelen kısa kot şortunu çekiştirerek dizlerinin üzerinde yere zıpladı.

"Voaaaahhhh! Senin annen bir tane! Hem de çilekli süt, Jungkook! Voaaahhhh!" Jimin hayranlıkla kıkırdayıp en sevdiği un kurabiyelerinden bir tanesini ağzına atıverdi. Kendi çilekli sütünün kapağını açtığı ağzına dikti ve çok susamış gibi kana kana içti. "Harika!" Dudağının üstünde kalan bir karış sütü diliyle yaladı ve kendisinin aksine damla çikolatalı kurabiyelerden yiyen Jungkook'a baktı.

"Güzel mi?" Jungkook son lokmasını ağzına atmadan önce mırıldandı.

"Evet, denemek ister misin?" Jimin önce kendi önündeki sonra da Jungkook'un önündeki kurabiyelere baktı.

"Hayır, un kurabiyelerine ihanet edemem. Rüyalarıma giriyor sonra!" Jimin sanki çok ciddi bir konu hakkında konuşuyormuş gibi kaşlarını çattığında Jungkook kıkırdadı ve yerinde sağa sola kıpırdandı. Hatta bir ara geriye doğru düşüyordu.

"Rahat dur, Jungkook. Düşeceksin şimdi."

"Ne yapayım yani? Bu kurabiyeler bana bir canavar enerjisi verdi hyung! Bugün kesin sein yeneceğim!"

"Rüyanda görürsün."

*

Günümüz

*

"Ailemi kaybettiğimde çocuktum daha. Nasıl kaybettiğimi, ortadan birden bire nasıl kaybolduklarını hatırlamıyorum bile. Üstelik işin komik yanı gözlerimi açtığımda her şeyimi kaybetmiş bir çocuktum." Jimin oturduğu kayalıklarda hareketsiz durmaktan sıkılmış olacaktı ki kıpırdandı ve sağa, bana doğru kaydı.

"Hatırlamıyor olman sana verilmiş bir lütuf bence. Ben her şeyi hatırlıyorum." Elimdeki muzlu sütün dibini boylarken o elindeki çilekli sütü yarısı dolu halde sallayıp duruyordu.

baisemain ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin