KADER YAZICI

BÖLÜM 41

"Öyle bir anlattınız ki bir anda bütün operasyonun sorumluluğunu onlara devretmek geldi içimden. Acaba oralara kadar hiç gitmesek de Zamoran'daki işleri onlar mı halletse?" dedim Matt anlatacaklarını bitirdikten sonra.

Paldor söylediklerimin gerçek olduğunu sanarak hemen tepki gösterdi:

"Yok artık! O kadar da değil."

"Herhalde Paldor, şaka yapıyorum. Hemen de ciddiye aldın. Ama ne yalan söyleyeyim sağlam çocuklarmış. Doğrusu müthiş rahatladım şu anda."

Matt: "Aynen..." diye onayladı kısaca. "Onlara sonuna kadar güvenebiliriz."

Rachel yeni duruma göre fikir yürüttü: "O zaman iş yine Forneus'ta bitiyor anlaşılan. Burdon'ları oradan çıkarıp biz gelene kadar Zamoran askerlerinden koruması ve tek parça halinde kalmalarını sağlaması gerekiyor."

Matt her zamanki muzip ifadesini takarak gülümsedi: "Forneus önce kendini korusun da... Yazık olacak, aslında çok da kötü biri değildi ama kaderi böyleymiş demek ki."

"Ne alaka?" dedi Paldor Matt'e. "Bizim endişe duyduğumuz Burdon'ların hayatı. Sen konuyu tam olarak kavrayamadın sanırım."

Charles Matt'in söylemek istediğini anlamış görünüyordu, ona bakarak: "Doğru ya... İşin bir de bu boyutu vardı değil mi?"

"Ne boyutu?" dedi Richard sinirlenerek. "Biraz daha açık konuşabilir misiniz?"

"Tabii şekerim." diyerek anlatmaya başladı Matt. "Şimdi Carol ve Forneus bütün bu olaylar başlamadan hemen önce oldukça yakınlaşmışlardı."

"Sevgili gibi mi?" dedi Richard araya girerek.

"Aynen öyle, sevgili gibi..." diyerek devam etti Matt. "Tabii bu noktada ne oldu; hemen erkek kardeş faktörü girdi devreye. Yani Aden..."

"Evet yaa... Aden hiç hoşlanmamıştı Forneus'tan."

"Haksız da sayılmazmış." dedi Rachel. "Görmediniz mi neler geldi başlarına."

"Evet hem de bunların yüzünden..." diye onayladı Richard. Matt ekledi:

"İşte şimdi bütün bunların ışığında bir düşünün; bu sinirli kardeşler uyandıklarında bütün bu yaşadıklarından sorumlu tuttukları kişiyi, yani Forneus'u karşılarında görünce ne olur? Ki kardeşlerin karakterlerini biraz önce verdiğim örnekte size kısaca anlatmaya çalışmıştım hatırlarsanız."

"Onu da Forneus düşünsün bir zahmet." dedi Paldor umursamazca.

Paldor'un bu son cümlesi aynı zamanda kriz toplantımızın da son cümlesi olmuştu. Ve anlaşılan artık benim sahne sıram gelmişti. Forneus yine odasının yüzey alanını hesaplamakla meşguldü. Bütün odayı enine boyuna adımlıyordu. Onunla temas kurduğumu hemen anladı.

"Maya ben de seninle konuşmak için sabırsızlıkla bekliyordum. Ama seninle nasıl temas kuracağımı bir türlü çözemedim."

" Ne oldu bir terslik mi var?"

"Bana göre evet." dedi Forneus. Söze nasıl başlayacağını bilemiyor gibiydi:

"Maya bak, bunu sana söylemenin en doğru yolu nedir diye düşünüp duruyorum deminden beri. Çünkü biliyorum, günlerce çalıştınız bu planları oluşturmak için. Hatırlıyorsan başlangıçta da sana sonuna kadar destek olacağımın sözünü verdim. Ama şimdi durum çok farklılaştı benim için."

"Ne oldu, yoksa vaz mı geçeceksin?"

"Hayır kesinlikle!" diyerek düzeltti Forneus. "Söz verdiğim gibi size sonuna kadar destek olacağım. Ama tek bir şartım var; öncelikle Burdonları kurtaracağız..."