BÖLÜM 37

1.8K 246 10
                                    

Ultor, profesyonel askerlerin yaptığı gibi başını sertçe sallayarak emri onayladı. Forneus hareketlendikten sonra da kapıya doğru ilerlediler. Beyni benim kontrolümdeydi ve bu nedenle de Forneus'un emirlerini harfiyen yerine getiriyordu.

"Ultor, birincisi asker ya da robot gibi davranmayı kes ve doğal ol, ikincisi de benim için iptal ettiğin bütün yetkilendirme kodlarını tekrar aktif hale getir."

"Tamamdır." diye cevap verdi Ultor kısaca. Forneus'un istediği gibi artık daha doğaldı. Kapının önüne geldiklerinde ise ikinci emri yerine getirdi:

"Nika, üste Forneus için iptal edilmiş bütün yetkileri tekrar aktif hale getir."

Nika daha önce de yaptığı gibi Ultor'un yüz ve retina taramasını yaparak kimliğini onayladı, arkasından da ekrana Forneus'un resmi ile birlikte gelen ve yanında bulunan kırmızı renkli 'Geçiş izni yok' emrini iptal etti, onun yerine yerine yeşil renkli sayı ve rakamlardan oluşan bir kod yerleştirdi.

"Kaldırılan bütün yetkiler tekrar tanımlandı." dedi Nika ve sonra da kapıyı açtı.

Kapı açılınca, Forneus bir an duraksadı ve derin bir nefes aldı. Oldukça tedirgin ve heyecanlı görünüyordu.

"Sakin ol Forneus, korkacak bir şey yok, sadece normal davran." diyerek uyardım onu. "Sonuçta kimse senin bir süredir tutuklu olduğunu ve şu anda da firar ettiğini bilmiyor."

"Benim korktuğum o değil Maya... Asıl Carol'un odasına girdiğimde karşılaşacağım manzaradan korkuyorum. Kim bilir ne deneyler yapmışlardır üzerlerinde." diye cevap verdi, aynı anda nefretle Ultor'a bakarak. Eğer oraya vardıklarında manzara gerçekten de Forneus'un dediği gibi çıkarsa, bu belki de bu Ultor'un yaşadığı son dakikalar olacaktı. Böyle bir durumda Forneus'u durdurabilir miydim doğrusu emin değildim.

"Kötü düşünmemeye çalış Forneus. Umarım korktuğun gibi değildir." diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım.

"Umarım." dedi mırıldanarak. Ama buna pek ihtimal vermediği açıkça belli oluyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse, aslında ben de onun gibi düşünüyordum.

Aynı anda kapıdan çıkmış ve koridorda birlikte yürümeye başlamışlardı. Koridor oldukça genişti ve tasarımı bilim kurgu filmlerindeki fütüristik uzay gemisi görüntülerinden çok daha etkileyiciydi. Bununla birlikte oldukça yoğun bir yaya sirkülasyonu hemen göze çarpıyordu. Savaşa hazırlık durumu buradan da rahatça anlaşılabiliyordu ve koridorda farklı kıyafet ve görünüşteki birçok asker, hızlı adımlarla sanki bir yerlere ulaşmaya çalışıyor gibiydi.

Bu askerlerden bazıları fiziki olarak Forneus ve Ultor'a benziyordu. Onlar gibi siyah renkli giyinmişlerdi ve yüzleri açıktı. Diğer bir grup ise oldukça iri ve uzun boyluydu. Ayrıca kask da takıyorlardı. Yüzleri görünmüyordu ve kıyafetleri gri renkteydi. Bacaklarının her ikisinde de bildiğimiz tabancalardan daha büyük birer silah vardı. Ayrıca sırtlarında da tüfek tarzında büyük bir silah asılıydı. Bu silahların standart mermilerle çalışmadığını anlamak için uzman olmaya gerek yoktu. Ya lazer silahıydılar, ya da manyetik veya elektrik şok dalgası üreterek çalışıyorlardı. Ayrıca kıyafetlerinin bazı noktalarında ve kasklarının yanlarında da yanıp sönen minik led lambalar bulunuyordu.

Bir diğer grup ise fiziki olarak onlardan daha küçük ama Forneus ile Ultor'dan daha iriydi ve hem boyut hem de görünüş olarak birbirlerinin tıpatıp aynısıydılar. Kıyafetlerinin şekli ve tasarımı da diğer iki gruptan tamamen farklı ve beyaz renkteydi. Onlar da kask takıyorlardı ve silah çeşitliliği muhtemelen diğerlerinden biraz daha üstündü. Çünkü diğerleri gibi görünür silahları zaten vardı ve ayrıca kıyafetlerinin omuz bölgelerinde hemen göze çarpan abartılı şişkinlik, sanıyorum ekstra silah gücü yerleştirmek için oluşturulmuştu.

KADER YAZICIWhere stories live. Discover now